Mail Grubuna üye olmak için aşağıdaki kutuya mail adresinizi girin

Google Grupları
Testis Kanseri grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

2 Temmuz 2008 Çarşamba

Testis Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?

Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır.


Burada verilen bilgiler Amerikan Kanser Derneğinin bilgilendirme bölümünde çalışan doktor ve hemşirelerin görüşlerini temsil etmektedir. Tıbbi yayınlardan edindikleri bilgilere ve aynı zamanda kendi profesyonel deneyimlerine dayanmaktadır.

Bu kısımdaki tedavi bilgisi resmi bir plan değildir ve doktorlarınızın verdikleri kararların yerin geçmesi veya yargılanması için bir tıbbi tavsiye niteliği taşımaz. Sizin ve ailenizin doktorunuzla birlikte vereceğiniz kararda daha bilgili olmanız için hazırlanmıştır.

Doktorunuz burada belirtilen genel tedavi seçeneklerinden farklı bir yöntem teklif ettiğinde farklı nedenleri olabilir. Tedavi seçenekleriniz konusunda doktorunuza sorular sormada tereddüt etmeyin.

Yakın zamanda testis kanseri tedavisinde önemli gelişmeler yaşandı. Ameliyat yiöntemleri iyileştirildi ve doktorlar artık farklı tip testis kanserlerini tedavi etmede kemoterapiyi ve radyoterapiyi kullanmanın en iyi yollarını biliyorlar.

Kanser teşhis edilip aşaması belirlendiğinde, doktorlar sizinle tedavi seçeneklerini konuşacaklardır. (bu yazıyı Amerikan Kanser Derneğinin yayınından çevirdiğim için Amerika’da tedaviyi seçme yöntemi böyle. Ama Türkiye’de değil maalesef. Kardeşimde gördüğüm kadarıyla, kanserin aşamasını belirlemek için yapılan testler ve filmler farklı disiplinlerdeki doktorlardan oluşan bir konseye sunuluyor. Konseyde patolog, ürolog, radyolog, onkolog oluyor. Konsey nasıl bir tedavi yönteminin izleneceğine karar veriyor ve size sadece sonucu söylüyor. Bu durumda da isterseniz tedaviyi kabul etmeyebilirsiniz ama alternatiflerinizin ne olduğunu bilmiyorsunuz. Eğer hastalığınız konusunda fazla araştırma yapmadıysanız sadece doktorunuzun size önerdiği tedavi yöntemini duyuyorsunuz. Bence böyle bir durumda size tedavi yönteminiz söylenmeden önce mümkün olduğunca araştırma yapın. Bulabildiğiniz her şeyi okuyun ve doktorun karşısına biraz bilgili gidin ki doktorunuzun dediklerini anlayabilin ve alternatif tedavi yöntemleri konusunda konuşabilin.) Tedavi planınızı seçerken kanserin tipi ve genel sağlık durumunuzu da dikkate almalısınız. İkinci bir seçenek aramak iyi olabilir.

Nerede tedavi edildiğiniz de önemli. Daha önce bir çok testis kanseri tedavi etmiş bir hastanede tedavi olursanız en iyi tedaviyi alma şansınız daha yüksek olur.

Testis kanserini tedavi etmek için 3 ana yöntem var: Bunlar; ameliyat, radyasyon terapisi ve kemoterapi.

Ameliyat

‘Testis kanseri teşhisi nasıl konur?’ isimli bölümde belirtildiği gibi kanerli testisin(ya da testislerin) çıkarılmasıdır. Kasıktan kesi yapılarak testis, testis kesesi(skrotum) içerisinden çıkarılır. Testisin karın bölgesine bağlandığı spermatik korda doğru bir kesi yapılır. Bu prosedür radikal inguinal(kasığa ait) orşiektomi olarak adlandırılır. Cerrah, kanser hücrelerinin ameliyat yarasına ya da kan akışına yayılmaması için özel önlemler alır. Testis kanserinin tüm evreleri ameliyatla tedavi edilir.

