Mail Grubuna üye olmak için aşağıdaki kutuya mail adresinizi girin

Google Grupları
Testis Kanseri grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

29 Temmuz 2008 Salı

Tedavi Sırasında ve Sonrasında Düşüneceğiniz Hayat Tarzı Değişiklikleri

Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır.

Kanser hastası olmak ve tedaviyle uğraşmak zaman alıcı ve duygusal açıdan yıpratıcı olabilir. Ancak aynı zamanda hayatınıza yeni açılardan bakmaya başladığınız bir dönem de olabilir. Sağlığınızı uzun dönemde nasıl iyileştirebileceğinizi düşünebilirsiniz. Bazı hastalar, bunları yaşamaya kanser tedavisi sırasında başlar.

Daha Sağlıklı Tercihler Yapın

Kanser olmadan önceki sağlığınızı düşünmeye başlayın. Sizi daha az sağlıklı yapan şeyler yapmış mıydınız? Belki çok fazla alkol aldınız, ya da gereğinden fazla yediniz, veya sigara içtiniz ya da çok sık spor yapmadınız. Duygusal olarak, belki duygularınızı içinize attınız, ya da stresli durumları çok uzun süre yaşadınız.
Şimdi kendinizi suçlamanın ya da suçlu hissetmenin zamanı değil. Bununla birlikte, bugünden başlayarak hayatınızın geri kalanında sizi olumlu etkileyecek değişiklikler yapmaya başlayabilirsiniz. Kanserden dolayı bunca şeyi yaşadıktan sonra değişiklikler için bugünden daha iyi bir zaman yoktur.

Beslenme Biçimi

Doğru beslenme her insan için çözülmesi gereken bir sorundur. Fakat kanser tedavisi sırasında ve sonrasında daha da zor bir hale gelir. Örneğin, tedavi genellikle tat duygusunu değiştirebilir. Bulantı problem olabilir. İstemediğiniz halde iştehınız kesileblir ve kilo kaybedebilirsiniz. Öte yandan, bazı insanlar fazla yemek yemedikleri halde kilo alırlar. Bu da sinir bozucu olabilir. Tedavi sırasında kilo kaybediyorsanız veya tat problemleriniz varsa, yemek için elinizden geleni yaoın ve bu prolemlerin zamanla azalacağını hatırlayın. Tedavinin yan etkileriyle mücadelee etmek için size tavsiyelerde bulunabilecek beslenme uzmanından yardım istemeyi doktorunuzdan isteyebilirsiniz. Kendinizi iyi hissedene kadar ve normal programınıza devam edene kadar küçük porsiyonlar şeklinde, 2-3 saatte bir yemek size yardım edebilir.
tedaviden sonra yapabileceğiniz en iyi şey sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmektir. Yapacağınız bazı basit değişiklerin, sağlıklı yiyeceklerin çeşidini artırmak gibi, uzun dönemde ne kadar faydalı olacaklarına şaşıracaksınız. Şeker ve un yerine tam tahıl yiyeceklerini tercih edin. Sosis, salam, sucuk gibi işlenmiş etleri beslenmenizden çıkarın. Alkol içiyorsanız günde en fazla 1 veya 2 kadehle sınırlayın. Düzenli spor yapmayı da unutmayın. İyi bir beslenme ve egzersiz, sizin sağlıklı kiloda kalmanızı ve daha enerjik hissetmenizi sağlar.

Dinlenme, Yorgunluk, İş ve Egzersiz

Yorgunluk kanser tedavisi görenlerde çok sık görülen belirtilerden birisidir. Bu sırdana bir yorgunluk değildir. Kemik yorgunluğudur ve dinlenmeyle iyileşmez. Yorgunluk tedaviden uzun süre sonra da devam eder. Fiziksel aktiviteden kaçınmaya neden olur.
Bununla beraber egzersiz yorgunluğunuzun azalmasına yardımcı olabilir. Çalışmalar gösteriyor ki kişisel ihtiyaçlarınıza göre düzenlenmiş bir egzersiz programını takip ederseniz, fiziksel ve duygusal olarak daha iyi hissedersiniz ve daha kolay mücadele edersiniz. Tedaviniz sırasında hastaysanız ve dinlenmeniz gerekirse, zindeliğinizin ve kas gücünüzün azalması normaldir. Fİziksel terapi gücünüzü kazanmanıza ve yorgunlukla, bununla birlikte çok yorgun hissetmekle birlikte gelişen depresyonun giderilmesinde yardımcı olabilir.
Herhangi bir fiziksel aktivite sizin durumunuza uyabilir. Hiç spor yapmamış yaşlı bir insan, haftada 3 kez tenis oynayan 20 yaşında biriyle aynı şekilde spor yapamaz. Birkaç yıldır egzersiz yapmıyorsanız kısa yürüyüşler apmayı düşünebilirsiniz.
Egzersiz planlarınızı yapmaya başlamadan önce doktorunuzla konuşun. Daha sonra egzersizde size arkadaşlık edecek birini bulun. Yeni bir egzersiz programına başlarken yanınızda ailenizin veya arkadaşlarınızın olması size destek olacaktır.
Eğer çok yorgun hissediyorsanız, aktivite ve dinlenme zamanlarını ayarlamalısınız. Gerektiğinde dinlenmeniz normaldir. Bazı insanlar için kendilerine dinlenmek için izin vermeleri zordur.
Egzersiz hem fiziksel hem de duygusal sağlığınızı iyileştirebilir.

  • Kardiyovasküler(kalp ve dolaşım) sisteminizi iyileştirir.
  • Kaslarınızı sıkılaştırır.
  • Yorgunluğu azaltır.
  • Endişe ve depresyonu azaltır.
  • Genel olarak daha mutlu hissettirir.
  • Kendiniz hakkında daha iyi hissettirir.

Uzun dönemde egzersiz, bazı kanserlerden korunmada rol oynuyor. Amerikan Kanser Derneğinin kalvuzunda kanseri önlemek için bir yetişkinin en az 1 fiziksel aktiviteyi haftanın 5 yada daha fazla günü en az 30 dakika yapması öneriliyor. Çocuklar ve gençler haftanın 5 günü günde en az 60 dakikalık enerjik fiziksel aktivite yapmaları için özendiriliyor.

Peki ya duygusal sağlığınız?

Tedaviniz bittiğinde kendinizi duygularla bunalmış halde bulabilirsiniz. Bu birçok insana oluyor. Tedavi süresi boyunca kendinizi sadece bu konuya odaklayabilirsiniz.

Şimdi kendi ölüm ihtimalinizi veya kanserinizin ailenize, arkadaşlarınıza ve kariyerinize etkilerini düşünüyor olabilirsiniz. Ayrıca beraber olduğunuz kişiyle ilişkinizi yeniden değerlendirmeye başlayabilirsiniz. Bazı beklenmedik konular da sizi endişelendirebilir. Mesela, sağlığınıza kavuştuktan sonra doktorunuzu daha az görürsünüz ve bu bazılarında endişeye neden olabilir.

Bu zaman duygusal ve sosyal destek almanızı gerektiren doğru bir zamandır. Size güven ve güç verecek kişilere ihtiyacınız olabilir. Bunlar aile, arkadaşlar olabilir.

(Yazının bu kısmında Amerika'da bulunan destek gruplarından bahsediyor. Bunları Türkçe'ye çevirmedim. Maalesef Türkiye'de böyle destek grupları yok. Kanser dernekleri var, ama böyle bir çalışma yaptıklarına tanık olmadım. Biz 3-3,5 ay boyunca hastaneye gittik geldik, fakat bir tane kanser derneğinin bir üyesiyle karşılaşmadık. Bence bu konularda çok eksiğimiz var.

Kardeşimin hastalığı boyunca Amerika'daki bir internet sitesinin forumuna katıldım. Forumu kuranlar testis kanseri hastalığı geçirmiş kimseler. Hem tıbbi konularda hem de duygusal açıdan diğer testis kanseri hastalarına destek olmaya çalışıyorlar. İlgilenenler için adresi şöyle: http://www.tc-cancer.com/forum/index.php )

25 Temmuz 2008 Cuma

Biz Neler Yaşadık?