Kanserin tipine ve aşamasına göre, karın(abdomen) arka bölgesindeki bazı lenf nodları(düğümleri) aynı ameliyatta veya ikinci bir ameliyatta çıkarılabilir. Bu retroperitoneal lenf nodu diseksiyonu (RPLND) olarak adlandırılır ve büyük bir ameliyat olabilir. Lenf nodlarını çıkarmak için genellikle büyük bir kesi yapılır. Hastaların yaklaşık %5-10’u ameliyattan sonra geçici komplikasyonlar yaşar; dışkılama güçlüğü ve ameliyat yarası enfeksiyonları gibi. Bu, uzun ve zor bir ameliyattır. Bu ameliyatı sık sık yapan bir cerrah tarafından yapılması gerekir. Deneyim önemlidir.

Bazı durumlarda cerrah, karın bölgesinde ufak bir kesi yaparak laparoskopu (büyük bir kesi ve yara izi yapmadan, doktorun karın bölgesinde ameliyat yapmasını sağlayan dar ışıklı boru) kullanıp lenf nodlarını çıkarabilir. Laparoskopik ameliyat hasta için çok kolaylık sağladığı halde doktorlar olası kanserli lenf nodlarının hepsinin çıkarılmasındaki verimi ve güvenirliği konusunda emin değil.

Laparoskopik cerrahide hasta uyutulduktan sonra çevrilir. Karında küçük delikler açılır. Ameliyat süresince cerrahın elleri hastanın vücuduna girmez. Açılan deliklerden birine bir video kamera ve diğerlerine uzun aletler yerler yerleştirilir. Cerrah karın içini televizyon monitöründen seyreder. Uzun aletleri kullanarak aort ve alt toplardamarlar (büyük kan damarları) etrafındaki lenf nodları açılan deliklerden birinden çıkarılabilir. Ameliyat sonunda bu küçük delikler kapatılır ve hasta uyandırılır. Hastalar standart açık ameliyata göre bu ameliyatta daha çabuk iyileşirler ve ameliyattan kısa süre sonra yürümeye başlarlar. Hastanede yatış süresi 2-4 gün arasında değişir. Genellikle daha az ağrı olur ve hasta daha çabuk yemeye başlar. Bu ameliyat eğer cerrah bu yöntemde çok deneyimliyse yapılmalıdır.

Retroperiton lenf nodlarının çıkarılması için yapılan ameliyatta, yakın bölgedeki ejakülasyonu(boşalmayı) kontrol eden sinirler zarar görebilir. Eğer sinirler zarar görürse, boşalma sırasında sperm vücut dışına çıkmaz ve mesanede kalır. Bu geriye boşalma olarak bilinir. RPLND ameliyatı iktidarsızlığa neden olmaz. Retroperiton lenf nodu diseksiyonundan sonra erkek normal cinsel fonksiyonlarını devam ettirir ve ereksiyon olur. Geriye boşalma çocuk sahibi olmada sıkıntılara yol açabilir. Cerrahlar, normal boşalma fonksiyonlarını korumak için, deneyimli ellerde çok daha yüksek başarı oranları olan sinir ayırımlı retroperiton lenf nodu ameliyatı geliştirdiler.

Bazı hastalarda, hastalıklı testis çıkarıldıktan sonra retroperiton lenf nodu ameliyatı yapılmayabilir. Ancak hastalar sık yapılacak testler ve tomografilerle yakından takip edilir. Eğer iki testis de çıkarıldıysa, sperm hücreleri üretilemez ve erkek kısır olur. Aynı zamanda testosteron hormonu üretmez. Bu durumda testosteron hormonunu iğne, bant ya da jel formunda dışardan takviye etmesi gerekir. Haplar genellikle güvenilir testosteron kaynakları değildir.

Testis kanseri, hastaların yaşı itibariyle, çoğunlukla aile kurmaya çalışan erkekleri ya da çocuk sahibi olmayı amaçlayan erkekleri etkiler. Bu erkekler doktorlarıyla sinir ayırımlı ameliyatı konuşmaya gereksinim duyabilirler. Bununla birlikte sperm bankasını (tedaviden önce alınan spermler dondurulur ve saklanır) düşünebilirler. Testis kanseri olan erkeklerde normalden az sayıda sperm sayısına sık rastlanır. Bu da sperm örneği toplamayı zor hale getirir.

Genellikle testis kanseri hastaları genç olduğu için görüntülerinin değiştiğine dair endişeleri olur. Bekar olup kız arkadaşlarının nasıl tepki vereceğinden endişe duyabilirler, ya da sporcu olup soyunma odasında bir testisinin eksik olmasından utanabilirler. Ameliyatta testisin üstündeki kordon da alındığı için ameliyat olunan kısımda bir boşluk hissi duyabilirler.

Doğal bir görünüm için skrotuma(testis kesesi) yerleştirilen protez kullanabilirler. İçinde saline (tuzlu su) olan protezin boyutu diğer testisle uyum sağlayacak şekilde ayarlanır. Normal testis gibi görünebilir. Ameliyattan sonra yara izi olabilir, ancak bu kasıktaki kılla saklanır. Bazı erkekler protez isterken bazıları istemez. Ameliyatı düşünmeden önce doktorunuzla istekleriniz hakkında konuşmalısınız. Daha önce testis protezi ameliyatı olmuş biriyle konuşmak ve tecrübelerini öğrenmek de yararlı olabilir.

Bir testisi kaybetmek erkeğin ereksiyon olmasında ve cinsel yaşamında herhangi bir etkisi yoktur. İki testisi de alınan erkekler de yeterli testosteron aldıkları sürece normal cinsel yaşamlarını sürdürebilirler.

Radyasyon Terapisi (Radyoterapi)

Radyoterapide yüksek enerji ışınları (gama ışınları veya x-ışınları gibi) veya partiküller (elektronlar, protonlar veya nötronlar), kanser hücrelerini yok etmek ya da büyümesini yavaşlatmak için kullanılır. Testis kanserinde radyasyon, kısaca, lenf nodlarına yayılmış kanser hücrelerini öldürmek için kullanılır.

Radyoterapi, testis kanseri tedavisinde vücut dışında bir aletten dikkatlice odaklanmış radyasyon ışınıyla yapılır. Bu harici ışın radyasyonu olarak bilinir. Bu yöntemin ana zorluğu radyasyon kanserli hücreleri yok ederken yakındaki sağlıklı dokuyu da yok edebilir. Nadir olmakla birlikte, güneş yanığı şeklinde oluşan deri reaksiyonları yaşanmakta. Bunlar zaman içinde kaybolur. Diğer olası yan etkiler; yorgunluk, bulantı veya ishaldir.

Yan etkilerin riskini azaltmak için doktorlar size gereken dozu dikkatlice ayarlar ve ışınları mümkün olduğunca doğru şekilde hedefe denk getirmeye çalışır. Genellikle, testis kanseri tedavisi için kullanılan dozlar diğer tip kanserler için gerekenden daha düşüktür. Diğer testisin doğurganlığını korumak için özel koruyucu aletler diğer testisin üzerine yerleştirilir.

Genel olarak, radyoterapi seminom tip testis kanseri hastalarına uygulanır ve nonseminomda iyi etki ettiği görülmez. Seminom tipte bazen orşiektomiden(testisin çıkarıldığı ameliyat) sonra karın bölgesinin arkasındaki lenf nodlarına radyoterapi uygulanır. Bunun amacı lenf nodlarında olabilecek çok küçük, görünmeyen kanser hücrelerini öldürmektir. Radyoterapi aynı zamanda lenf nodlarına yayılmış olduğu bilinen(BT ve PET filmlerindeki değişimlere dayanarak) az miktardaki seminomun tedavisinde de kullanılabilir.

Kemoterapi (Kimyasal tedavi)

Kemoterapi kanseri tedavi etmek için ilaç kullanılması demektir. İlaçlar hap şeklinde olup yutulabilir, veya damara ya da kasa iğne ile verilebilir. Testis kanserini tedavi etmek için ilaçlar genellikle damara verilir. Kemoterapi sistemik bir tedavidir. Bu, ilaçların kanser hücrelerini yok etmek için kan akışına karışması ve tüm vücudu dolaşması demektir. Kemoterapi ana tümörden ayrılıp kan akışında dolaşarak lenf nodlarına veya uzak organlara giden kanser hücrelerini yok etmede etkili bir yöntemdir. Kemoterapi daha çok, kanser testis dışına yayıldıysa uygulanır. Testisteki kanseri tedavi etmek için uygulanmaz.