Aslında bunları yazmak konusunda çok düşündüm. Siteyi kurmaya başladığımda yaşadıklarımızı yazmak hedeflerim arasındaydı, ama zaman geçtikçe o kötü günleri hatırlayıp yazıya dökmek çok zor geldi. Birkaç kez yazmaya başlamama rağmen bir türlü yapamadım. Şimdi üzerinden az da olsa zaman geçtiği için kısa kısa yazmaya çalışacağım.

1. Kür
1. Kürün 5. günü
Çağrı Viyana'dan döndü ve Pazartesi günü birinci küre başladı. Ben daha kemoterapi başlamadan Amerika'da testis kanseri konusunda uzman olan Dr. Einhorn'a bir mail yazmıştım. Bursa'daki doktorların tedavi yöntemi olarak önce RPLND demeleri daha sonra sekreter yanlış yazmış kemoterapi diye değiştirmeleri burdaki doktorlara karşı güvenimizi yıkmıştı. Dr. Einhorn'a Çağrı'nın bütün testlerini, filmlerini elimden geldiğince açıklayarak önerilen tedavinin uygun olup olmadığını sordum. Cevap geldi ancak biraz geç oldu. Cevabı asistan hemşiresi gönderdi ve Çağrı durumundaki bir hastaya kemoterapi vermeyeceklerini, sadece sık yapılacak testlerle izleyeceklerini ve eğer lenf nodlarında bir büyüme olursa o zaman 3 kür BEP uygulayacaklarını yazıyordu. Tabi bu cevap biraz yıkıcı oldu. Hep acaba kardeşim boşuna mı kemoterapi aldı diye düşünmeden edemiyorum. Kardeşimin zaten kemoterapiye başladığını yazarak bu durumda onlar olsa ne yaparlardı diye sordum. Dr. Einhorn'un hemşiresi daha fazla kemoterapi vermeyeceklerini söyledi. Ancak ben aynı soruyu yine testis kanserinde uzmanlaşmış Dr. Nichols Craig'e de sordum. O ise kemoterapiye başlandığı için, doğru olanın 3 kür kemoterapiyi bitirmesi olduğunu söyledi. Tabi ben bu yazışmaları yaparken kardeşim kemoterapiye devam ediyordu.
Çağrı ilk gün gayet iyiydi. Hastanede kaldığımız süre boyunca ilaçların böbreklere zarar vermemesi için sürekli su içti. Eve gelene kadar 3 lt içmişti. İlk günü iyi bir şekilde tamamladı. Ama ikinci gün bulantıları başladı. Bulantısı olduğu için su da içemedi. Başta doktorumuz Prof. Dr. Osman Manavoğlu'ydu. İlk hafta çok fazla bulantısı oldu Çağrı'nın. Bulantı için Navoban diye bir ilaç alıyordu ama hiçbir işe yaramadı. İlk hafta Pazartesi'den Cuma'ya hergün hastanedeydik. Çağrı ilk 3 günden sonra çok bitkin düştü. Sürekli uyudu. Arada uyandırıp yemek yedirdik. Bulandığı için su içemiyordu ama sıvı olarak başka şeyler içirmeye çalıştık. Komposto, ayran, taze meyve suyu, limonata... Beşinci günün sonunda saçlarını kestik. Daha çok dökülmeye başlamamıştı ama morali fazla bozulmasın diye kesti.
Başlarda çok korktuğumuz için evde maskelerle geziyorduk.

İkinci hafta muayeneye gittiğimizde doktoru Antalya'ya gitmişti ve yerine Doç. Dr. Ender Kurt'a muayene oldu Çağrı. O güne kadar Çağrı hep yattı. İyi olduğu zamanlar bile pek kalkmadı yataktan. Bilgisayarla bile uğraşmadı. Ender Bey'e muayene olduktan sonra morali yerine geldi. İlaç alıp eve gittiğimizde hemen bilgisayarın başına oturdu. Onu öyle görünce biz de çok sevindik. Ender Bey gerçekten insanlarla iyi iletişim kurabilen bir insan. Hastalarıyla çok yakından ilgileniyor. Ben ilk hafta Amerika'daki testis kanseriyle ilgili bir internet sitesinin forumuna üye olmuştum. Çağrı'nın bulantılarından bahsettim forumdakilere. Bulantılar için iyi gelen ilaçların isimlerini söylediler. Ender Bey hemen yazdı. Emend adlı ilacı 2. küre başlarken kullanırsın dedi. Kytril'i Navoban yerine kullandı ve bulantıları çok hafifledi. İkinci hafta sadece Pazartesi günü bleomycin aldı. Diğer günler evdeydi. Bulantıları ve yorgunluk hali giderek azaldı. 3. hafta da Osman Manavoğlu gelmemişti ve biz yine Ender Kurt'a gittik. Beyaz kan hücresi biraz düşük çıktı. Bir sonraki kürde bir aksama olmasın diye Ender Bey iğne verdi. O hafta artık doktorumuzu değiştirmeye karar verdik.

2. Kür

2. küre başlarken Emend'i (bulantı ilacı) kullanmaya başladı. Zaten içinde 3 tablet vardı ve tedavinin ilk 3 gününde kullanılacaktı. Bulantısını epey hafifletti. Yan etki olarak kabızlık yaptı ama kabızlık ikinci haftanın başında geçti. Birinci küre göre daha fazla su içti. İlaçların böbreklere zarar vermesini önlemek için günde 4 lt sıvı alıyordu. İkinci kür birinci küre göre çok daha rahat geçti. Yine 3. günde kendini daha yorgun hissetmeye başladı ve daha çok uyudu ama ilk küre göre daha iyiydi, hem moral olarak hem de sağlık.

2. kürün 6.günü
Kent Ormanına temiz hava alması için gitmiştik

2. kürün 3. haftası yapılan kan testinde beyaz kan hücresi sayısı az çıktı ve doktor buna bağlı olarak son kürü bir hafta erteledi. Beyaz kan hücresi sayısı düştüğü zamanlar evde olağanüstü temizlik önlemleri alıyorduk. Özellikle o hafta taze sebze meyve yedirmedik. Meyveleri kabuklarını soyarak sularını çıkardık. Diğer zamanlarda da sebze yedireceği zaman annem bütün sebzeleri birkaç saat öncesinden sirkeli suda bekleterek yedirdi. Tedavi olurken hastalanmaması için çok dikkat etti.

3. Kür

3. kür Çağrı için çok zor oldu. İlk günden itibaren çok yorgunluk hissetti. Hastaneye ben gitmedim ama annem ilaç alırken hep uyuduğunu söyledi. Vücudunda kızarıklıklar şeklinde alerjiler oluştu. Cilt doktoruna gitti. Cilt doktoru alerjiler için bir ilaç verdi. Verdiği ilaç da hep uyuttu. Daha kötü oldu. Fazla uykusunun ilacın yan etkisi olduğunu anlayınca, doktoru o ilacı bıraktırdı.
İkinci hafta biraz daha iyiydi. 3. hafta Pazartesi günü ilacı alıp eve geldiğinde ateşi çıkmaya başladı. Annem hemen doktorunu aradı. Doktor hemen kan tahlili yaptırmamızı, vücudunda bir enfeksiyon olabileceğini söyledi. Yakındaki Rentıp'a gidip kan tahlili yaptırdık. Herşey normaldi. Bleomycin bazı hastalarda ateş yükselmesi şeklinde yan etki yaparmış. Doktor da bundan kaynaklanmış olabileceğini söyledi. Çok şükür başka ciddi bir problem olmadan tedaviyi tamamladı.
Tedavi boyunca Çağrı kendini iyi hissettiğinde açık havada kahvaltıya gittik. Bazen akşamları ormana yürüyüşe gittik. Tedavi süresince yapılacak egzersizin iyi geldiğini okumuştum ama Çağrı bir iki turdan sonra aşırı yoruluyordu. Zaten spor yapmayı pek sevmez. Annem tedavi süresince Çağrı'yı çok iyi beslediği için 12 kilo aldı. Şimdi de vermeye çalışıyor.


12 Mayıs'ta son kez ilaç aldı, 26 Mayıs'ta da tomografi çekildi. Tomografiler temiz çıktı. Kan testleri de iyi çıktı. Resmen hastalıktan kurtulmuş oldu. Herhalde ilaç bitiminden bir ay kadar sonra saçları çıkmaya başladı. Şimdi baya bi saçı oldu ama hala çıkmaya devam ediyor. Tabi dökülen sadece saçı değildi, vücudunun büyük bir kısmındaki tüyler döküldü. Son kürde kaşları ve kirpikleri de iyice seyrekleşti. Şimdi maşallah bütün kıllar geri geldi.

Kardeşim Deniz'le Çağrı

Tedavi bitiminde



Fatma Abla Çağrı'nın tedaviyi bitirmesini kutlamak için pikniğe götürdüğünde

17 Temmuz 2008 Perşembe

Testis Kanseri Tedavisinden Sonra Ne Olacak?

Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır.

Tedaviyi tamamlamak hem stresli hem de heyecanlı olabilir. Tedavinin bitimiyle rahatlayacaksınız, ancak kanserin geri gelmesinden endişe etmemeniz de zor olacaktır. Kanser hastalığı geçirmiş kişilerde görülen ortak bir endişedir bu.
İyileşme sürecindeki güveninizin geri gelmesi ve korkularınızdan kurtulmanız bir süre alabilir. Kanseri tekrar etmeyen kişiler bile belirsizlikle yaşamayı öğrenmek zorundalar.

Takip

Takip, başka hiçbir kanserde testis kanserinde olduğu kadar önemli değildir. Doktorunuz hangi testleri ne kadar sıklıkta yaptırmanız gerektiğini açıklayacaktır. Tekrar etmeleri mümkün olduğuca erken yakalamak için kandaki belli protein belirteçlerin (alfa-fetoprotein (AFP), insan koriyonik gonadotropin (HCG) ve laktat dehidrogenez (LDH)) seviyelerini ölçmek için sık sık kan testleri yaptırmanız gerekecek. Ayrıca, kanserin tekrar etmesini, metastazı veya yeni bir tümörü yakalamak için sık sık akciğer filmleri, BT filmleri ve diğer görüntüleme testleri yaptırmanız gerekecek. Birkaç yıldan sonra bu testler ve filmler daha seyrek yapılacak. Almış olduğunuz tedaviye göre, tedavinin olası komplikasyonları için özel bir takip planına gerek olabilir.
Takip planınızdaki bütün testleri, filmleri ve muayeneleri dikkatlice takip etmeniz gerekir. Yeni veya tekrarlayan belirtileri hemen doktorunuza bildirin. Bir testisinde kanser gelişmiş erkeklerin diğer testisinde kanser gelişme riski %3’tür. Bu genellikle yeni bir kanserdir, öncekinden metastaz değildir. 30 yıl kadar sonra da olsa kanserin tekrar etme riski vardır.
Testis kanseri veya tedavisi erkeği kısır yapabilir. Tedaviden önce, ileride çocuk sahibi olmayı düşünen erkekler spermlerini bir sperm bankasında depolamayı düşünebilirler. Ancak bu hastalık, düşük sperm sayısına neden olabilir. Bu da iyi örnek toplanmasını zorlaştırır. Bazı durumlarda, bir testis duruyorsa, doğurganlık geçici veya kalıcı olarak tedaviden sonra geri döner. Mesela, doğurganlık kemoterapi tedavisinden 2 yıl sonra geri gelir. Menideki sperm sayısı çok düşük de olsa çocuk sahibi olmak için birçok seçenek vardır. Bunlardan birisi vitro döllenmedir. Bu yöntemde, eşinizden alınan yumurta, sizden alınan sperm hücresiyle laboratuarda döllenir ve eşinizin rahmine yerleştirilir. Tedaviye başlamadan önce kısırlıkla ilgili tüm endişenizi doktorunuzla paylaşın.
Hemen hemen bütün kanser tedavilerinin yan etkileri vardır. Bazıları birkaç haftadan birkaç aya kadar sürerken bazıları kalıcı olabilir. Sizi rahatsız eden tüm yan etkileri doktorunuza bildirin ki sizi rahatlatmak için çözüm üretebilsin.
Ayrıca bir sağlık sigortanızın olması da çok önemli. Hiç kimse kanserin geri geleceğini düşünmek istemez, ancak bu bir olasılıktır. Böyle bir durum ortaya çıktığında endişelenmeyi isteyeceğiniz en son şey tedavi masraflarını nasıl ödeyeceğinizdir.

Yeni Bir Doktora Muayene Olmak

Teşhisinizin ve tedavinizin herhangi bir kısmında yeni bir doktora muayene olabilirsiniz. Sizin doktorunuz taşınmış ya da emekli olmuş olabilir ya da siz herhangi bir sebepten dolayı doktorunuzu değiştirmiş olabilirsiniz. Yeni doktora teşhisiniz ve tedaviniz hakkında detaylı bilgi vermeniz çok önemlidir. Aşağıda sayılan belgeleri yanınızda bulundurmanız yararlı olacaktır:
· Biyopsi veya ameliyat patoloji raporunun kopyası
· Ameliyat olduysanız ameliyat raporunun kopyası
· Hastanede yattıysanız, bununla ilgili belgelerin kopyası
· Bazı ilaçların uzun dönem yan etkileri olduğundan dolayı, kullandığınız ilaçların (özellikle kemoterapi ilaçları) listesi, ilaç dozları ve ne zaman kullandığınız

Testis Kanseri Hakkında Doktorunuza Neler Sormalısınız?

Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır.

Kanserle ve tedaviyle mücadele ederken size dürüst ve anlaşılır açıklamalarda bulunacak doktor ve hemşirelere ihtiyaç duyabilirsiniz. Ne kadar saçma görünürse görünsün, aklınıza gelebilecek her soruyu rahatça sorabilmelisiniz. Aşağıda sorabileceğiniz bazı sorulara yer verilmiştir:
· Ne tür testis kanseri hastasıyım?
· Kanser başladığı yerden başka bir yere yayıldı mı?
· Kanserimin evresi ne? Benim durumum için kanserimin evresi ne anlama geliyor?
· Hangi tedavi seçeneklerim var?
· Kaç tane retroperitoneal lenf nodu disesiyonu ameliyatı yaptınız?
· Eğer siz tedavi olsaydınız, hangi seçeneği seçerdiniz?
· Kanserim hakkında elde ettiğiniz bilgilere göre tedavi olma şansım nedir?
· Tedavimin riskleri ve olası yan etkileri nelerdir?
· Tedaviden sonra iyileşmem ne kadar sürer?
· Tedaviden ne kadar süre sonra çalışmaya başlayabilirim?
· Tedaviden ne kadar süre sonra seks yapabilirim?
· Kanserin tekrar etme riski nedir?
· Kısır kalma ihtimalim ne kadardır? Sperm bankasını düşünmelimiyim?
· Tedavi seçeneklerinden kanserin tekrar etme ihtimalini diğerlerinden daha fazla düşüren seçenek var mı?
· Tedaviye başlamadan önce ikinci bir görüş almama gerek var mı? İkinci görüş benim için ne zaman faydalı olur?
Kuşkusuz kendi durumunuzla ilgili başka sorularınız olacaktır. Aklınıza gelen soruları muayenelerde hatırlamak için bir kağıda yazabilirsiniz. Doktorlar gibi hemşireler de sorularınızı cevaplayabilirler.

Lance Armstrong’un Hikayesi

Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır.

Testis kanseri tedavisinde ne kadar ilerlediğimizi Lance Armstrong kadar iyi kimse gösteremez. Bu uluslar arası tanınmış bisiklet yarışçısı 1996 yılında enerjisinin düştüğünü hissetmeye başladı, öksürüğünden kan geliyordu ve testisinde ağrı vardı. Beynine ve akciğerlerine kadar vücuduna yayılmış testis kanseriyle teşhis oldu.
Testisi alındıktan sonra cisplatin, etoposide ve ifosfamide (bisiklet sporcusu olduğu için bleomycinin akciğerlere zarar verme olasılığından dolayı bleomycin yerine ifosfamide kullanıldı). Ayrıca beynindeki 2 metastazın çıkarılması için ameliyat oldu (denge ve koordinasyonu etkileyebileceği enişesiyle beyne radyasyon verilmedi). Lance tedavisini o yıl tamamladı ve 1998’de tekrar yarışıyordu. 1999’da, bazılarının en zorlu yarış olduğunu düşündüğü ‘Tour de France’ yarışını kazandı. 1999 ve 2005 yılları arasında bu yarışı üst üste 7 kez kazanıp rekor kırdı. Ayrıca kanser tedavisi ve sonucuyla baş etmeye yardım etmek için Lance Armstrong Vakfı’nı kurdu. Daha fazla bilgiyi kendi internet sitesinde bulabilirsiniz. http://www.laf.org/

9 Temmuz 2008 Çarşamba

Evre Evre Tedavi Seçenekleri

Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır.



Evre I Germ Hücre Tümörleri

Evre I seminomlar genellikle testisin ve spermatik kordun ameliyatla çıkarılmasını (radikal inguinal(kasıksal) orşiektomi) takiben bölgesel lenf nodlarını(kasıksal ve retroperitoneal(karın zarı ardı) lenf nodları) hedefleyen radyasyonla tedavi edilir. Seminomlar radyasyona çok duyarlı oldukları için yaklaşık 10-15 tedavi olacak şekilde düşük dozlar kullanılabilir. Evre I seminomların %95’inden fazlası bu şekilde tedavi edilebilir.
BT(bilgisayarlı tomografi) taraması sonucunda lenf nodlarına yayılım görülmediği halde doktorunuz radyoterapiyi tavsiye edebilir. Bunun nedeni, bu tip testis kanserlerinin %20’sinin lenf nodlarına yayıldığı halde görüntüleme testlerinde (BT gibi) görünmemesidir. Radyoterapi bu gizli metastazları yok etmede genellikle başarılıdır.
Radyoterapi kadar iyi çalışan bir başka seçenek ise ameliyattan sonra carboplatin ilacını içeren tek doz kemoterapi vermektir.
Evre I seminom tip testis kanserlerinin tedavisindeki bir diğer yaklaşım ise radyoterapi veya kemoterapi vermeden hastaları birkaç yıl boyunca yakından takip etmektir. Bunun için birkaç ayda bir kan testleri ve görüntüleme testleri (akciğer filmi ve BT gibi) yaptırılması gerekir. Eğer bu testlerde kanserin testis dışına yayıldığı görülmezse herhangi bir ek tedavi verilmez. Bu yaklaşım eğer orijinal testis kanseri 6cm’den büyük değilse ve kanser lenf damarlarına ya da kan damarlarına yayılmadıysa, hemen verilen radyoterapi kadar etkilidir.
Doktorun tedavi etmemeye karar vermesi tümörün büyüklüğüne ve yakındaki kan damarlarına yayılıp yayılmadığına bağlıdır.
Tümör büyükse veya kan damarlarına yayıldıysa doktor radyoterapi veya kemoterapi önerebilir.

Evre I nonseminom germ hücre kanserleri de yüksek oranda (%98) tedavi edilebilir. Fakat standart tedavi seminomlardan farklıdır. Seminomlar gibi birincil tedavi ameliyatla testisin tümörle birlikte çıkarılmasıdır(radikal inguinal orşiektomi). Daha sonra tedavi seçenekleri evreye bağlıdır.
Evre IA için 2 seçenek vardır:
1. Retroperitoneal lenf nodu diseksiyonu(RPLND). Bu yöntemle çok yüksek tedavi oranları elde edilmesiyle birlikte ciddi bir ameliyat olmasından dolayı komplikasyonları ve normal boşalma yeteneğini kaybetme riski vardır.
2. Yıllarca dikkatle yapılacak doktor muayeneleri ve testler. Bu gözlem olarak adlandırılır. Gözlemin avantajı, kemoterapinin ya da ameliyatın yan etkilerini yaşamamaktır. Dezavantajı ise doktor muayenelerini çok sık yaptırmak ve birçok test yaptırmak ve film çektirmektir. İlk 2 yıl boyunca doktor ziyaretleri ve kan testleri 1-2 ayda bir olmakta, BT ise 2-4 ayda bir olmakta. Dikkatli izleme olmazsa kanser geri gelebilir ve tedavi edilemeyecek kadar büyüyebilir.
Şimdiye kadar bu durum doktor ziyaretlerini ve takiplerini planlandığı gibi yapan erkeklerde görülmemiştir. Çoğu tekrar etme (10 kişiden 8’i) teşhis konulduktan sonraki ilk bir yıl içinde olur, diğerleri ise ikinci yılda oluşur. Tekrar eden hastalık genel olarak kemoterapiyle tedavi edilir.
Evre IB (T2, T3 veya T4) için 3 seçenek mevcut:
1. Retroperitoneal lenf nodu diseksiyonu
2. Gözlem (yıllarca yapılacak sık doktor muayenesi ve testler)
3. 2 kür kemoterapi. Bu seçenekte yüksek tedavi oranı mevcuttur, ancak kemoterapi yan etkilerinin dezavantajı (çoğunlukla kısa dönem yan etkiler, 2 kür uzun dönem yan etkilere daha az neden olur) vardır.
Evre IS için
Eğer tümör evresi IS ise, testis/tümör çıkarıldıktan sonra bile tümör belirteçleri(AFP veya HCG gibi) hala yüksektir. Bu durumda 3 veya 4 kür tam doz kemoterapi önerilir.
Doktorlar kanserin tekrar edebileceğini tümörün belli özelliklerine göre bilirler. Bu özellikler kan testlerine ve tümörün mikroskop altında nasıl göründüğüne dayanır. Eğer bu özellikler mevcutsa, doktorlar gözlem seçeneğini pek tavsiye etmezler.

Evre II Germ Hücre Tümörleri

Evre II seminomlar
retroperitoneal lenf nodlarının büyüklüğüne göre farklı tedavi edilirler.
IIa ve IIb evrelerinde, lenf nodları 5 cm’den büyük değildir(hacimli olmayan evre II olarak da isimlendirilir). Bu evreler testisin çıkarıldığı ameliyatla (radikal inguinal orşiektomi) ve ardından retroperitoneal lenf nodlarına radyasyon verilerek tedavi edilir. Genellikle evre II seminomlara, evre I seminomlara verilen rasyasyon dozundan daha fazla doz verilir. Önceleri, göğüs orta kesimindeki lenf nodları radyasyonla tedavi edilirdi, ancak günümüzde bu yöntem tavsiye edilmemektedir.
Evre IIc’de lenf nodları 5 cm’den büyüktür (bu evre bazen hacimli evre II olarak adlandırılır). Evre IIc seminomlar radikal inguinal orşiektomiyi takiben 3 kür BEP (cisplatin, etoposide ve bleomycin) veya 4 kür EP (etoposide ve cisplatin) kemoterapiyle tedavi edilir. Evre IIc seminom için genellikle radyoterapi kullanılmaz.

Evre II nonseminom germ hücre tümörlerinin tedavisi tümör belirteçlerine ve retroperitoneal lenf nodlarına bağlıdır. Bütün hastalar testisin tümörle birlikte çıkarılacağı radikal inguinal orşiektomi ameliyatını olurlar. Ameliyattan sonra 2 temel seçenek vardır:
1. Retroperitoneal lenf nodu diseksiyonunu (RPLND) takiben, eğer çıkarılan lenf nodlarında kanser varsa kemoterapi verilir. Bu seçenek genellikle tümör belirteçleri, testisin tümörle birlikte çıkarılmasından sonra hala yüksekse veya BT filminde büyük lenf nodları görüldüyse uygulanmaz.
2. Kemoterapi. Bazen doktor hastaya direk kemoterapiyi önerebilir (RPLND ameliyatını yaptırmadan). Bu daha çok BT sonucunda retroperitoneal lenf nodları çok büyük görülürse veya testis tümörle birlikte çıkarıldıktan sonra hala tümör belirteçleri yüksekse tavsiye edilir. Önerilen kemoterapi rejimleri 4 kür EP (etoposide ve cisplatin) veya 3 veya 4 kür BEP (cisplatin, etoposide ve bleomycin) olur.
Kemoterapiden sonra, retroperitondaki lenf nodlarının durumunu görmek için BT tekrar çekilir. Eğer hala büyükse ameliyatla çıkarılır.
Tümör belirteçleri orşiektomiden sonra hala yüksekse, ilkin kemoterapi uygulanır. Daha sonra BT veya PET sonuçlarına göre lenf nodlarının ameliyatla çıkarılması düşünülür.

Evre III Germ Hücre Tümörleri

Evre III germ hücre tümörleri (seminomlar ve nonseminomlar) orşiektomiyi takiben kemoterapiyle tedavi edilir. Temel rejimler evre II testis kanserleri için kullanılanla aynıdır (genellikle cisplatin, etoposide ve bleomycin). Bu tedavi %70’in üzerinde başarı oranına sahiptir.
Kemoterapi tamamlandıktan sonra doktorlar kalan kanser olup olmadığına bakarlar. Bazen birkaç tümör kalır. Bunlar daha çok akciğerde ve retroperitoneal lenf nodlarındadır. Bu tümörler genellikle ameliyatla çıkarılır ve tedavi tamamlanır. Kanseri beyne metastaz yapmış hastalar genellikle kemoterapiyle birlikte beyni hedefleyen radyoterapi alırlar. Ayrıca beyin tümörünün ameliyatla alınması da bir başka seçenektir.
Eğer tümör belirteçleri çok yüksekse standart kemoterapi tedavisi başarılı olmayabilir ve daha agresif tedaviyi amaçlayan klinik deneyler en iyi seçim olabilir.
İlk kemoterapi ilaçlarıyla tedavi edilemeyenler diğer ilaçlarla tedavi edilir. Bazen doktor, normal kemoterapi işe yaramazsa, kök hücre naklini önerebilir.

Tekrarlayan Germ Hücre Tümörleri

Eğer tedaviyle kanser yok olur ve daha sonra geri gelirse buna kanserin tekrarlaması(relaps) denir. Tekrarlayan germ hücre tümörlerinin tedavisi başlangıç evresine ve tedavisine dayanır. Eğer tekrarlayan tümör küçükse (ve eğer önceden sadece orşiektomiyle tedavi edilmişse), retroperitoneal lenf nodunda tekrarlayan kanser ameliyatla (RPLND) tedavi edilir. Ameliyatın sonucuna göre, kemoterapi tavsiye edilebilir.
Eğer retroperitoneal lenf nodunda tekrarlayan kanser çok fazlaysa veya başka bir yerde ortaya çkarsa genellikle kemoterapi tavsiye edilir. Takiben ameliyat gerekebilir.
Eğer hasta BEP kemoterapisiyle tedavi edildikten sonra kanser tekrar ortaya çıkarsa ya da BEP tedavisi işe yaramıyorsa farklı ilaçlarla tedavi edilir (ifosfamide, cisplatin ve etoposide, paclitaxel veya vinblastine).
Kemoterapiyle tedavi edilen testis kanseri geri geldiğinde yapılacak tedavi doktorların istediği kadar etkili değildir. Bu yüzden, kemoterapiden sonra tekrar ortaya çıkan kanserlerin tedavisinde, yüksek doz kemoterapiyi takiben otolog (aynı canlıdan alınan) kan kök hücre nakli gerekebilir. Bu seçenek standart kemoterapiye kıyasla daha iyi bir seçenektir.
Genel olarak, eğer kemoterapi tedavisi işe yaramıyorsa, tekrarlayan testis kanserlerini tedavide uzmanlaşmış merkezlerden ikinci bir görüş almak muhtemelen en güvenilir yoldur.

Sertoli Hücre ve Leydig Hücre Tümörleri

Radikal inguinal (kasıksal) orşiektomi genellikle Sertoli hücre tümörü ve Leydig hücre tümörü için önerilir. Radyoterapi ve kemoterapi bu nadir görülen testis kanserlerinde genellikle etkili değildir. Eğer doktor, tümörün testis dışına metastaz (yayıldığını) olduğundan şüphelenirse retroperitoneal lenf nodlarını ameliyatla çıkarabilir.

Daha Fazla Tedavi Bilgisi

Daha detaylı tedavi seçenekleri için Ulusal Kapsamlı Kanser Ağı (NCCN) ve Ulusal Kanser Enstitüsü (NCI) iyi birer bilgi kaynağıdır.
NCCN, önde gelen 19 ulusal kanser merkezinin uzmanlarından oluşur ve doktorların hastaları tedavi ederken izlemeleri gereken kanser tedavi kılavuzu hazırlar. Bu bilgiler NCCN internet sayfasında mevcuttur. (Daha sonra bunların Türkçe çevirisini yapacağım.)

2 Temmuz 2008 Çarşamba

Testis Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?

Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır.


Burada verilen bilgiler Amerikan Kanser Derneğinin bilgilendirme bölümünde çalışan doktor ve hemşirelerin görüşlerini temsil etmektedir. Tıbbi yayınlardan edindikleri bilgilere ve aynı zamanda kendi profesyonel deneyimlerine dayanmaktadır.

Bu kısımdaki tedavi bilgisi resmi bir plan değildir ve doktorlarınızın verdikleri kararların yerin geçmesi veya yargılanması için bir tıbbi tavsiye niteliği taşımaz. Sizin ve ailenizin doktorunuzla birlikte vereceğiniz kararda daha bilgili olmanız için hazırlanmıştır.

Doktorunuz burada belirtilen genel tedavi seçeneklerinden farklı bir yöntem teklif ettiğinde farklı nedenleri olabilir. Tedavi seçenekleriniz konusunda doktorunuza sorular sormada tereddüt etmeyin.

Yakın zamanda testis kanseri tedavisinde önemli gelişmeler yaşandı. Ameliyat yiöntemleri iyileştirildi ve doktorlar artık farklı tip testis kanserlerini tedavi etmede kemoterapiyi ve radyoterapiyi kullanmanın en iyi yollarını biliyorlar.

Kanser teşhis edilip aşaması belirlendiğinde, doktorlar sizinle tedavi seçeneklerini konuşacaklardır. (bu yazıyı Amerikan Kanser Derneğinin yayınından çevirdiğim için Amerika’da tedaviyi seçme yöntemi böyle. Ama Türkiye’de değil maalesef. Kardeşimde gördüğüm kadarıyla, kanserin aşamasını belirlemek için yapılan testler ve filmler farklı disiplinlerdeki doktorlardan oluşan bir konseye sunuluyor. Konseyde patolog, ürolog, radyolog, onkolog oluyor. Konsey nasıl bir tedavi yönteminin izleneceğine karar veriyor ve size sadece sonucu söylüyor. Bu durumda da isterseniz tedaviyi kabul etmeyebilirsiniz ama alternatiflerinizin ne olduğunu bilmiyorsunuz. Eğer hastalığınız konusunda fazla araştırma yapmadıysanız sadece doktorunuzun size önerdiği tedavi yöntemini duyuyorsunuz. Bence böyle bir durumda size tedavi yönteminiz söylenmeden önce mümkün olduğunca araştırma yapın. Bulabildiğiniz her şeyi okuyun ve doktorun karşısına biraz bilgili gidin ki doktorunuzun dediklerini anlayabilin ve alternatif tedavi yöntemleri konusunda konuşabilin.) Tedavi planınızı seçerken kanserin tipi ve genel sağlık durumunuzu da dikkate almalısınız. İkinci bir seçenek aramak iyi olabilir.

Nerede tedavi edildiğiniz de önemli. Daha önce bir çok testis kanseri tedavi etmiş bir hastanede tedavi olursanız en iyi tedaviyi alma şansınız daha yüksek olur.

Testis kanserini tedavi etmek için 3 ana yöntem var: Bunlar; ameliyat, radyasyon terapisi ve kemoterapi.

Ameliyat

‘Testis kanseri teşhisi nasıl konur?’ isimli bölümde belirtildiği gibi kanerli testisin(ya da testislerin) çıkarılmasıdır. Kasıktan kesi yapılarak testis, testis kesesi(skrotum) içerisinden çıkarılır. Testisin karın bölgesine bağlandığı spermatik korda doğru bir kesi yapılır. Bu prosedür radikal inguinal(kasığa ait) orşiektomi olarak adlandırılır. Cerrah, kanser hücrelerinin ameliyat yarasına ya da kan akışına yayılmaması için özel önlemler alır. Testis kanserinin tüm evreleri ameliyatla tedavi edilir.

Kanserin tipine ve aşamasına göre, karın(abdomen) arka bölgesindeki bazı lenf nodları(düğümleri) aynı ameliyatta veya ikinci bir ameliyatta çıkarılabilir. Bu retroperitoneal lenf nodu diseksiyonu (RPLND) olarak adlandırılır ve büyük bir ameliyat olabilir. Lenf nodlarını çıkarmak için genellikle büyük bir kesi yapılır. Hastaların yaklaşık %5-10’u ameliyattan sonra geçici komplikasyonlar yaşar; dışkılama güçlüğü ve ameliyat yarası enfeksiyonları gibi. Bu, uzun ve zor bir ameliyattır. Bu ameliyatı sık sık yapan bir cerrah tarafından yapılması gerekir. Deneyim önemlidir.

Bazı durumlarda cerrah, karın bölgesinde ufak bir kesi yaparak laparoskopu (büyük bir kesi ve yara izi yapmadan, doktorun karın bölgesinde ameliyat yapmasını sağlayan dar ışıklı boru) kullanıp lenf nodlarını çıkarabilir. Laparoskopik ameliyat hasta için çok kolaylık sağladığı halde doktorlar olası kanserli lenf nodlarının hepsinin çıkarılmasındaki verimi ve güvenirliği konusunda emin değil.

Laparoskopik cerrahide hasta uyutulduktan sonra çevrilir. Karında küçük delikler açılır. Ameliyat süresince cerrahın elleri hastanın vücuduna girmez. Açılan deliklerden birine bir video kamera ve diğerlerine uzun aletler yerler yerleştirilir. Cerrah karın içini televizyon monitöründen seyreder. Uzun aletleri kullanarak aort ve alt toplardamarlar (büyük kan damarları) etrafındaki lenf nodları açılan deliklerden birinden çıkarılabilir. Ameliyat sonunda bu küçük delikler kapatılır ve hasta uyandırılır. Hastalar standart açık ameliyata göre bu ameliyatta daha çabuk iyileşirler ve ameliyattan kısa süre sonra yürümeye başlarlar. Hastanede yatış süresi 2-4 gün arasında değişir. Genellikle daha az ağrı olur ve hasta daha çabuk yemeye başlar. Bu ameliyat eğer cerrah bu yöntemde çok deneyimliyse yapılmalıdır.

Retroperiton lenf nodlarının çıkarılması için yapılan ameliyatta, yakın bölgedeki ejakülasyonu(boşalmayı) kontrol eden sinirler zarar görebilir. Eğer sinirler zarar görürse, boşalma sırasında sperm vücut dışına çıkmaz ve mesanede kalır. Bu geriye boşalma olarak bilinir. RPLND ameliyatı iktidarsızlığa neden olmaz. Retroperiton lenf nodu diseksiyonundan sonra erkek normal cinsel fonksiyonlarını devam ettirir ve ereksiyon olur. Geriye boşalma çocuk sahibi olmada sıkıntılara yol açabilir. Cerrahlar, normal boşalma fonksiyonlarını korumak için, deneyimli ellerde çok daha yüksek başarı oranları olan sinir ayırımlı retroperiton lenf nodu ameliyatı geliştirdiler.

Bazı hastalarda, hastalıklı testis çıkarıldıktan sonra retroperiton lenf nodu ameliyatı yapılmayabilir. Ancak hastalar sık yapılacak testler ve tomografilerle yakından takip edilir. Eğer iki testis de çıkarıldıysa, sperm hücreleri üretilemez ve erkek kısır olur. Aynı zamanda testosteron hormonu üretmez. Bu durumda testosteron hormonunu iğne, bant ya da jel formunda dışardan takviye etmesi gerekir. Haplar genellikle güvenilir testosteron kaynakları değildir.

Testis kanseri, hastaların yaşı itibariyle, çoğunlukla aile kurmaya çalışan erkekleri ya da çocuk sahibi olmayı amaçlayan erkekleri etkiler. Bu erkekler doktorlarıyla sinir ayırımlı ameliyatı konuşmaya gereksinim duyabilirler. Bununla birlikte sperm bankasını (tedaviden önce alınan spermler dondurulur ve saklanır) düşünebilirler. Testis kanseri olan erkeklerde normalden az sayıda sperm sayısına sık rastlanır. Bu da sperm örneği toplamayı zor hale getirir.

Genellikle testis kanseri hastaları genç olduğu için görüntülerinin değiştiğine dair endişeleri olur. Bekar olup kız arkadaşlarının nasıl tepki vereceğinden endişe duyabilirler, ya da sporcu olup soyunma odasında bir testisinin eksik olmasından utanabilirler. Ameliyatta testisin üstündeki kordon da alındığı için ameliyat olunan kısımda bir boşluk hissi duyabilirler.

Doğal bir görünüm için skrotuma(testis kesesi) yerleştirilen protez kullanabilirler. İçinde saline (tuzlu su) olan protezin boyutu diğer testisle uyum sağlayacak şekilde ayarlanır. Normal testis gibi görünebilir. Ameliyattan sonra yara izi olabilir, ancak bu kasıktaki kılla saklanır. Bazı erkekler protez isterken bazıları istemez. Ameliyatı düşünmeden önce doktorunuzla istekleriniz hakkında konuşmalısınız. Daha önce testis protezi ameliyatı olmuş biriyle konuşmak ve tecrübelerini öğrenmek de yararlı olabilir.

Bir testisi kaybetmek erkeğin ereksiyon olmasında ve cinsel yaşamında herhangi bir etkisi yoktur. İki testisi de alınan erkekler de yeterli testosteron aldıkları sürece normal cinsel yaşamlarını sürdürebilirler.

Radyasyon Terapisi (Radyoterapi)

Radyoterapide yüksek enerji ışınları (gama ışınları veya x-ışınları gibi) veya partiküller (elektronlar, protonlar veya nötronlar), kanser hücrelerini yok etmek ya da büyümesini yavaşlatmak için kullanılır. Testis kanserinde radyasyon, kısaca, lenf nodlarına yayılmış kanser hücrelerini öldürmek için kullanılır.

Radyoterapi, testis kanseri tedavisinde vücut dışında bir aletten dikkatlice odaklanmış radyasyon ışınıyla yapılır. Bu harici ışın radyasyonu olarak bilinir. Bu yöntemin ana zorluğu radyasyon kanserli hücreleri yok ederken yakındaki sağlıklı dokuyu da yok edebilir. Nadir olmakla birlikte, güneş yanığı şeklinde oluşan deri reaksiyonları yaşanmakta. Bunlar zaman içinde kaybolur. Diğer olası yan etkiler; yorgunluk, bulantı veya ishaldir.

Yan etkilerin riskini azaltmak için doktorlar size gereken dozu dikkatlice ayarlar ve ışınları mümkün olduğunca doğru şekilde hedefe denk getirmeye çalışır. Genellikle, testis kanseri tedavisi için kullanılan dozlar diğer tip kanserler için gerekenden daha düşüktür. Diğer testisin doğurganlığını korumak için özel koruyucu aletler diğer testisin üzerine yerleştirilir.

Genel olarak, radyoterapi seminom tip testis kanseri hastalarına uygulanır ve nonseminomda iyi etki ettiği görülmez. Seminom tipte bazen orşiektomiden(testisin çıkarıldığı ameliyat) sonra karın bölgesinin arkasındaki lenf nodlarına radyoterapi uygulanır. Bunun amacı lenf nodlarında olabilecek çok küçük, görünmeyen kanser hücrelerini öldürmektir. Radyoterapi aynı zamanda lenf nodlarına yayılmış olduğu bilinen(BT ve PET filmlerindeki değişimlere dayanarak) az miktardaki seminomun tedavisinde de kullanılabilir.

Kemoterapi (Kimyasal tedavi)

Kemoterapi kanseri tedavi etmek için ilaç kullanılması demektir. İlaçlar hap şeklinde olup yutulabilir, veya damara ya da kasa iğne ile verilebilir. Testis kanserini tedavi etmek için ilaçlar genellikle damara verilir. Kemoterapi sistemik bir tedavidir. Bu, ilaçların kanser hücrelerini yok etmek için kan akışına karışması ve tüm vücudu dolaşması demektir. Kemoterapi ana tümörden ayrılıp kan akışında dolaşarak lenf nodlarına veya uzak organlara giden kanser hücrelerini yok etmede etkili bir yöntemdir. Kemoterapi daha çok, kanser testis dışına yayıldıysa uygulanır. Testisteki kanseri tedavi etmek için uygulanmaz.

Çoğu kemoterapi tipleri kanser hücrelerini doğrudan öldürür. 2 veya daha fazla ilaç kullanmak tek ilaç kullanmaktan daha etkilidir. Testis kanserini tedavi etmek için kullanılan temel ilaçlar şunlardır; cisplatin(sisplatin diye okunur), vinblastine, bleomycin(bleomisin diye okunur), cyclophosphamide(sayklofosfamid diye okunur), etoposide(etoposid diye okunur), paclitaxel ve ifosfamide. Bu ilaçlar çeşitli kombinasyonlarda kullanılır. Başlangıç tedavisi için kullanılan rejimler; cisplatin, etoposide v belomycin (BEP olarak adlandırılır) veya cisplatin ve etoposide (EP olarak adlandırılır). Bazı doktorlar yüksek riskli hastalar için daha yoğun rejim uygulanması gerektiğine inanıyorlar. Farklı kemoterapi ilaç kombinasyonları, hatta kök hücre nakli önerilebilir.

Kemoterapide kullanılan ilaçlar vücudun normal, sağlıklı hücrelerini de etkileyebilir, bu da yan etkilere neden olur. Kan üreten kemik iliği hücreleri, saç folikül hücreleri ve sindirim yollarını kaplayan tabaka hücreleri gibi hızlı büyüyen hücreler kemoterapiye duyarlıdır. Olası erken ve akut(ani ve şiddetli) yan etkiler şunlardır:

· Bulantı ve kusma

· İştah kaybı

· Geçici saç dökülmesi

· Ağız yaraları

· Artan enfeksiyon riski (beyaz kan hücre sayısının düşüşüne bağlı olarak)

· Kanama veya morluk (düşük trombosit sayısına bağlı olarak)

· Yorgunluk (düşük kırmızı kan hücre sayısına bağlı olarak)

· İshal veya kabızlık

Yan etkiler görüldüğünde doktorunuz sizi rahatlatmak için gereken önlemleri alacaktır. Mesela bulantı ve kusmayı önlemek ve kontrol etmek için çok iyi ilaçlar bulunmakta.

Kemoterapinin Uzun Dönem Yan Etkileri

Testis kanserini tedavi etmek için kullanılan ilaçlardan bazıları uzun dönem yan etkilere neden olabilir. Cisplatin böbreklere zarar verebilir, küçük kan hücrelerine zarar vererek düşük sıcaklıklara karşı hassasiyet oluşabilir, sinirlere zarar vererek hissizliğe, karıncalanmaya neden olabilir; duyma kaybına yol açabilir. Bleomycin akciğerlere zarar vererek nefes darlığına ve fiziksel aktivitede sorun yaşanmasına neden olabilir. İkinci bir kanser (etoposide’e bağlı olarak lösemi) gelişmesi çok ciddi ancak neyse ki çok nadir bir yan etkidir. Kemoterapiyle tedavi edilen hastaların %1’inden daha azında görülür. Testis kanseri için kemoterapi almış hastaların ileriki yaşamlarında kalp problemleri yaşama riski daha yüksektir. Birçok araştırma kemoterapi tedavisinin belli süre sonrasında, tedaviye ihtiyaç duyulan yüksek kolesterol seviyesine neden olduğunu ortaya koymaktadır.

Kök Hücre Nakli

İlerlemiş germ hücre(üreme hücresi) kanserlerinde tedavinin ilk aşaması olarak yüksek doz kemoterapi kombinasyonunun kök hücre nakliyle beraber kullanılmasının yararlı olup olmadığı konusunda güncel araştırmalar yapılmakta. Şu anda daha çok kemoterapiyle tedavi edildikten sonra tekrarlayan testis kanserlerinde kök hücre nakli uygulanmakta. Geçmişte kemik iliği kullanılıyordu, ancak şimdi daha az kullanılıyor. Bu tedavide özel bir makine kullanılarak kan oluşturan kök hücreler kandan toplanır. Bu kök hücreler, hasta yüksek doz kemoterapi alırken dondurulur. Kemoterapinin dozu çok yüksek olduğu için kemoterapi hastanın kemik iliğindeki kök hücreleri yok eder. Bunun sonucunda hasta, enfeksiyonla savaşan beyaz kan hücrelerini, trombositleri ve vücuda oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerini üretemez hale gelir. Kemoterapiden sonra dondurulmuş kök hücreler hastaya verilerek bu ölümcül problemlerin üstesinden gelinir. Bu tedavi doktorların testis kanseri hastalarına çok yüksek dozlarda kemoterapi vererek tedavi etme şansını yükseltiyor.

Testis Kanseri Nasıl Evrelenir?

Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır.

Evreleme kanserin ne kadar yayıldığını gösteren bir aşamadır. Testis kanserini teşhiste kullanılan testlerin yanı sıra görüntüleme testleri de evreleme aşamasında kullanılır.

Kanserin evrelenmesi tedavi planının kararında ve hastalığın gelişimi, süresi ve sonucu hakkındaki tahminde(prognoz) çok önemlidir. Eğer testis kanseriyseniz kanserin nasıl evrelendiğini öğrenmek için sorular sorabilirsiniz. Evreleme aşamasını ne kadar iyi bilirseniz kendi tedavi planınıza karar verirken o kadar aktif rol alabilirsiniz.

TNM Evreleme Sistemi

Kanserin tanımlanması ve yayılımını özetlemek için bir evreleme standardı geliştirilmiştir. Testis kanseri TNM sistemini kullanarak evrelendirilir. Bu sistem Amerikan Kanser Komitesi (AJCC) tarafından geliştirilmiştir.

Testis kanserinin evrelendirilmesi 4 temel bilgiyi içerir:

T birincil tümörün testis etrafındaki dokulara ne kadar yayıldığını gösterir.

N kanserin bölgesel lanf nodlarına ne kadar yayıldığını gösterir.

M kanserin metastaz(bölgesel olmayan lenf nodlarına ya da diğer organlara yayılması) yapıp yapmadığını gösterir.

S sadece testis kanseri için kullanılan özel bir sınıflandırmadır. Bazı testis kanserleri tarafından üretilen belli proteinlerin(tümör belirteçleri) serum seviyelerini gösterir.

T, N, M ve S’den sonra gelen harf ya da rakamlar daha detaylı bilgi vermek için kullanılır. 0’dan 4’e kadar olan rakamlar artan şiddeti anlatır. T’den sonra gelen ‘is’ in situyu belirtir; tümörün bir yerde olduğunu ve daha derin dokulara geçmediğini gösterir. T, N, M veya S’den sonra gelen X harfi, bilgi olmadığı için ‘belirtilmemiş’ anlamını taşır.

Primer Tümör (T)

TX: Primer tümör değerlendirilemiyor.

T0: Primer tümör bulgusu yok.

Tis: Karsinoma in situ (yayılmamış kanser hücreleri)

T1: Tümör testise ve spermin son olgunlaşması için gittiği, testis yanındaki dar tübüllere(epididim) yayılmamış. Kanser, tümörün yakınındaki kan ve lenf damarlarına yayılmamış. Kanser, testisi saran katmanın iç kısmına(tunika albuginea) yayılmış olabilir, ama testisi saran dış katmana(tunika vaginalis) yayılım yok.

T2: T1’e benzer, ancak kanser kan damarlarına, lenf damarlarına veya tunika vaginalise yayılmıştır.

T3: Tümör spermatik korda(kan damarlarını, lenf damarları, sinirleri ve vas deferansı içerir) yayılmıştır.

T4: Tümör testisin dışını saran deriye(skrotum) yayılmıştır.

Bölgesel lenf nodları(düğümleri) (N)

NX: Bölgesel lenf nodları değerlendirilemiyor.

N0: Bölgesel lenf nodlarında metastaz(yayılma) yok.

N1: En büyük boyutu 2 cm veya daha az tek lenf nodu veya hiçbirinin en büyük boyutu 2 cm’den büyük olmayan birden çok lenf nodu metastazı

N2: 2 cm’den büyük en az bir lenf nodu metastazı, ancak hiçbirinin boyutu 5cm’den büyük değil.

N3: 5cm’den büyük en az bir lenf nodu metastazı.

Eğer lenf nodları ameliyat sırasında çıkarılmışsa biraz daha farklı bir sınıflandırma yapılır:

pNX: Bölgesel lenf nodları değerlendirilemiyor

pN0: Bölgesel lenf nodlarında metastaz yok

pN1: En büyük boyutu 2cm veya daha küçük 5 veya daha az sayıda, hiçbirinin en büyük boyutu 2cm’den fazla olmayan lenf nodu metastazı(yayılımı)

pN2: En büyük boyutu 2cm’den büyük ancak 5cm’den küçük veya hiçbiri 5cm’den büyük olmayan 5 adetten fazla sayıda lenf nodu metastazı, veya tümörün lenf nodu dışına uzanım gösterdiğine dair bulgu olması

pN3: En büyük boyutu 5cm’den büyük lenf nodu metastazı

Uzak metastaz (M)

MX: Uzak metastaz değerlendirilemiyor

M0: Uzak metastaz(tümör dışındaki lenf düğümlerine veya diğer organlara, akciğer gibi, yayılım) yok

M1: Uzak metastaz var

M1a: Tümör uzak lenf düğümlerine veya akciğere metastaz yapmış

M1b: Tümör organlara, karaciğer, beyin, kemik ve diğerleri gibi, metastaz yapmış

Serum tümör belirteçleri (S)


LDH (U/litre)

HCG (mIU/ml)

AFP(ng/ml)

Sx

Tümör belirteçleri elde yok veya çalışılmamış.



S0

Normal

Normal

Normal

S1

<1,5>

<5,000

<1,000

S2

1,5-10 x Normal

5,000 – 50,000

1,000 – 10,000

S3

>10 x Normal

>50,000

>10,000

Not: Normal değerler laboratuarlar arasında değişebilmektedir. Kendi aralığınız için doktorunuza danışın.

LDH= laktat dehidrogenez (ünite/litre = U/l)

HCG= insan koriyonik gonadotropin (mili-uluslar arası ünite/mililitre = mIU/ml)

AFP= alfa-fetoprotein (nanogram/mililitre = n/ml)

TNM evreleme sistemini kullanırken, tümörün, lenf nodlarının ve serum belirteçlerinin tanımları evre gruplandırılması denilen bir proseste birleştirilir ve Roma rakamlarıyla belirtilir.

EVRE GRUPLANDIRILMASI

Evre

T

N

M

S

Evre 0

Tis (in situ)

N0

M0

S0

Evre I

T1-4

N0

M0

SX

Evre IA

T1

N0

M0

S0

Evre IB

T2-T4

N0

M0

S0

Evre IS

Herhangi bir T

N0

M0

S1-3

Evre II

Herhangi bir T

N1-3

M0

SX

Evre IIA

Herhangi bir T

N1

M0

S0-1

Evre IIB

Herhangi bir T

N2

M0

S0-1

Evre IIC

Herhangi bir T

N3

M0

S0-1

Evre III

Herhangi bir T

Herhangi bir N

M1

SX

Evre IIIA

Herhangi bir T

Herhangi bir N

M1a

S0-1


Herhangi bir T

Herhangi bir N

M1a

S1

Evre IIIB

Herhangi bir T

N1-3

M0

S2


Herhangi bir T

Herhangi bir N

M1a

S2

Evre IIIC

Herhangi bir T

N1-3

M0

S3


Herhangi bir T

Herhangi bir N

M1a

S3


Herhangi bir T

Herhangi bir N

M1b

Herhangi bir S

TNM sisteminin bir başka uygulamasıysa ilerlemiş hastalık için kanseri düşük, orta ve zayıf Outlook olarak sınıflandırmaktadır. Yüksek riskli gruptaki hastalara bazı doktorlar daha agresif kemoterapi rejimleri uygulamaktadır.

Risk Durumu

Nonseminom

Evre

Seminom

Evre

İyi görünüm

Akciğer dışı yayılım٭ yok

İyi belirteç seviyeleri

AFP <>

HCG <>

LDH <>

IS (S1)

IIA (S1)

IIB (S1)

IIC (S1)

IIIA

Akciğer dışı yayılım٭ yok

AFP normal

HCG ve LDH herhangi bir seviyede olabilir

IIC

IIIA

IIIB

IIIC

Orta görünüm

Akciğer dışı yayılım٭ yok

Orta belirteç seviyeleri

AFP 1,000 - 10,000

HCG 5,000 – 50,000

LDH 1,5 – 10

IS (S2)

IIC (S2)

IIIB

Akciğer dışı yayılım٭ yok

AFP normal

HCG ve LDH herhangi bir seviyede olabilir

IIIC akciğer yayılımsız٭

Zayıf görünüm

Akciğer dışı yayılım٭ yok

Yüksek belirteçler

AFP>10,000

HCG>50,000

LDH>10

IS (S3)

IIC (S3)

IIA IIIC

Hiçbir zaman

(seminom hiçbir zaman zayıf görünüm olarak sınıflandırılmaz)


٭Beyin, karaciğer gibi akciğer dışındaki yayılım genellikle daha zayıf bir görünümü ifade eder. AFP= alfa fetoprotein; HCG= insan koriyonik gonadotropin; LDH= laktat dehidrogenez; <> büyüktür demek

İyi görünüme sahip hastaların 5 yıllık sağ kalım oranları %91, orta görünüme sahip olanların %79, ve zayıf görünüme sahip olanların %48’dir. Bu sağ kalım oranları 10 yıldan daha uzun süre önce tedavi edilmiş insanlardan belirlenen oranlardır. Bugün sağ kalım oranları daha yüksektir.

Tekrar etmiş hastalık

Tekrar etmiş hastalık kanserin tedavi edildikten sonra tekrar gelişmesi demektir. Testis kanseri testiste(eğer ameliyatla alınmadıysa) veya vücudun diğer bir parçasında tekrar edebilir.