Çoğu kemoterapi tipleri kanser hücrelerini doğrudan öldürür. 2 veya daha fazla ilaç kullanmak tek ilaç kullanmaktan daha etkilidir. Testis kanserini tedavi etmek için kullanılan temel ilaçlar şunlardır; cisplatin(sisplatin diye okunur), vinblastine, bleomycin(bleomisin diye okunur), cyclophosphamide(sayklofosfamid diye okunur), etoposide(etoposid diye okunur), paclitaxel ve ifosfamide. Bu ilaçlar çeşitli kombinasyonlarda kullanılır. Başlangıç tedavisi için kullanılan rejimler; cisplatin, etoposide v belomycin (BEP olarak adlandırılır) veya cisplatin ve etoposide (EP olarak adlandırılır). Bazı doktorlar yüksek riskli hastalar için daha yoğun rejim uygulanması gerektiğine inanıyorlar. Farklı kemoterapi ilaç kombinasyonları, hatta kök hücre nakli önerilebilir.

Kemoterapide kullanılan ilaçlar vücudun normal, sağlıklı hücrelerini de etkileyebilir, bu da yan etkilere neden olur. Kan üreten kemik iliği hücreleri, saç folikül hücreleri ve sindirim yollarını kaplayan tabaka hücreleri gibi hızlı büyüyen hücreler kemoterapiye duyarlıdır. Olası erken ve akut(ani ve şiddetli) yan etkiler şunlardır:

· Bulantı ve kusma

· İştah kaybı

· Geçici saç dökülmesi

· Ağız yaraları

· Artan enfeksiyon riski (beyaz kan hücre sayısının düşüşüne bağlı olarak)

· Kanama veya morluk (düşük trombosit sayısına bağlı olarak)

· Yorgunluk (düşük kırmızı kan hücre sayısına bağlı olarak)

· İshal veya kabızlık

Yan etkiler görüldüğünde doktorunuz sizi rahatlatmak için gereken önlemleri alacaktır. Mesela bulantı ve kusmayı önlemek ve kontrol etmek için çok iyi ilaçlar bulunmakta.

Kemoterapinin Uzun Dönem Yan Etkileri

Testis kanserini tedavi etmek için kullanılan ilaçlardan bazıları uzun dönem yan etkilere neden olabilir. Cisplatin böbreklere zarar verebilir, küçük kan hücrelerine zarar vererek düşük sıcaklıklara karşı hassasiyet oluşabilir, sinirlere zarar vererek hissizliğe, karıncalanmaya neden olabilir; duyma kaybına yol açabilir. Bleomycin akciğerlere zarar vererek nefes darlığına ve fiziksel aktivitede sorun yaşanmasına neden olabilir. İkinci bir kanser (etoposide’e bağlı olarak lösemi) gelişmesi çok ciddi ancak neyse ki çok nadir bir yan etkidir. Kemoterapiyle tedavi edilen hastaların %1’inden daha azında görülür. Testis kanseri için kemoterapi almış hastaların ileriki yaşamlarında kalp problemleri yaşama riski daha yüksektir. Birçok araştırma kemoterapi tedavisinin belli süre sonrasında, tedaviye ihtiyaç duyulan yüksek kolesterol seviyesine neden olduğunu ortaya koymaktadır.

Kök Hücre Nakli

İlerlemiş germ hücre(üreme hücresi) kanserlerinde tedavinin ilk aşaması olarak yüksek doz kemoterapi kombinasyonunun kök hücre nakliyle beraber kullanılmasının yararlı olup olmadığı konusunda güncel araştırmalar yapılmakta. Şu anda daha çok kemoterapiyle tedavi edildikten sonra tekrarlayan testis kanserlerinde kök hücre nakli uygulanmakta. Geçmişte kemik iliği kullanılıyordu, ancak şimdi daha az kullanılıyor. Bu tedavide özel bir makine kullanılarak kan oluşturan kök hücreler kandan toplanır. Bu kök hücreler, hasta yüksek doz kemoterapi alırken dondurulur. Kemoterapinin dozu çok yüksek olduğu için kemoterapi hastanın kemik iliğindeki kök hücreleri yok eder. Bunun sonucunda hasta, enfeksiyonla savaşan beyaz kan hücrelerini, trombositleri ve vücuda oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerini üretemez hale gelir. Kemoterapiden sonra dondurulmuş kök hücreler hastaya verilerek bu ölümcül problemlerin üstesinden gelinir. Bu tedavi doktorların testis kanseri hastalarına çok yüksek dozlarda kemoterapi vererek tedavi etme şansını yükseltiyor.

Hiç yorum yok: