tag:blogger.com,1999:blog-56193785749694121362024-02-08T04:07:31.358+03:00Testis KanseriTestis Kanseri Nedir? Tedavisi Nasıl Yapılır?Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.comBlogger29125tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-78930176953671995312013-07-26T13:29:00.000+03:002013-07-26T13:29:31.792+03:00"Aslında mutlu olmak için ne çok şey olduğunu öğrendim"Grubumuza yeni üye olan bir arkadaşımız bize hikayesini anlattı. Burada hastalığa yeni yakalanan arkadaşlar için yayınlamamıza izin verdi. Yaşadığı zor günlerin geride kalmasını, bundan sonra mutlu ve sağlıklı olmasını diliyorum.<br />
<br />
<em>"Aslında 2013 bana şans getirmişti. Şubat ayında yıllardır sevdiğim insanla evlilik yolunda ilk adımı atıp nişanlanmıştım. Ardından Ağrı'da sürdürdüğüm öğretmenlik görevimden sonra İstanbul'a tayinim çıkmıştı. Her şey yolunda gibi görünüyordu. Bir yandan yeni okuluma alışmaya çalışıyor, bir yandan da düğün hazırlıklarına devam ediyorduk. Mart ayının ortalarında okuldayken sol testisimde nohut büyüklüğünde ağrılı bir kitle fark ettim. İlk başta önemsemedim. Akşam eve gelip google'da bir arama yapınca karşıma o korkunç isim çıktı. "Testis Kanseri". Genelde ağrısız kitleyle kendini belli eder diyordu. Bu beni biraz rahatlatsa da yine de içimde bir korku ve endişe vardı. Hemen nişanlımla durumu paylaştım. Ardından 1 hafta gecikmeyle doktorun yolunu tuttuk. Nitekim yapılan tetkik ve tahlillerde testis kanseri olduğumu öğrendim. Dünyam adeta başıma yıkılmıştı. Haziran'da düğün planları yaparken şimdi acaba ölecek miydim diye sorular kafamda belirmeye başlanmıştı. Nitekim bu hastalığın diğer kanser türlerine göre tedaviye yanıt şansının daha yüksek olduğunu öğrensem de içim rahat etmiyordu. Ameliyata girdim ve sol testisim alındı. Ardından patoloji raporu ve tomografi sonuçlarında lenf bezlerinde ve akciğerde şüpheli nodüller tespit edilmişti. Evre 2B veya 3A testis kanseri. Patoloji raporu: Germ Hücreli Tümör. Bu sonuçların ardından Onkoloji servisinin yolunu tuttuk. 3 kür kemoterapi(BEP) planlandı. Her şey bir şaka gibiydi adeta. Şoku hala üstümden atamamıştım. 6 Mayıs'ta ilk küre başladık. Çok zor geçti. Kemoterapinin yan etkilerinden dolayı çok zorlandım. 2. kürde akciğer toksisitesi nedeniyle Bleomisiyn adlı ilaç kesilmek zorunda kaldı. Böylece kür sayısı 4'e çıkarılmış son 2 kür EP olarak devam edecekti. Fakat 3. kür bittiğinde ben de bitmiştim. Yaklaşık 10 kilo vermiştim. Bir şey yiyip içemez hale gelmiştim. Doktorum kemoterapiye hassas bir vücudum olduğunu söylüyordu. Ama 4. kürü kaldıracak gücüm de kalmamıştı. Doktorum da bu durumuma istinaden 4. küre başlamadan bir değerlendirme yapmaya karar verdi. Tomografiler çekildi kan tahlillerine bakıldı. Her şey temizlenmişti. Tümör belirteçleri normale dönmüştü. Ama yine de 4. kür EP konusunda kararsız kalındı. Ancak artan yan etkiler nedeniyle 4. kürü almadım. Şimdi 3'er aylık kontrollerim olacak. Çok zor bir süreçti ama şimdilik her şey yolunda görünüyor. Şimdi düğünümüz Ekim'de olacak. Bu hastalık bana ne mi öğretti? Bence bu hastalığın en önemli kazancı size getirdikleri. Hastalık insana ne getirir demeyin. Bu hastalık elbette çok şeyi götürdü ama çok da getirisi olduğunu inkar edemem. 1) Etrafımdaki insanların gerçek yüzünü, 2) Aslında mutlu olmak için ne çok şey olduğunu, 3) Küçük şeylerden mutlu olmayı, 4) Her sabaha sağlıklı bir şekilde uyanmanın ne büyük bir nimet olduğunu, 5) Neye inanırsanız inanın ama inandığınız şeye el açıp dua etmenin ne kadar önemli olduğunu, 6) Sağlıklı olduğunuz her güne şükretmeniz gerektiğini öğrendim. İhtiyacınız olan şey; çok şeye sahip olmak değil, az şeyle mutlu olmaktır. Sağlıklı olduğunuz her günün kıymetini bilin. Ve en önemlisi moral. Ben kendimi hiç bir zaman hasta olarak görmedim. En önemli desteği ailemden gördüm. Çok şükür bu hastalığı atlattık. Tüm hastalara Allah'tan şifa diliyorum. </em><br />
<em>Herkese geçmiş olsun</em>..." Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com27tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-63773323827580231862013-06-07T10:24:00.000+03:002013-06-07T10:24:00.924+03:00Hayat Devam EdiyorGrubumuzdan bir arkadaşımız daha hikayesini paylaştı bizimle. Hastalığa yeni yakalananlar için moral olması için burada yayınlamamıza izin verdi. Kendisine hayatta sağlık ve mutluluk diliyorum.<br />
<br />
<em>"Benim hikayem ise şöyle,</em><br />
<em></em><br />
<br />
<em>Nişanlıydım ve düğünümün yapılmasına sadece üç ay kalmıştı. Sol testisimde varikosel tarifine uyan ufak ufak ağrılar vardı. Bu kadar az ağrı için doktora gidecek bir yapıda da değildim açıkçası. Ne olduysa oldu ve ben o gün özel bir hastahaneye gittim. Yapılan doopler ultrasonografide sol testisimde hiç bir sıkıntıya rastlanılmazken, sağ testisimde solid kitle tespit edildi. Üroloji doktoru sağ testisimin alınması gerektiğini, hele hele ameliyat hemen yapılmazsa benim için hayati tehlikelerin oluşabileceğini söyleyince dünyam başıma yıkıldı. Bir yanlışlık olmalıydı. Benim sağ testisimde en ufak bir sıkıntı yoktu. Doktor bana o hastanede olmasa bile mutlaka o gün ameliyatı olmam gerektiğini söyleyince iyice karamsarlığa kapıldım.</em><br />
<em><br /></em>
<em>Ancak ameliyatıma şeker diyebileceğim Doç.Dr. Fuat DEMİREL isminde bir hoca yaptı ve sağ testisim alındı. Artık çocuk sahibi olamayacağımı hatta evlenebilemeyeceğimi düşünmeye başladım. Patoloji sonucu bile gelmeden yaptırdığım sperm testinde sonucun güzel gelmesi moralimi hafif düzeltmişti.</em><br />
<em><br /></em>
<em><br /></em>
<em>Patoloji sonucu seminom Evre1B testis kanseri olduğumu öğrendim. Kan sonuçlarımda ameliyat öncesi ve sonrasında hiçbir sıkıntı yoktu. Kemoterapi alıp almama tercihime bırakıldı ve ben çocuk sahibi olabilmek için kemoterapi almamayı tercih ettim. Son kontrolüm sonucunu yarın alacağım, ameliyatımın ardından 10 ay geçti.</em><br />
<em><br /></em>
<em><br /></em>
<em>Planlandığı tarihte dügünümüzü yaptık, eşim şimdi 6 aylık hamile, eylül ayında oğlumuzun aramıza katılmasını bekliyoruz şimdi.</em><br />
<em><br /></em>
<br />
<em>Bu hastalıktan kazanımlarım ve öğrendiklerim:</em><br />
<em><br /></em>
<em>1) Herşey çok güzel olsa bile hayatta hiç bir şeyin garantisi yok.</em><br />
<em><br /></em>
<em>2) Herşey çok kötü ise bile biranda nasıl düzeliyor anlamayabilirsiniz.</em><br />
<em><br /></em>
<em>3) Tek testislede baba olunabiliyor :)</em><br />
<em><br /></em>
<em>4) Hayatında hiç içki, hatta sıgara kullanmamış, spor yapan bir insanda kanser olabiliyormuş.</em><br />
<em><br /></em>
<em>4) Hastalığı veren de şifasını veren de aynı (isyan yok, şimdi dua zamanı)</em><br />
<em><br /></em>
<em>5) Hastalıktan sonra namaza başladım ve manevi sıkıntılarımın çıkış yolunu buldum.</em><br />
<em><br /></em>
<em>6) ve en önemlisi HAYAT DEVAM EDİYOR...."</em><br />
<em><br /></em>
Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-79100689784394938012012-11-08T15:33:00.001+02:002012-11-12T08:29:36.404+02:00Hayat en güzel hediye<span style="font-family: inherit;">Bugün grubumuza üye olan arkadaşlardan birisi testis kanseriyle olan hikayesini bizimle paylaştı. Yaşananlar çok güzel ifade edilmiş. Umarım bu acı tecrübe bir daha hiç yaşanmaz. Ahmet Bey'in sözleriyle devam ediyorum.</span><br />
<span style="font-family: inherit;"><i><span style="background-color: white; color: #454545; font-size: small;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></i>
</span><br />
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit; font-size: small;"></span></i></div>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" id="yui_3_7_2_1_1352368356327_341" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<span id="yui_3_7_2_1_1352368356327_340" style="font-family: inherit;"><i>"Nereden ve nasıl başlayacağımı bilmiyorum ama sizlere son 2,5 ayımı kısaca anlatayım.</i></span></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" id="yui_3_7_2_1_1352368356327_337" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<span id="yui_3_7_2_1_1352368356327_336" style="font-family: inherit;"><i>Tarih 24 Ağustos 2012; yaklaşık 11 gün önce sağ testiste iltihaplanma olarak teşhis edilenşişliğin o gün iltihap değil bir tümör olduğunu öğrendim ve öğrendikten birkaç saat sonra kendimi ameliyat masasında buldum. Teşhis malum.</i></span></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" id="yui_3_7_2_1_1352368356327_333" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<span id="yui_3_7_2_1_1352368356327_332" style="font-family: inherit;"><i>Aynı gün saat 17:00 civarında yarı uyuşuk vaziyette hastanede yatarken buldum kendimi. İlk başlarda sanki kötü bir rüya görüyorum ve sabah uyandığımda herşey normale dönecek gibi geliyordu. Ama maalesef bu bir rüya değildi ve bu acı gerçekle yüzleşmek zorundaydım.</i></span></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">Bir anda hayatım alt üst olmuştu. Kendi işimi kurma çabalarım, kariyerim, gelecek planlarım vb. hepsi uçtu gitti.Kafamda binbir soru işareti, ürkütücü bir endişe ve uykusuz geceler başladı. Patoloji raporunun gelmesiyle birlikte artık teşhis kesinleşmişti. (Evre 1b testis Ca.)</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">31 Ağustos 2012 tarihinde Medstar Yıldız hastanesi onkoloji servisine gittiğimde içimi ciddi bir hüzün kapladı ve gözyaşlarımı tutmak için ciddi bir çaba sarf ediyordum. Etrafımda bu rahatsızlıkla savaşan saçı kaşıdökülmüş, bazıları ciddi anlamda zayıflamış bir sürü insan vardı. Tedavi ile birlikte ben de mi böyle olacağım diye düşünürken gözyaşlarını da tutmam mümkün değildi artık. Birkaç dakika sonra Doktorum Mustafa Özdoğan ile tanıştım. Mustafa bey bir ön muayene yaparak tomografi ve diğer tahlil sonuçlarını değerlendirdi. Sonuç iki kür kemoterapi almam gerektiği idi.</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">(Hastanedeki ilk günümde bana yardımlarını esirgemeyen göz polikliniği çalışanlarından Gonca Karagöz’e sonsuz teşekkürler.)</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">Pazartesi eşimle birlikte hastaneye tekrar gittik. O gün aslında şunu anladım. Benimde diğer insanlardan hiçbir farkım yoktu. Ben de sadece bununla savaşmak zorunda olan insanlardan biriydim. Yani bu durumu kabullenmeli ve yapılması gerekenleri yapmalıydım.</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">Şaşkın gözlerle ve ne yapacağını bilmez halde, endişeyle sürecin nasıl olacağını öğrenmeye çalışırken, hikayenin kahramanlarından biri olan Eczacı Ayşegül hanım ile tanıştık. Tüm içtenliğiyle ve güler yüzü ile bizi odasına davet etti ve bu süreçte nelerle karşılaşacağımızı ayrıntılı bir şekilde anlattı. O gün ve daha sonraki günlerde onun o güler yüzü ve samimiyeti eminim ki almış olduğum ilaçlardan daha iyi gelmiştir.</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">Ayşegül hanım ile konuşmamızdan sonra acilen bleomisin denen ilacı temin etmemiz gerekiyordu ve ilaç ancak Ankara eczacılar birliğinden rapor karşılığı alınabiliyordu. İlaçların temini sürecinde canım kardeşim Ayça Özbek’e sonsuz teşekkürler. Ertesi gün (4 eylül 2012) ilaçları aldı ve yoğun çabalardan sonra Salı sabahı ilaçlar elimizdeydi.</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">Salı günü eşimle birlikte tekrar hastanedeydik. Sabah erken saatte Mustafa beyin hemşiresi bize kemoterapi ile ilgili eğitim verdi ve birkaç saat sonra 12. Kata, ilk kürün ilk gününü almak için, çok güzel dizayn edilmiş, hastaların tüm konforu en ince ayrıntısına kadar düşünülerek yapılmışkemoterapi ve sanat merkezine geldik. Burada hikayenin önemli kahramanlarından biri olan Gonca’yla karşılaştık. İlk önce hiç sevmemiştim onu, çünkü tedavi sırasında eşimin benle birlikte gelmesine karşı çıkıyor ve izin vermiyordu. Ama bu onun işiydi ve buna saygı duymam gerekiyordu. Ama sonraki günlerde müthişdesteği ve yardımlarıyla hep yanımızdaydı. Son gün oradan ayrılırken, eşimle göz göze gelip Goncanın göz yaşlarınıgördüğümde, bana tarifi mümkün olmayan bir sıcaklık hissettirdi.</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">Tedavinin ilk günleri rahat geçti. Sadece ilk kürün 5.gününden sonra biraz mide bulantıları ve istifralar oldu. Ama bunlar beklenenşeylerdi ve ben çok önemsemiyordum. Bir şekilde ilk kür bitti ve 2. Küre kadar olan arada ben iş yerine gidip çalışmak istedim.</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">Pazartesi tekrar iş yerindeydim. Tedavi başladıktan yaklaşık 16 gün sonra iş yerinde fark ettim saçımın sakalımın dökülmeye başladığını.Elimi sacıma götürünce saçlar tutam tutam elime geliyordu. Büyük bir moral bozukluğu ve hayal kırıklığı içinde, iş arkadaşlarımdan birinin arabası ile evde aldım soluğu, çünkü 2 kür bu tür tedaviler için kısa sayılabilirdi ve ben hep, saçlarım tamamen dökülmeden bir ihtimal bu süreci atlatabileceğim umudunu taşıyordum.</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">Ertesi gün eşimle birlikte bir traş makinesi satın aldık. O gün akşam saçlarımı 3 numara olarak kestim. Sanırım en son askerde üzülerek böyle traş olmuştum. Ama bunu da çok takmamam gerekiyordu ve öylede yaptım.</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">Derken kardeşimin İzmir’de hocalarına tekrar yaptırdığıpatoloji raporu geldi. Bu rapora göre evre1a olarak tanımlama yapılmıştı ve diğerine göre çok daha iyiydi. Bu raporla birlikte Mustafa Hocaya görüşmeye gittik. Mustafa hoca’nın” eğer başlangıçta bu patoloji raporu ile gelseydin kemoterapi almana gerek olmayabilirdi” Şeklindeki açıklamaları biraz canımızı sıktı. Hemen ertesi gün ilk raporu çıkaran Patolab ile görüştük ve konuyu kendilerine aktardık. Hata yapmış olabileceklerini ve tekrar bakacaklarını söylediler. Ertesi gün yaptığımız görüşmede sonucun doğruluğunu teyit ettiklerini belirttiler. Sonuç olarak, doğrusu hangisi sanırım hiçbir zaman bilemeyeceğiz.</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">Mustafa hocamızla yaptığımız görüşme sonrasında, hocamız riske atmaya gerek olmadığını ve tedaviye planlanan şekilde devam edeceğimizi belirtti. Bu arada ilk kür sonunda trombosit sayısında ciddi düşüşler yaşamıştım. Mustafa hoca 2. Kürün 5. Gününü almayacağımı söylediğinde doğrusunu söylemek gerekirse çok sevindim.</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">Birkaç gün sonunda 2. Kür başladı. İlk iki gün çok zorlanmadım. Ama ne olduysa 2. Günden sonra başladı. Bundan sonraki 5-6 gün anlatılmaz bir mide bulantısı ve defalarca istifralar. Neredeyse her gün sonunda tekrar hastaneye gidip serum bağlanıyor ve mide bulantısı ve kusmalar bir nebze azaltılmaya çalışıyordu. Bu süre gerçekten çok zordu ama yaşandı ve bitti.</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">Artık tedavinin sonuna yaklaşıyorduk sadece 2 tane bliomisin alacak ve sonra bitecekti. Bliomisin günleri diğerleri gibi 5-6 saat değil sadece 30 dk. sürüyordu. Ancak her defasında yaklaşık 3 saat sonra ateşim 38 derecenin üzerine çıkıyor ve biz eşim ve babamla birlikte gecenin bir vakti soluğu tekrar hastanede alıyorduk. İşte o günlerden birinde Acil servis doktoru Oğuzhan bey’le tanıştık. Onun deyimiyle teyzeoğlu! O gün gece onun sayesinde hastaneden morali yüksek ve gülümseyerek ayrıldığımı hatırlıyorum. Bugün tekrar gitsem beni hatırlar mı bilmiyorum ama benim onu hayatım boyunca unutmam mümkün değil.</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">10 Ekim 2012 son gündü ve artık tekrar ilaç almayacaktım. Tekrar damar yolu açılmayacaktı. (bu süreçte en sevmediğim anlardan biriydi. Neyse ki Ayşe hemşire vardı ve bu konuda çok iyiydi. Canımı acıtmadan damar yolu açtığın için sonsuz teşekkürler Ayşe abla!). En güzel şeylerden biri artık eşim her gece bana iğne yapmak zorunda kalmayacaktı. (yaklaşık 45 tane iğne bitmişti)</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">10 ekim 2012 tedavi tamamlandı. Bu süreçte 12. Kat çalışanları Fatma hemşire, Ayşe hemşire, ve diğer tüm hemşire arkadaşlara, 24 saat çekinmeden arayıp rahatsız ettiğimiz İrfan hocama , tüm güler yüzü ile bana resim yapmayı sevdiren Aysun hocama, etrafın temizliğinden sorumlu Gül ablaya, Ayşegül’e sonsuz teşekkürler. Siz hepiniz benim kahramanlarımsınız. O ilaçların içerisine hepiniz sevginizi koydunuz. Sanırım bizleri asıl iyileştiren sizlerin sevgisi. Sizleri o kadar çok sevdim ki tarif etmek mümkün değil. Hastaneyi gördüğümde midem bulanıyordu ama son gelişimde şunu fark ettim ki sizi tekrar göreceğim için gelmeye can atıyordum ve bir o kadar da heyecanlıydım.</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">Tedavi sonrası bir süre dinlendim ve sonra balık tutmaya karar verdim. Balık tutmanın beni ne kadar dinlendirdiğini, düşüncelerden ne kadar uzaklaştırdığını o zaman fark ettim. Kısa bir süre sonra akşamları biran evvel uyuyup yarın balık tutmaya gitme hayalleri kurmaya başlamıştım. Sabah kalkıyor, hızlı bir kahvaltı yapıyor ardından soluğu deniz kenarında alıyordum. Kafam bomboş, ne kariyer hedefleri, ne iş, ne hastalık ne de başka bir şey sadece oltanın ucuna nasıl bir balık takılacaktı onu düşünüyorum. Bu hobinin bana ne kadar iyi geldiğini gerçekten hissettim. Herkese tavsiye ederim.</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">5 kasım 2012 tekrar hastaneye gittim. Sebebi şu idi. Yarın işe başlayacaktım ve saçlarım tamamen dökülmüştü. İşe gidince nasıl tepkiler alacağımı bilmiyor ve gitmek istemiyordum. Ama maalesef çalışmak zorundaydım. Bir gün önce yine uyuyamamış ve ciddi anlamda huzursuz olmuştum. O gün</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">Psikologumuz Almila hanıma gitmeye karar verdim. Küçük bir gecikme ile onun yanındaydım. Yaklaşık 45 dakika sohbet ettik. Biraz rahatladığımı hatırlıyorum. Odasından çıktığımda artık ne yapmam gerektiğini biliyordum.</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">Hemen ardından sıra beni heyecanlandıran şeye gelmişti. 12. kata çıkacak ve beni hayata bağlayan kahramanlarımı görecektim. Asansör 12. Kata geldiğinde ilk olarak Goncayı gördüm. Beni içeri aldı ve hemşire arkadaşların yanına götürdü. Gonca’ya sıkı sıkı sarıldığımı gözlerimin dolu dolu olduğunu hatırlıyorum. Ama etrafıma baktığımda Goncanın ve diğer hemşire arkadaşların da gözleri dolu dolu olmuştu. O gün onların gözyaşları benim aldığım son ve gerçek ilaçtı. Hepinizi çok özlüyorum.</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">Ve hikayenin baş rol oyuncusu Prof. Dr. Mustafa Özdoğan;</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">Hocanız Prof. Dr. Mustafa Samur’la birbirinize vermişolduğunuz sözü yerine getirmenin gururunu, mutluluğunu sonuna kadar yaşayınız. Başardınız ve eminim ki çok daha iyilerini yapacaksınız. Siz farkında olmayabilirsiniz ama hastaların gözünde kelimelerle anlatılamayacak kadar değerlisiniz. Hayatım ve tüm kariyerim boyunca siz gibi insanları kendime örnek aldım. Yaptıklarınız ve yapacaklarınız konusunda size nasıl yardımcı olabilirim, elimden ne gelir şuan bilmiyorum ama bu konu için yakın zamanda kapınızı çalacağım. Bana siz ve ekibiniz yepyeni bir hayat hediye ettiniz. Teşekkürler.</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">Yazacak anlatacak çok şey var ama bir yerde bitirmek gerekiyor sanırım. Hastaneden ayrıldığımda saçlarım, kaşlarım ve sakallarım yoktu. Sanki yeni doğmuşkoskocaman bebek misali yeni hayata merhaba dedim. Hayata artık yepyeni bir pencereden bakıyorum. Kendime, eşime ve çocuklarıma daha fazla vakit ayırmak istiyorum. Mutlu olduğum işi yapmak ve beni mutlu eden insanlarla birlikte olmak istiyorum. Hayatımdaki fazlalıklardan ve gereksizliklerden yavaş yavaşkurtulup daha yalın, daha sade bir hayat sürmeyi arzu ediyorum. Artık ne istediğimi, ne yapmam gerektiğini çok iyi biliyorum.</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">Son olarak sevgili eşime, biricik anneme ve babama, kardeşime, bana güç veren minik kızlarım Duru’ma ve Doğa’ma sonsuz teşekkürler. Sizin varlığınız benim varlık sebebim. Hepinizi çok seviyorum.</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">Birde bu hastalıkla savaşan herkese acil şifalar diliyorum.</span></i></div>
<i><span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #454545;"></span><br style="background-color: white; color: #454545;" /></span></i>
<div class="yiv1169300163MsoNormal" style="background-color: white; color: #454545; margin: 0cm 0cm 0pt; padding: 0px;">
<i><span style="font-family: inherit;">Herkese Mutluluklar."</span></i></div>
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<br />Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-42385796965371114862012-10-09T17:29:00.000+03:002012-10-09T17:30:20.033+03:00"Bunun geçici bir süreç olduğunu bildiğim için hayatımdan ödün vermek istemedim"Grubumuza üye olan arkadaşlardan birisi bizimle hikayesini paylaştı. Bu hastalıkla mücadele edenlere bir umut olması için burada yayınlamama da izin verdi, kendisine teşekkür ederim.<br />
<br />
<span id="yui_3_2_0_1_1349784184987193" style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 13px; font-style: italic; line-height: 34px;">"Merhaba , öncelikle herkese çok geçmiş olsun diyorum ve geçeceğinden hiç şüpheniz olmasın diyorum :) . Ben hukuk fakültesi 2.sınıf öğrencisiyken Nisan ayında sağ testisimde bir sertlik ve diğer testisime oranla büyüklük hissettim . Bu durumu babama açma kararı aldım , babamın erkeklerde dönemsel olarak böyle şeyler olabileceğini söyledi geçmezse haber vermemi istedi. Ben de çok üzerinde durmadım ve tekrar üniversiteye İstanbula döndüm . Bir ay geçti ancak testisteki büyüklük hala sürüyordu. Final dönemi bittikten sonra ailemin yanına gittiğimde bir doktora gözükme kararı aldım. Ailemin yanına gittiğimde doktora gittik ve testis kanseri olduğumu öğrendik . Doktorum en kısa zamanda ameliyat olmam gerektiğini söyledi ancak biz aynı gün başka bir doktora da gittik ve orada da aynı sonuca varıldı. Doktorum hastahaneden çıkmadan ameliyat olmamı istedi ve ben ne olduğunu anlamadan kendimi ameliyat masasında buldum. Kötü bir rüya gibiydi , bir gün önce yaz tatiliyle ilgili büyük planlarım varken şimdi her şey değişmişti. Başarılı bir ameliyat geçmişti. Patoloji sonucuna göre germ-hücreli bir tümordü. %40 seminom - %20 Embriyonel karsinom - %40 teratom türündeymiş alınan tümor. Tabi tümörle beraber bütün sağ testisimde alındı . Ameliyattan önce Beta - Hcg 224 , Alfa Feta-Protein im 14.25 di. Ameliyattan sonra Beta -Hcg 176 ,AFP 8.25 çıktı. Doktorların beklentisi daha çok düşmesi yönündeydi ama öyle olmamış. Bu bizi biraz korkuttu başka yerle sışramış olabileceği yönünde ancak sonrasında yapılan tomografi sonucunda başka bir yere sıçramamıştı . Ve birinci evdesindeydim hastalığın ancak ilerleyen günlerde Beta-Hcg değerlerim düşmemesinden dolayı 3 kür BEP tedavisi denen kemoterapi tedavisi almama karar verildi. Bleomisin denen ilacın çok zor bulunacağı söylendi. Türk Eczacılar Birliğinden temin edilebiliyor bu ilaç. 30 temmuzda kemoterapiye başladım . Adana Çukurova Balcalı Hastahanesinde. Çok iyi bir doktorum vardı Prof. Dr. Semra Paydaş dır kendisi :) .Kemoterapinin ilk haftası biraz yorucu oluyordu özellikle ilk hafta sonları kendimi çok halsiz hissediyordum ama ilk haftadan sonra eski hayatıma geri dönebiliyordum. Hatta bu süreçte ilk kürümün son Pazartesi günü tedavimi aldım ve hastahaneden çıkıp uçağa binip İstanbuldaki yaz okulu sınavıma girdim. Sonuç olarak artık 3.sınıftaydım :) . Bunun geçici bir süreç olduğunu bildiğim için hayatımdan ödün vermek istemedim .</span><span style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 34px;"> </span><span style="background-color: white; color: #222222; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 13px; font-style: italic; line-height: 34px;">Kemoterapiden 2 hafta sonra saçım dökülmeye başladı 3 haftasında saçımı kısacık kestirdim aslında tamamen kazıtmıştım :) . 2.küre başlamıştım çok güzel geçiyordu tedavim . Çok şükür bu kürüdü de ciddi bir sıkıntı yaşamadan atlatmaya çalıştım. Düzenli beslenmeye çalışyor bu su içmek için çabalıyordum. (Cisplatin denen ilacın böbreklere olan zararını önlemek için bol su içmek gerekiyormuş o sebeple ) 2.kürümün sonunda kan değerlerimin ölçülmesi istedi doktorum. Sonuç çok güzeldi Beta- Hcg 0.1 Alfa Feta-Proteinim de 2.53 çıkmıştı . Yani normal değer aralığındaydı her şey. Bu bende bir umuda neden oldu artık 3.kürü almama gerek kalmamıştı diye düşünüyordum. Bir an önce saçım çıkacak ve İstanbula arkadaşlarımın yanına dönebilecektim ancak bu böyle olmadı :( . Doktorum çok titiz biriydi ve 3.kürü almam gerektiğini söyledi hatta hiç böyle bir konuşma aramızda geçmedi 3. kürde görüşürüz dedi :) .Yıkılmıştım ama sonuç olarak değerlerim iyiydi ve bir ay sonra hatta 2 hafta sonra her şey bitecekti . Ve yarın kemoterapimin son günü :) "</span>Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-67012899774042754572012-02-04T22:19:00.000+02:002012-02-04T22:20:57.261+02:00Bir Testis Kanseri Hikayesi Daha<br />
<div style="background-color: white;">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Grup üyelerimizden birisi bizimle hikayesini paylaştı:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><br /></span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">"Sevgili Dostlar,<br />Değerli ucundan bucağından kader ortaklarım :). Size kısaca kendi hikayemden bahsedeyim.<br />Nisan 2008, üniversite 2. sınıftayım. Nisan ayı vize ayım ve üniversitemin bulunduğu şehirdeyim. Son aylarda aşırı alkol ve sigara tüketiyordum, 5 yılık sigara içicisiydim. Yaşadığım rahatsızlığın alkol veya sigarayla temelden bağlantılı olduğunu düşünmüyorum fakat büyük bir etken olduğunu biliyorum. Üstelik psikolojim de oldukça bozuk bir dönem geçirmekteyim ve eminim bu da büyük bir etken (iki yıllık sevgilimden ayrılıyorum).</span></div>
<div style="background-color: white;">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Nisanın ilk haftası dikkatimi çeken aşırı kilo kaybım oluyor, aşırı dediğim oranladığımızda 1 ayda 4-5 kg. 69'dan 64'e düşüşüm. Yemek yiyesim hiç gelmiyordu. Görünürde herhangi bir şikayetim yok tabii. Malum kış ayı kot pantolon giyiyordum, arada bir çok çok ama çok ince ve milisaniye süresince kasık bölgemde bir sancı hissediyordum ve tabii ki<br />önemsencek gibi bişey değildi. </span></div>
<div style="background-color: white;">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><br /></span></div>
<div style="background-color: white;">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">15 Nisan 2008:<br />Ertesi günkü sınavıma gece 12 ye kadar çalışıyorum, internet olmayan evimde laptopumu açıyor ve her nedense şifresiz bir kablosuz nete direkt bağlanıyor (Şans). E hadi girmişken google amcaya sorayım diyorum. </span></div>
<div style="background-color: white;">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Anahtar kelimeler: testis, sancı, boyut değişikliği...<br />Sonuç: Testis Kanseri </span></div>
<div style="background-color: white;">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Ciddiye alıyor ve siteleri irdeliyorum, kendi muayeneniz i yapıyorum ve kendim teşhis ediyorum: Ben Testis Kanseriyim (elbette doktora gidip patoloji raporunu görmeden buna karar veremezsiniz). Sabaha kadar uyku tutmuyor, ne yapsam ne etsem bilemiyorum. Eski kız arkadaşımı arıyor destek istiyorum, bana ne diyor!!! </span></div>
<div style="background-color: white;">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><br /></span></div>
<div style="background-color: white;">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Yaşım 21'di, sabah birkaç saat uyuyup direkt hastaneye gidiyorum. Doktora şikayetimi belirtiyorum ve hastanede bir koşuşturma başlıyor "çok acil hasta" sırada önüne geçtiğim hastalar sedyede yatmakta ve ben daha mı kötüyüm yani diyorum. Hayır tek amaç en kısa sürede kesin teşhis... Yoksa ben ilk evrenin en başındaydım. Nitekim doktorum da buna şaşırıyor, nasıl teşhis ettiğim konusunda. </span></div>
<div style="background-color: white;">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><br /></span></div>
<div style="background-color: white;">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Doktorun bana 16 nisan saat 10:52'de verdiği cevap: Testis kanserisin, türünü bilemeyiz, acilen almamız gerek. Yarın ameliyat ve derhal kemoterapi!!! ve ben... sessizlik içindeyim. Tedavi istemeyip hastaneden çıkıyorum. Ağlayarak en yakın arkadaşımı yanıma çağırıyorum (şansa çocukluk arkaaşım da orada okuyordu üniversiteyi). Biraz sakinleşip ne yaptığımı bilmez vaziyette sınavıma gidiyorum, çok iyi bildiğim soruları bir türlü cevaplayamayıp 5. dakikada ellerim titreyerek çıkıyorum ve 9 saatlik samsun yolculuğum boyunca hayatımı gözden geçiriyorum, ağlıyorum. </span></div>
<div style="background-color: white;">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><br /></span></div>
<div style="background-color: white;">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Sonuç: Kalabalık bir aile hastane kordorunda beni bekliyor, gülerek ameliyathaneye gidiyorum, titreyerek masaya yatıyorum ve yarım saatlik ameliyat sonrası kanserden arınıyorum. Kemoterapi almıyorum, yakın takip istiyorum 2 yıl her ay doktora gidiyorum. şuanda 4. yılımdayım, herhangi bir sorun yok çok şükür, Yaşadığım her dakikaya şükrediyor bir günü 48 saat yaşıyorum. askerlikten muaf tutuluyorum. 24 yaşında mühendisim 1 yıldır çalışıyorum ve sağlık sorunum çok şükür yok. Tamam bazı şeylere dikkat ediyorum yeşil çay gibi düzen gibi mesela... Ama bunlar zaten en başından<br />beri var olması gerekenlerdi hayatımda... "</span></div>Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-40040030619562717712008-12-02T18:26:00.006+02:002008-12-19T14:39:35.224+02:00Etoposide (VP-16, Etopophos®, Vepesid®)<p>Etoposide bazı tip kanserlerin tedavisinde kullanılan bir kemoterapi ilacıdır. Çoğunlukla akciğer, yumurtalık ve testis kanseri tedavilerinde kullanılır.</p><p><strong>Etoposide neye benzer?</strong> </p><p>Etoposide renksiz bir sıvıdır. Açık pembe renkte 50 mg ve 100 mg kapsuller şeklinde de bulunmaktadır. </p><p><strong>Nasıl verilir?</strong> </p><p>Etoposide şu şekillerde verilebilir:</p><ul><li>Damara yerleştirilen ince bir tüp içine damla şeklinde verilir. Bu yaklaşık 30- 60 dakika surer.</li><li>Yutulan kapsuller şeklinde verilir. </li></ul><p>Kemoterapi genellikle birçok defadan oluşan kürler şeklinde birkaç ay devam eden tedavi şeklinde verilir. Tedavinin uzunluğu ve kür sayısı tedavi olduğunuz kanser türüne göre değişir. Etoposide genellikle diğer kemoterapi ilaçlarıyla birlikte kombine olarak verilir. Doktorunuz veya hemşireniz sizinle tedavi planını konuşacaktır. </p><p><strong>Olası yan etkiler</strong> </p><p>Her insanın kemoterapiye tepkisi farklıdır. Bazıları çok az yan etki hissederken diğerleri çok fazla hissedebilir. Bu bilgide yer alan yan etkiler etoposide alan her insanı etkilemeyebilir ve birden fazla ilaç alıyorsa farklı olabilir. </p><p>Eğer oluşursa bundan haberdar olmanız için çok fazla görülen yan etkiler ve daha az rastlanan yan etkiler bu bilgide yer almıştır. Ancak çok nadir görülenleri dahil etmedik. Eğer bu bilgide yer almayan bir yan etki yaşıyorsanız lütfen doktorunuzu bu durumdan haberdar edin. </p><p><strong>Enfeksiyona karşı düşük direnç: </strong>Etoposide kemik iliği tarafından üretilen beyaz kan hücrelerinin üretimini azaltabilir, bu da sizi enfeksiyona hassas hale getirir. Bu etki tedavi verildikten 7 gün sonra başlayabilir ve enfeksiyona karşı direnciniz, kemoterapiden 10-14 gün sonra en düşük seviyeye ulaşır. Bundan sonra kan hücreleriniz giderek artmaya başlar ve genellikle bir sonraki kemoterapi küründen önce normal seviyesine gelir. </p>Eğer aşağıdaki belirtiler görülürse hemen doktorunuzu arayın:<br /><ul><li>Ateşiniz 38ºC’nin üzerine çıkarsa </li><li>Birden kendinizi kötü hissetmeye başlarsanız (ateşiniz normal değerde olduğu halde).</li></ul>Daha fazla kemoterapi almadan önce kan hücresi sayınızın normal seviyeye döndüğünden emin olmak için kan testi yaptıracaksınız. Kan hücreleri sayınız (kan sayısı) hala düşükse bazen tedavinizi ertelemek gerekebilir.<br /><br /><strong>Morarma veya kanama: </strong>Etoposide trombosit(kanın pıhtılaşmasını sağlar) üretimini azaltabilir. Beklenmedik morarmanız ya da kanamanız (burun kanaması, ciltte kızarıklıklar veya dişeti kanamaları gibi) varsa doktorunuza söyleyin.<br /><br /><strong>Anemi (düşük kırmızı kan hücresi sayısı):</strong> Etoposide alırken anemik olabilirsiniz. Bu sizin yorgun olmanıza ve nefes nefese kalmanıza neden olur. Bu etkiler sizin için bir problem oluşturuyorsa doktorunuza söyleyin.<br /><br /><strong>Saç dökülmesi: </strong>Bu genellikle ilk etoposide dozunu aldıktan 3-4 hafta sonra başlar, ancak daha erken de olabilir. Saçınız tamamen dökülebilir. Aynı zamanda kaşlarınızın, kirpiklerinizin ve vücudun diğer kısımlarındaki tüylerin de azaldığını farkedebilirsiniz. Saç dökülmesi geçicidir ve tedavi bittikten sonra tekrar çıkmaya başlayacaktır.<br /><p><br /><strong>Bulantı ve kusma: </strong>Bulantı tedavi verildikten sonra başlar ve 5 güne kadar devam eder. Kapsül olarak alındığında daha sık görülür. Doktorunuz bulantı ve kusmayı önleyen ya da büyük ölçüde azaltacak oldukça etkili ilaçlar yazabilir. Eğer kontrol altına alınmazsa doktorunuz ilacı değiştirebilir. Bazı bulantı ilaçları kabızlığa neden olabilir. Kabızlık sizin için bir problem oluyorsa doktorunuza bu durum hakkında bilgi verin. </p><p><strong>İshal:</strong> İlaçlarla kolaylıkla kontrol altına alınabilen bir problemdir. Fakat çok ciddi boyuttaysa veya devam ediyorsa doktorunuza bilgi verin. Eğer ishalseniz çok fazla sıvı almanız çok önemlidir. </p><p><strong>İştah kaybı: </strong>Hastanedeki diyetisyen veya bu konuda uzmanlaşmış hemşire size iştahınızı nasıl artırabileceğiniz konusunda tavsiyeler verebilir. Yeme problemleri ve kilonuzu koruma konularında yardımcı olabilirler.</p><p><strong>Ağız yaraları: </strong>Bu tedavi süresince ağzınızda yaralar oluşabilir. Dişlerinizi düzenli olarak yumuşak bir fırçayla fırçalamanız ve çok fazla sıvı almanız bu yaraların oluşma riskini azaltacaktır. Eğer bu tür prolemler yaşıyorsanız doktorunuzu veya hemşirenizi bilgilendirin. Enfeksiyonu önleyecek veya temizleyecek ağız gargaraları ve ilaçlar verebilirler.</p><p><strong>Tat almada değişiklikler: </strong>Yemeklerin tadının değiştiğini hissedebilirsiniz. Tedavi bittikten sonra tat alma değişiklikleri de ortadan kalkacaktır.</p><p><strong>Yorgunluk ve güçsüz hissetme: </strong>Çok yorgun hissedebilirsiniz. Dinlenmek için kendinize bol zaman ayırın. </p><p><strong>Az görülen yan etkiler</strong></p><p><strong>Cilt değişiklikleri: </strong>Etoposide cildinizde kırmızı lekeler oluşmasına ve cildinizin kaşınmasına neden olabilir. Böyle bir durum oluşursa doktorunuza haber verin. Pigmentlerin aşırı üretiminden kaynaklanan cilt renginiz koyulaşması görülebilir. Genellikle tedavi bittikten birkaç ay sonra eski haline döner.</p><p><strong>Uykusuzluk, baş ağrıları ve kafa karışıklığı: </strong>Bu yan etkiler oldukça nadir olarak ve sadece yüksek doz alanlarda görülür. Eğer bu yan etkilerden herhangi biri görülürse hemen doktorunuza haber verin.</p><p><strong>Alerjik reaksiyon: </strong>Alerjik reaksiyonların belirtileri arasında ciltte kızarıklık ve kaşınma, yüksek ateş, titreme, yüzde kızarıklık, baş dönmesi hali, endişe hali ve tuvaletin geldiği hissi gibi belirtiler yer almaktadır. Tedavi süresince alerjik reaksiyonlar açısından takip edileceksiniz. Eğer bu belirtilerden birini yaşıyorsanız doktorunuza ya da hemşirenize haber verin.</p><p><strong>İlave bilgi</strong></p><p><strong>İkincil kanser: </strong>Çok nadir olarak, etoposide yıllar sonra ikinci bir kansere neden olabilir, genellikle akut löseminin bir türü. Doktorunuz veya hemşirenizle bu konuyu konuşabilirsiniz.</p><p><strong>Kan pıhtısı riski: </strong>Kanser, kan pıhtısı oluşması (thrombosis) riskini artırabilir, kemoterapi görmek ise biraz daha artırabilir. Kan pıhtısı, bir bacakta ağrı, kızarıklık ve şişme yapabilir veya nefes darlığına ve göğüs ağrısına neden olabilir. Kan pıhtısı çok önemlidir; bu nedenle bu belirtilerden herhangi biri görülüyorsa hemen doktorunuza haber verin. Ancak, çoğu pıhtılar kanı incelten ilaçlarla başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Doktorunuz veya hemşireniz daha fazla bilgi verebilir.</p><p><strong>Diğer ilaçlar: </strong>Kemoterapi alırken bazı ilaçları almanız zararlı olabilir. Eğer başka ilaçlar alıyorsanız doktorunuzu bilgilendirin, bunlar reçeteyle satılmayan bitkisel ilaçlar da olsa.</p><p><strong>İlacın verildiği tarafta ağrı: </strong>Etoposide’in verildiği yerde veya damar boyunca ağrı oluşabilir. Ağrı hissederseniz doktorunuza veya hemşirenize söyleyin. </p><p><strong>Doğurganlık: </strong>Bu ilacı alırken gebe kalmanız ya da baba olmanız etkilenebilir. Bu konuyu tedaviye başlamadan önce doktorunuzla konuşmanız önemlidir. </p><p><strong>Doğum kontrolü: </strong>Etoposide alırken baba olmanız ya da gebe kalmanız tavsiye edilmez. Gelişen bebek zarar görebilir. Bu ilacı kullanırken ve ilaç bittikten birkaç ay sonrasına kadar etkili bir doğum kontrol yöntemi kullanmanız çok önemlidir. </p><p>Kaynak: <a href="http://www.cancerbackup.org.uk/Treatments/Chemotherapy/Individualdrugs/Etoposide">http://www.cancerbackup.org.uk/Treatments/Chemotherapy/Individualdrugs/Etoposide</a></p>Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-21876761042242911422008-09-26T09:36:00.002+03:002016-09-09T18:07:33.848+03:00Testis Kanseri HikayeleriSiteye kardeşimin hikayesini yazmıştım. Şimdi de sizden gelen hikayeleri 'Testis kanseri hikayeleri' isimli kategoride yayınlamak istiyorum. Hikayenizi bu sitede herkesle paylaşmak isterseniz bana mail atın ve yayınlayalım. Mail adresim <a href="mailto:cperinaz@yahoo.com">cperinaz@yahoo.com. Kardesimin mail adresi cperinaz@hotmail.com.</a>Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-26622762614761500692008-09-24T15:37:00.005+03:002008-10-12T21:24:41.442+03:00BleomycinBleomycin bazı kanserlerin tedavisinde kullanılan bir kemoterapi ilacıdır. Bu bilgi bleomycinin nasıl verildiği ve bazı olası yan etkileri hakkındadır.<br /><br /><strong>Bleomycin neye benzer?<br /></strong><br />Toz hali çözüldükten sonra renksiz bir sıvıdır.<br /><br /><strong>Nasıl verilir?</strong><br /><ul><li>Damara yerleştirilen ince bir tüpe (kanül) damla şeklinde verilir. Bleomycinin verilmesi genellikle 30 dk sürer.</li><li>Kasa enjekte edilir (kasiçi enjeksiyon), veya nadiren derinin altına enjekte edilir.</li><li>Göğüs direnine enjekte edilerek. Bu akciğeri saran katmanların arasında sıvı birikmesi durumu olduğunda sıvı direnle alındıktan sonra olur. Bu iki katmanı (plevra=göğüs zarı) sızdırmaz yaparak plevral efüzyonun (göğüs zarı boşluğunda sıvı bulunması) bir daha olmasını engeller. </li></ul><p>Kemoterapi genellikle birçok defadan oluşan kürler şeklinde birkaç ay devam eden tedavi şeklinde verilir. Tedavinin uzunluğu ve kür sayısı tedavi olduğunuz kanser türüne göre değişir. Bleomycin genellikle diğer kemoterapi ilaçlarıyla birlikte kombine olarak verilir. Doktorunuz veya hemşireniz sizinle tedavi planını konuşacaktır.</p><p><strong>Olası yan etkiler</strong></p><p>Her insanın kemoterapiye tepkisi farklıdır. Bazıları çok az yan etki hissederken diğerleri çok fazla hissedebilir. Bu bilgide yer alan yan etkiler bleomycin alan her insanı etkilemeyebilir ve birden fazla ilaç alıyorsa farklı olabilir.</p><p>Eğer oluşursa bundan haberdar olmanız için çok fazla görülen yan etkiler ve daha az rastlanan yan etkiler bu bilgide yer almıştır. Ancak çok nadir görülenleri dahil etmedik. Eğer bu bilgide yer almayan bir yan etki yaşıyorsanız lütfen doktorunuzu bu durumdan haberdar edin.</p><p><strong>Ateş ve üşüme:</strong> İlacın alınmasından birkaç saat sonra başlayan ancak fazla uzun sürmeyen bu yan etki görülebilir. Bu yan etkiyi azaltmak için bleomycin verilmeden önce kullanılmak üzere ilaç yazabilir.</p><p><strong>Deri değişiklikleri:</strong> Bleomycin, kaşıntı yapabilen kırmızı lekelere neden olabilir. Doktorunuz bunu önlemek için ilaç yazabilir. Renk pigmentlerinin fazla üretilmesinden kaynaklanan deri renginizde koyulaşma olabilir. Ayrıca sanki derinizi kaşımışsınız gibi çizgiler oluşabilir. Tedavi bitiminden birkaç ay sonra deriniz eski haline geri dönecektir.</p><p><strong>İştah kaybı:</strong> Hastanedeki diyetisyen ya da hemşire iştahınıza nasıl yardımcı olacağınızı ve yeme problemleriyle nasıl başa çıkacağınızı ve kilonuzu nasıl koruyacağınız konusunda size yardımcı olabilir.</p><p><strong>Yorgunluk:</strong> Çok yorgun hissedebilirsiniz. Kendinize dinlenmeniz için çok fazla zaman ayırmanız önemli.</p><p><strong>Ağız yaraları:</strong> Ağzınız kuruyabilir ya da yaralar oluşabilir. Çok fazla sıvı almak, dişinizi yumuşak bir fırçayla düzenli olarak temizlemek bu riski azaltabilir. Eğer ağız yaralarınız oluşuyorsa doktorunuza ya da hemşirenize bildirin. Size bunu önleyen veya iyileştiren ağız gargaraları yazabilirler.</p><p><strong>Tat değişiklikleri:</strong> Yemeklerin tatlarının değiştiğini hissedebilirsiniz. Tedavi bittikten sonra bu durum ortadan kalkar.</p><p><strong>Tırnaklarda değişiklikler:</strong> Tırnaklarınız koyuaşabilir. Genellikle tedavi bitiminden birkaç ay sonra normale döner.</p><p><strong>Daha az görülen yan etkiler</strong></p><p><strong>Bulantı ve kusma:</strong> Tedavi verildikten sonra bulantılarınız başlayabilir ve 12 saat sonrasına kadar sürebilir. Doktorunuz bulantı ve kusmada faydalı çok etkili ilaçlar yazabilir. Bu durum devam ederse doktorunuza bildirin. Bazı bulantı önleyici ilaçlar kabızlığa neden olabilir. Böyle bir durum ortaya çıkarsa doktorunuza bildirin.</p><p><strong>Saç dökülmesi:</strong> Saç dökülmesi nadirdir fakat saç seyrekleşebilir, nadiren tamamen dökülebilir. Bu durum genellikle tedaviye başladıktan 3-4 hafta sonra ortaya çıkar, daha erken de oluşabilir. Bu geçici bir durumdur ve tedavi bittikten 3-4 hafta sonra saçlar çıkmaya başlar.</p><p><strong>Cildin güneş ışığına hassaslaşması</strong> Bleomycin tedavisi sırasında ve birkaç ay sonrasında cildiniz güneşe hassas hale gelebilir ve normale göre daha hızla yanabilir. Güneşe çıkabilirsiniz fakat her zaman koruyucu krem kullanın ve bir şapka giyin.</p><p><strong>Akciğerlere etkileri:</strong> Bleomycin akciğer dokularına bazı zararlar verebilir. Eğer sigara içiyorsanız veya öksürüp nefessiz kalıyorsanız doktorunuza söyleyin. Bleomycin verilmeden önce bir akciğer filmi çektirmeniz gerekebilir.</p><br /><p><strong>Ek bilgi</strong></p><p><strong>Pıhtı riski:</strong> Kanser pıhtı oluşması riskini artırır ve kemoterapi bu riski daha da fazla artırır. Pıhtı, ağrı, bacakta kızarıklık ve şişlik veya nefes darlığı ve göğüs ağrılarına neden olabilir. Pıhtı çok ciddi olabilir, bu nedenle bu şikayetlerden herhangi birini yaşıyorsanız doktorunuza söylemeniz önemlidir. Pıhtı kanı incelten ilaçlarla başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Doktorunuz ya da hemşireniz size daha fazla bilgi verebilir.</p><p><strong>Başka ilaçlar:</strong> Kemoterapi alırken bazı başka ilaçlar zararlı olabilir. Eğer başka ilaç kullanıyorsanız, bunlar tamamlayıcı tedaviler ya da bitkisel de olsa, mutlaka doktorunuza bildirin.</p><p><strong>Kısırlık:</strong> Bu ilacı aldıktan sonra gebe kalmanız ya da baba olmanız etkilenebilir. Tedaviye başlamadan önce bu konuyu doktorunuzla konuşmanız önemlidir.</p><p><strong>Doğum kontrolü:</strong> Bleomycin alırken gelişen fetus zarar görebileceği için gebe kalmanız ya da baba olmanız önerilmez. İlaç kullanırken ve tedavi bitiminden en az birkaç ay sonrasına kadar etkili bir doğum kontrol yöntemi kullanmanız gerekir. Bunu da doktorunuzla konuşun.</p><br /><p>Kaynak: <a href="http://www.cancerbackup.org.uk/Treatments/Chemotherapy/Individualdrugs/Bleomycin">http://www.cancerbackup.org.uk/Treatments/Chemotherapy/Individualdrugs/Bleomycin</a></p><br /><p></p>Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-66888586905809957582008-09-03T10:09:00.010+03:002008-09-26T09:33:34.197+03:00BEP KemoterapiBu bilgi testis kanserini ve bazı nadir yumurtalık kanserlerini tedavi etmek için kullanılan BEP adlı kemoterapiyle ilgilidir. Kullanılan ilaçları, nasıl verildiğini ve olası yan etkilerini anlatır.<br /><br /><strong>Kullanılan İlaçlar</strong><br /><br />BEP, kullanılan kemoterapi ilaçlarının ilk harflerini temsil etmektedir:<br /><ul><li>bleomycin</li><br /><li>etoposide</li><br /><li>cisplatin, platin içerir.</li></ul><br /><p><strong>Tedavi nasıl verilir?</strong></p><p>BEP kemoterapi hastanede verilir. Tedaviye başlamadan önce, aynı gün içinde veya bir yada 2 gün öncesinde kan testi yaptırmanız gerekir. Ayrıca doktor, hemşire tarafından görülmeniz gerekir. Eğer kan testleriniz normalse ilacınız hazırlanacaktır. Bu birkaç saat sürebilir.</p><p>Hemşire kolunuza veya elinize esnek bir tüp yerleştirir (kanül) ve ilaçlar buradan verilir. Kanülden kusmayı önleyen ilaçlar da verilir. Bleomycin, etoposide ve cisplatin kanülden sıvı formundan verilir. Bleomycin bazen kasa enjekte edilebilir. Eğer bunu acı verici bulursanız, lokal anesteziyle birlikte verilebilir. Cisplatin verilmesinin öncesinde ve sonrasında böbreklerin normal çalışmaya devam etmesi için çok miktarda sıvı verilir.</p><p><strong>Tedavi ne sıklıkla verilir?</strong></p><p>Tedavi 21 günlük periyotlarda verilir. Farklı verilme yöntemleri vardır. Bunlardan birinde; Cisplatin ve etoposide ilk 5 gün verilir. Cisplatin verilmeden önce ve verildikten sonra böbreklerde hasar oluşmasını önlemek için damardan sıvı verilir. Tedavi bugünlerde yaklaşık 6 saat sürer. Bleomycin her hafta sadece bir kez verilir. Genellikle 1. gün, 8. gün ve 15. gün verilir. Bir başka yöntem de 2. gün, 9. gün ve 16. gün şeklindedir. Sadece bleomycin verildiği günler tedavi yaklaşık 30 dakika sürer.</p><p><strong>Olası yan etkiler</strong></p><p>Her insanın kemoterapiye cevabı farklıdır. Bazıları çok az yan etki yaşarken diğerleri çok fazla yaşayabilirler. Aşağıda tanımlanan yan etkiler BEP kemoterapisi alan herkesi etkilemeyebilir. Sık görülen yan etkileri belirledik ki bunlar oluşursa bilincinde olun. Çok nadir olanları eklemedik. Aşağıda sayılanlar haricinde bir yan etki görülürse doktorunuza ya da hemşirenize bildirin.</p><ul><li><strong>Enfeksiyona karşı düşük direnç</strong></li></ul><p>BEP kemik iliğinde üretilen beyaz kan hücrelerinin üretimini azaltabilir. Bu da sizi enfeksiyona hassas hale getirir. Bu etki ilaç verildikten 7 gün sonra başlayabilir, sizin enfeksiyona karşı direncinize bağlı olarak 10-14 gün sonra en düşük seviyeye iner. Bir sonraki kürden önce kan hücreleri tekrar çoğalır ve genellikle normal seviyesine çıkar.</p><p>- ateşiniz 38ºC'nin üzerine çıkarsa</p><p>-normal ateşle bile olsa, aniden kendinizi kötü hissederseniz</p><p>hemen doktorunuza danışın veya doğruca hastaneye gidin.</p><br /><p>Daha fazla kemoterapi almadan önce beyaz kan hücre sayınızın normal seviyeye gelmiş olduğundan emin olabilmek için kan testi yapılır. Nadiren kan değerleriniz düşükse tedaviyi ertelemek gerekebilir.</p><p>Beyaz kan hücresi sayısının daha fazla düşmesini engellemek için G-CSF iğnesi yapılabilir. G-CSF deri altına enjekte edilir.</p><ul><li><strong>Morarma veya kanama</strong></li></ul><p>BEP trombosit (kanın pıhtılaşmasını sağlar) sayısının düşmesine neden olabilir. Tanımlayamadığınız morarmalar, kanamalar-burun kanamaları gibi-, kırmızı lekeler, deride kızarıklıklar veya dişeti kanamaları varsa doktorunuza bildirin.</p><ul><li><strong>Anemi, kansızlık (düşük kırmızı kan hücresi sayısı)</strong></li></ul><p>BEP tedavisi görürken kansız olabilirsiniz. Bu sizin yorgun ve nefessiz hissetmenize neden olur. Bu sizin için bir problem olursa doktorunuza ya da hemşirenize haber verin.</p><ul><li><strong>Bulantı ve kusma</strong></li></ul><p>Bulantı ve kusmayı önlemek için doktorunuz size çok etkili bulantı önleyici ilaçlar yazabilir. Bu ilaçları bulantınız olmadığında bile, tarife uygun bir şekilde almanız çok önemlidir. Bunun nedeni bazı bulantı önleyici ilaçların bulantıyı başlamadan engellemede daha başarılı olmalarıdır. Bulantıyı başladıktan sonra durdurmada etkili değiller. Eğer bulantınız kontrol altına alınmadıysa doktorunuza bildirin. Böylece daha etkili ilaç yazabilirler. Bazı bulantı önleyici ilaçlar kabızlığa neden olabilir. Bu bir problem oluşturuyorsa doktorunuza ya da hemşirenize bildirin.</p><ul><li><strong>Yorgunluk</strong></li></ul><p>Birçok insan kemoterapi sırasında çok fazla yorgunluk hissediyor. Çoğunlukla da tedavinin sonuna doğru. Bu çok sık karşılaşılan bir yan etkidir ve olabildiğince dinlenmek önemlidir.</p><ul><li><strong>Saç dökülmesi</strong></li></ul><p>Bu genellikle ilk kürden 3-4 hafta sonra başlar. Saç genellikle tamamen dökülür. Aynı zamanda kaşınız, kirpiğiniz ve diğer vücut tüyleriniz de seyrekleşebilir veya dökülebilir. Bu dökülmeler geçicidir ve tedaviniz bittiği gibi saçınız ve diğer tüyler tekrar büyümeye başlar.</p><ul><li><strong>Ağız yaraları</strong></li></ul><p>Ağzınızda yaralar oluşabilir veya ağzınız kuruyabilir. Çok fazla su içmek, yumuşak bir diş fırçasıyla dişlerinizi düzenli temizlemek bu riski azaltabilir. (Çağrı her yediği yemekten sonra ağzını hazırladığımız karbonatlı suyla gargara yaptı ve tedavi süresince ağzında yara oluşmadı.) Eğer ağız yaralarınız varsa doktorunuza ya da hemşirenize söyleyin, size özel bir ağız gargarası ve ilaç verebilir.</p><ul><li><strong>Tat değişikliği</strong></li></ul><p>Yiyeceklerin tatlarının değiştiğini farkedebilirsiniz. Bu durum tedavi bittikten sonra düzelecektir.</p><ul><li><strong>Ellerde veya ayaklarda hissizlik veya karıncalanma</strong></li></ul><p>Bu cisplatinin sinirlerde yaptığı etkiden kaynaklanmaktadır. Bu periferik nöropati olarak bilinir. Bu yan etkiyi hissediyorsanız doktorunuza bildirin. Bu problem genellikle tedaviden birkaç ay sonra yavaşça iyileşir.</p><ul><li><strong>Deri değişiklikleri</strong></li></ul><p>Nadiren deri renginiz koyulaşabilir. Eğer böyle birşey olursa genellikle tedavi bittikten birkaç ay sonra normale döner. Bleomycin kaşıntıya neden olabilir. Doktorunuz bu probleminiz için ilaç yazabilir. </p><p>Bazen öncesinde radyoterapiyle tedavi edilen alanlar kızarıp yara olabilir. Böyle bir durumda doktorunuzu bilgilendirin.</p><ul><li><strong>Böbrekleriniz etkilenebilir</strong></li></ul><p>Bu genellikle herhangi bir belirti göstermez ve böbrekler üzerindeki etki (cisplatine bağlı olarak) normalde orta derecededir. Nadiren, tedavi durdurulmazsa böbrekler kalıcı şekilde zarar görebilir. Her tedavi öncesinde ve sonrasında böbrekleriniz kan testiyle kontrol edilir ve böbreğinizin normal çalışması için ilaçlarla birlikte çok miktarda sıvı verilir. Ayrıca sizin tedavi öncesinde ve sonrasında çok miktarda sıvı almanız önemlidir. İdrarınız da test edilebilir.</p><ul><li><strong>Duymada değişiklikler</strong></li></ul><p>Kulak çınlaması oluşabilir ve bazı yüksek frekans sesleri duymada zorlanabilirsiniz. Bu cisplatine bağlı olarak ortaya çıkar ve yine genellikle tedavi bittikten sonra iyileşir. Kulak çınlaması veya duyma kaybı yaşıyorsanız doktorunuza bildirin.</p><ul><li><strong>İshal</strong></li></ul><p>Eğer ishalseniz bu genellikle ilaçla kontrol altına alınabilir. Eğer ciddi boyutlardaysa veya devam ediyorsa doktorunuzu bilgilendirin. Kaybettiğiniz sıvıyı yerine koymak için günde 2-3 litre sıvı içmeye çalışın.</p><ul><li><strong>Tırnaklarda değişiklikler</strong></li></ul><p>Tırnaklarınız koyulaşabilir ve üzerinde beyaz çizgiler oluşabilir. Bu değişiklikler genellikle tedavi bitiminden birkaç ay sonra düzelir.</p><ul><li><strong>Ateş ve titreme</strong></li></ul><p>Bu bleomycin verildikten birkaç saat sonra ortaya çıkabilir. Fakat genellikle uzun sürmez. Bunun oluşmasını önlemek için doktorunuz size önceden kortizon (hidrokortizon) verebilir. </p><ul><li><strong>Akciğerlerde değişiklikler</strong></li></ul><p>Bleomycin bazı ciddi akciğer problemlerine neden olabilir. Bunlar tedavi sırasında veya bittikten sonra oluşabilir. Eğer sigara içiyorsanız oluşması daha muhtemeldir. Doktorunuz olası yan etkileri hakkında daha fazla bilgi verebilir.</p><p>Öksürük veya nefes darlığı problemi yaşıyorsanız doktorunuza bildirin.</p><p>Yaşadığınız tüm yan etkileri her zaman doktorunuza veya hemşirenize bildirin. Genellikle bunlar kontrol altına alınabilir veya iyileştirilebilir.</p><p><strong>İlave bilgi</strong></p><p>Çok nadir olarak, etoposide yıllar sonra ikinci bir kansere neden olabilir, genellikle löseminin bir türü. Doktorunuz ya da hemşireniz bu konuda size bilgi verebilir.</p><p><br /><strong>Kan pıhtısı riski</strong> </p><p>Kanser kan pıhtısı(damarda kanın pıhtılaşması) riskinizi artırabilir, kemoterapi tedavisi görmek de bu riski artırır. Kan pıhtılaşması; bacakta ağrı, kızarıklık ve şişkinlik veya nefes darlığı ve göğüs ağrısı gibi belirtilere neden olabilir. Kan pıhtısı çok ciddi bir problem olabilir. Bundan dolayı bu şikayetlerden herhangi birini yaşıyorsanız hemen doktorunuza anlatın. Bununla birlikte çoğu kan pıhtısı kanı incelten ilaçlarla çok başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Doktorunuz ya da hemşireniz bu konuyla ilgili detaylı bilgi verebilir.</p><p><strong>Başka ilaçlar</strong> </p><p>Bazı diğer ilaçlar kemoterapi alırken zararlı olabilir. Aldığınız her ilacı doktorunuza bildirin. Bu tamamlayıcı tedaviler ya da bitkisel ilaçlar da olsa.</p><p><strong>Doğurganlık</strong> </p><p>Bu tedaviyle çocuk sahibi olmanız etkilenebilir. Tedaviye başlamadan önce bu konuyu doktrounuzla konuşmanız önemlidir. </p><p><strong>Doğum kontrolü</strong> </p><p>Gelişen bebeğe zarar verebileceği için tedavi süresince çocuk sahibi olmanız tavsiye edilmez. Tedavi süresince ve tedavi bitiminden en az birkaç ay sonrasında etkili bir doğum kontrol yöntemi kullanmanız önemlidir. Bu konuyu da doktorunuz veya hemşirenizle konuşun.</p><p>Kaynak: <a href="http://www.cancerbackup.org.uk/Treatments/Chemotherapy/Combinationregimen/BEP">http://www.cancerbackup.org.uk/Treatments/Chemotherapy/Combinationregimen/BEP</a></p>Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-12416595269594947012008-08-09T15:03:00.004+03:002008-09-26T09:33:03.425+03:00Kemoterapi Nedir?<strong></strong><br /><strong>Kemoterapi Hakkında Genel Bilgi</strong><br /><br /><br /><br />Kemoterapi bazı kanser tipleri için kullanılan bir tedavidir. Bu bölümde kemoterapi hakkında bilgi verilecektir. Kanser denildiğinde lösemi ve lenfoma gibi kanserleri belirtmektedir.<br /><br />Kemoterapi kanser hücrelerini yok etmek için kullanılan kanser karşıtı (sitotoksik) ilaçların kullanılmasıdır.<br /><br />50'den fazla kemoterapi ilacı bulunmaktadır. Bazıları tek başına verilir, fakat çoğunlukla birçok ilaç birlikte verilir. Buna kemoterapi kombinasyonu denilir.<br />Verilen kemoterapi tedavisi birçok şeye dayanır, ama başlıcaları şunlardır:<br /><ul><li>Kanserinizin tipi </li><li>Kanserin vücudunuzda nerede başladığı </li><li>Kanser hücrelerinin mikroskop altında nasıl göründüğü</li><li>Kanserin başka organlarınıza yayılıp yayılmadığı.</li></ul><p>Kemoterapi sadece bazı kanser tiplerinin tedavisinde yalnız olarak kullnılır. Ameliyat, radyoterapi, hormon tedavisi, biyolojik tedavi gibi diğer tedavi yöntemleriyle birlikte de kullanılabilir.</p><p><strong>Kemoterapi İlaçları Nasıl Çalışır?</strong></p><p>Kemoterapi ilaçları kanser hücrelerinin bölünmesini ve çoğalmasını durdurur. İlaçlar kanda taşınırken vücutta herhangi bir yerdeki kanser hücresine ulaşır. Aynı zamanda bazı sağlıklı hücreler tarafından da alınırlar. Sağlıklı hücreler kemoterapinin verdiği zararı onarabilirler, ancak kanser hücreleri onaramaz ve ölürler.</p><p>Farklı kemoterapi ilaçları kanser hücrelerine farklı yollarla zarar verirler. Eğer ilaç kombinasyonu kullanılırsa, her bir ilacın kullanılmasının sebebi bu farklı etkileridir.</p><p>Maalesef, kemoterapi ilaçları vücudunuzdaki bazı sağlıklı hücrelere etki ederken rahatsız edici yan etkilere neden olurlar. Bununla birlikte, sağlıklı hücrelere verdiği zarar geçicidir ve çoğu yan etki tedavi bittikten sonra ortadan kalkar. </p><p>Özellikle vücuttaki belli bölgelerdeki sağlıklı hücreler kemoterapi ilaçlarına duyarlıdır. Bu bölgeler şunları içerir:</p><ul><li>kemik iliği (kan hücrelerini yapar)</li><li>saç folikülleri</li><li>ağız içi tabaka</li><li>sindirim sistemi</li></ul><p>Kemoterapi genellikle bir seri tedavi devreleri şeklinde verilir. Her devreden sonra bir dinlenme süresi vardır. Kemoterapi devresi ve ardındaki dinlenme süresi 'kür' olarak bilinir.</p><p>Her kemoterapi evresi kanser hücrelerinin çoğunu yok eder, dinlenme süresi ise normal hücrelerin ve dokuların iyileşmesini sağlar.</p><p><strong>Neden Kemoterapi Verilir?</strong></p><ul><li>Bazı kanser tipleri için kemoterapi bütün kanser hücrelerini yok eder ve hastalığı tedavi eder.</li><li>Ameliyat ya da radyoterapiden sonra kalan tüm kanser hücrelerini öldürmek için verilebilir.</li><li>Başka tür bir tedaviden önce (ameliyat gibi) kanseri küçültmek için verilebilir.</li><li>Ayrıca kanseri küçültüp ve kontrol altına alarak belirtileri azaltmaya ve ömrü uzatmaya yardım etmek için de verilebilir. Bu, palyatif kemoterapi olarak bilinir.</li></ul><p><strong>Kemoterapi Ne Zaman Kullanılır?</strong></p><p><strong>Ameliyattan önce</strong></p><p>Ameliyat sırasında kolayca çıkartabilmek amacıyla çok büyük olan - veya etrafındaki dokuya çok yapışmış -kanseri küçültmek için ameliyattan önce kemoterapi verilebilir (bu neo-adjuvant veya primer kemoterapi olarak bilinir). </p><p><strong>Ameliyattan sonra</strong></p><p>Görünen tüm kanser hücreleri çıkarıldıktan sonra bazı kanser hücrelerinin, görülemeyecek kadar küçüktürler, geride kalma riskinden dolayı ameliyattan sonra kemoterapi verilebilir. Amaç bu hücreleri yok etmektir.</p><p>Kemoterapi ayrıca, kanser ameliyat sırasında tamamen çıkarılamadığı durumda da verilebilir. Bu durumda kemoterapi kanseri tedavi etmez, ancak onu küçülterek belirtileri azaltır.</p><p><strong>Radyoterapi sırasında</strong></p><p>Bazen kemoterapi radyoterapiyle aynı zamanda verilir. Buna kemoradyoterapi veya kemo-radyasyon denir.</p><p><strong>İlerlemiş kanserde</strong></p><p>Kanser etrafındaki dokulara veya vücudun diğer organlarına yayılmışsa (ilerlemiş kanser), kemoterapi tüm kanserleri yok etmek ve hastayı iyileştirmek amacıyla verilebilir. Ancak çoğunlukla böyle durumdaki hastaya verilen kemoterapinin amacı kanseri küçültüp kontrol altına alarak hastanın ömrünü uzatmak ve oluşabilecek belirtileri kontrol etmektir.</p><p><strong>Kemik iliği nakliyle ya da kök hücre desteğiyle birlikte yüksek doz kemoterapi</strong></p><p>Bazı kanser tipleri için yüksek doz kemoterapi verilmektedir. Bu genellikle başlangıç kemoterapisi bütün kanser hücrelerini yok ettikten sonra kanserin geri gelme riskinin çok yüksek olduğu durumlarda uygulanmaktadır. Yüksek doz kemoterapi normalde kemik iliğini -kan hücrelerinin yapıldığı yer- yok eder. Kemoterapi verildikten sonra kemik iliği nakli yapılması gerekmektedir. Bu, kandan veya kemik iliğinden toplanan kök hücreleri kullanarak yapılır. Yüksek doz tedaviden önce, hastadan veya hücreleri uyan başka birinden kök hücreler toplanır. Tedaviden sonra kemik iliğine yerleştirilir ve bu kök hücreler farklı kan hücreleri geliştirir. Bu tip tedavi yalnız birkaç kanserin tedavisinde kullanılmaktadır.</p><p><strong>Kemoterapinin Verilmesi</strong></p><p><strong>Kemoterapi ilaçları nasıl verilir?</strong></p><p>Kemoterapi, kanser tipine ve ilaçlara göre farklı yöntemlerle verilir. </p><ul><li>Çoğunlukla kemoterapi damara iğne ile verilir (damar içinden). Bu damar yoluyla kemoterapi olarak bilinir.</li><li>Bazı ilaçlar tabletler veya kapsüller şeklinde verilir (ağız yoluyla-oral- kemoterapi).</li><li>Bazıları kas içine enjekte edilir (kas içine enjeksiyon).</li><li>Diğerleri ise derinin altına enjekte edilebilir (deri altından enjeksiyon)</li></ul><p>Yukarıdaki yöntemlerle verilen ilaçlar kana karışır ve vücutta dolaşarak kanserli hücrelere ulaşır.</p><ul><li>Bazı kanser tiplerinde kemoterapi omurga etrafındaki sıvıya enjekte edilebilir. Bu intratekal (omurilik zarı geçilerek yapılan enjeksiyon) kemoterapi olarak bilinir.</li><li>Bazen kemoterapi belirli vücut boşluklarına, pelvik (leğen kemiğine ait) boşluğu veya sidik torbası gibi, enjekte edilebilir. Bu boşluk içine kemoterapi olarak bilinir.</li></ul><p>Bu yöntemle verilen kemoterapi ilaçları sadece bu bölgede kalır ve vücudun diğer kısımlarındaki hücreleri etkilemez.</p><ul><li>Bazı cilt kanserleri için kemoterapi kremleri kullanılabilir. Sadece kremin uygulandığı yerdeki hücreleri etkiler. </li></ul><p>Bazen birkaç farklı yöntem birlikte uygulanabilir. Mesela damar içi yöntemle ağızdan alınan yöntem birlikte kullanılabilir.</p><p><strong>İntravenöz Kemoterapi (Toplardamar içinden kemoterapi)</strong></p><p>Toplardamardan kemoterapi ilacı vermenin 4 farklı yöntemi vardır. Bunlar;</p><ul><li>Kanül - kolunuzdaki toplardamara veya elinizin üstüne yerleştirilen küçük tüp.</li><li>Central line - göğüs derisinden kalbin yanındaki toplardamara yerleştirilen ince esnek tüp.</li><li>PICC line (periferik venden yerleştirilen santral kateter) - ince, esnek bir tüp koldan eklem yerinden ya da üst kol kısmından bir toplardamardan yerleştirilir ve kalbe yakın bir toplardamara kadar ilerletilir.</li><li>Nakledilebilen port (portkateter olarak da bilinir) - ince, yumuşak bir plastik tüp toplardamara yerleştirilir. Göğsünüzdeki derinin altında veya kolunuzda bir açılma yeri vardır.</li></ul>Kaynak: <a href="http://www.cancerbackup.org.uk/Treatments/Chemotherapy/Generalinformation/Overview">http://www.cancerbackup.org.uk/Treatments/Chemotherapy/Generalinformation/Overview</a>Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-50799455142060028772008-08-01T09:02:00.006+03:002008-09-26T09:32:44.141+03:00Testis Kanseri Araştırmalarında ve Tedavide Yeni Gelişmeler Nelerdir?<em>Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır. </em><br /><br />Testis kanseriyle ilgili önemli araştırmalar birçok üniversite hastanesinde, tıbbi merkezlerde ve enstitülerde yapılmaktadır. Her yıl, bilimadamları hastalığın nedenleri, hastalığı önleme yolları ve tedaviyi iyileştirme konularında yeni bilgiler buluyorlar.<br /><br />Bilimadamları, hastalığın sebeplerini öğrenmek için testis kanseri hücrelerinin DNA'sındaki değişiklikleri çalışıyorlar. Umutları, daha fazla bilginin daha doğru, efektif tedaviye yol göstermesidir. Genetik değişikliklerin daha iyi anlaşılması, doktorlara hangi hastanın sadece ameliyatla tedavi edilip, hangi hastanın ek tedaviye ihtiyacı olduğu konusunda karar vermelerine de yardımcı olacaktır.<br />Klinik deneyler doktorların kanser tedavi yaklaşımlarını değiştirmektedir ve daha fazla soruya cevap vermeleri beklenmektedir. Örneğin çalışmalar, hangi hastanın iyi görünüşe sahip olduğunu hangi hastanın lenf nodu ameliyatına ya da radyasyona ihtiyaç duymayabileceğini tahmin etmeye yardımcı faktörler ortaya koymuştur. Çalışmalar aynı zamanda belli hastaların daha yoğun tedaviden yararlanabileceğini gösteren elverişsiz sonucu önceden belirleyen faktörler bulmuşlardır.<br />Yeni ilaçlar ve yeni ilaç kombinasyonları tekrarlayan kanserleri olan hastalar için denenmektedir. Zayıf görünüme(prognoz) sahip tümörlü hastaların yoğun tedaviyi tolere etmelerine yardım etmek için kök hücre nakli çalışılmaktadır. Bunlardan başka kemoterapi kombinasyonlarının yararlılıklarını azaltmadan, bazı ilaçların çıkarılmasıyla, yerine yenilerinin konulmasıyla veya dozlarının azaltılmasıyla yenilenerek yan etkileri azaltılmasına çalışılıyor.<br />Güncel araştırmalar gösteriyor ki HIV-pozitif hastalarda testis kanseri gelişme riski yükselmektedir. HIV durumlarına rağmen bu hastaların bir çoğu HIV enfeksiyonunun ilaç tedavileri sayesinde, standart tedaviyle (orşiektomi, kemoterapi ve/veya radyoterapi) iyileşebiliyorlar.<br />Günümüzde daha çok insan testis kanserinden kurtulmayı başarabildiği için, doğurganlık önemli bir sorun haline gelmiştir. Desteklenmiş üreme yöntemlerindeki gelişmeler sayesinde (vitro döllenme gibi) sperm sayıları çok düşük erkeklerin bile baba olmaları mümkün hale gelmiştir. bazı durumlarda, testis biyopsisinden alınan sperm hücreleri de diğer seçenekler başarısız olduğunda kullanılabilmektedir.Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-80410434670142868912008-08-01T07:58:00.006+03:002008-09-26T09:32:12.528+03:00Tedavi İşe Yaramıyorsa Ne Olacak?<em>Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır.</em><br /><br />Eğer kanser bir tip tedaviden sonra büyümeye devam ediyorsa, veya ettiyse, genellikle kanseri tedavi edebilecek veya kanseri, sizi daha uzun süre ve daha iyi yaşatacak kadar küçültebilecek tedavi planları denenebilir.<br /><br />Diğer taraftan, çeşitli tedaviler uygulanmasına rağmen kanser tedavi edilemediyse, geçen zamanda kanser bütün tedavilere dayanıklı gelmeye meyillidir. Bu durumda sürekli doktor ziyeretlerini ve tedavi yan etkilerini de düşünerek; yeni bir tedaviye başlamanın sınırlı faydasını, olası zarar beklentisiyle karşılaştırmak gerekir.<br /><br />Her insanın bu konuya bakışı farklıdır. Bazıları kalan sınırlı sürede rahat yaşamaya odaklanmak isteyebilir.<br /><br />Tıbbi olarak herşeyi deneyip işe yaramaması durumu, kanserle olan savaşınızdaki en zor zamandır. Doktorunuz yeni tedavi tavsiye etse de, tedaviye devam etmenin kurtulma şansınızı ya da sağlığınızı iyileştirmeyeceğini düşünmeye ihtiyacınız olabilir.<br /><br />Eğer kanserle savaşmaya sonuna kadar devam etmek istiyorsanız, daha çok tedavinin hiçbir fayda sağlamayacağı tuhaflığını düşünmeniz gerekir.<br /><br />Çoğu durumda doktorunuz sizin düşündüğünüz tedavinin cavap verme oranını tahmin edebilir. Bazıları, doktorlar şansın %1'den az olduğunu söyleseler de daha fazla kemoterapi ya da radyoterapi isteyebilirler. Bu durumda, seçtiğiniz planı neden seçtiğiniz konusunda düşünmeye ihtiyacınız olabilir.<br /><br />Neye karar verirseniz verin, olabildiği kadar rahat olmanız önemlidir. Yaşayabileceğiniz tüm belirtiler(ağrı gibi) için yardım ve tedavi isteyin. Bu tip tedaviye palyatif tedavi (tedavi etmeden yatıştırıcı ve rahatlatıcı ilaç veya tedavi) denir.<br /><br />Palyatif tedavi bu belirtilerden kurtulmanızı sağlar. Ancak hastalığı tedavi etmez. Bu tedavinin amacı yaşam kalitenizi yükseltmektir. Bazen bu belirtileri tedavi etmek için uygulanan tedavi, kanser tedavisinde uygulananla benzerdir. Mesela kemiğe metastaz kanserden kaynaklanan kemik ağrısını hafifletmek için radyoterapi verilebilir. Veya bağırsak tıkanmasına neden olmaması için tümörü küçültmek için kemoterapi uygulanabilir. Fakat bunlar kanseri tedavi etmek amacıyla uygulanan tedaviyle aynı değildir.<br /><br />Unutmayın ki umut etmeyi sürdürmek önemlidir. Kanser tedavisindeki umudunuz parlak olmayabilir, ancak hala aileniz ve arkadaşlarınızla mutlu ve anlamlı güzel vakit geçirmek için umut vardır. Bu zamanda kanser tedavinize ara vermek hayatınızda sizin için önemli olan şeylere tekrar odaklanmak için bir fırsattır. Her zaman yapmak istediğiniz şeyleri yapmak için ve yapmayı sevmediğiniz şeylerden uzaklaşmak için iyi bir zamandır.Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-76462477127155129912008-07-29T07:14:00.006+03:002008-09-26T09:31:54.188+03:00Tedavi Sırasında ve Sonrasında Düşüneceğiniz Hayat Tarzı Değişiklikleri<p><em>Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır.</em> </p><p>Kanser hastası olmak ve tedaviyle uğraşmak zaman alıcı ve duygusal açıdan yıpratıcı olabilir. Ancak aynı zamanda hayatınıza yeni açılardan bakmaya başladığınız bir dönem de olabilir. Sağlığınızı uzun dönemde nasıl iyileştirebileceğinizi düşünebilirsiniz. Bazı hastalar, bunları yaşamaya kanser tedavisi sırasında başlar.<br /><br /><span style="FONT-WEIGHT: bold">Daha Sağlıklı Tercihler Yapın</span><br /><br />Kanser olmadan önceki sağlığınızı düşünmeye başlayın. Sizi daha az sağlıklı yapan şeyler yapmış mıydınız? Belki çok fazla alkol aldınız, ya da gereğinden fazla yediniz, veya sigara içtiniz ya da çok sık spor yapmadınız. Duygusal olarak, belki duygularınızı içinize attınız, ya da stresli durumları çok uzun süre yaşadınız.<br />Şimdi kendinizi suçlamanın ya da suçlu hissetmenin zamanı değil. Bununla birlikte, bugünden başlayarak hayatınızın geri kalanında sizi olumlu etkileyecek değişiklikler yapmaya başlayabilirsiniz. Kanserden dolayı bunca şeyi yaşadıktan sonra değişiklikler için bugünden daha iyi bir zaman yoktur.<br /><br /><span style="FONT-WEIGHT: bold">Beslenme Biçimi</span><br /><br />Doğru beslenme her insan için çözülmesi gereken bir sorundur. Fakat kanser tedavisi sırasında ve sonrasında daha da zor bir hale gelir. Örneğin, tedavi genellikle tat duygusunu değiştirebilir. Bulantı problem olabilir. İstemediğiniz halde iştehınız kesileblir ve kilo kaybedebilirsiniz. Öte yandan, bazı insanlar fazla yemek yemedikleri halde kilo alırlar. Bu da sinir bozucu olabilir. Tedavi sırasında kilo kaybediyorsanız veya tat problemleriniz varsa, yemek için elinizden geleni yaoın ve bu prolemlerin zamanla azalacağını hatırlayın. Tedavinin yan etkileriyle mücadelee etmek için size tavsiyelerde bulunabilecek beslenme uzmanından yardım istemeyi doktorunuzdan isteyebilirsiniz. Kendinizi iyi hissedene kadar ve normal programınıza devam edene kadar küçük porsiyonlar şeklinde, 2-3 saatte bir yemek size yardım edebilir.<br />tedaviden sonra yapabileceğiniz en iyi şey sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmektir. Yapacağınız bazı basit değişiklerin, sağlıklı yiyeceklerin çeşidini artırmak gibi, uzun dönemde ne kadar faydalı olacaklarına şaşıracaksınız. Şeker ve un yerine tam tahıl yiyeceklerini tercih edin. Sosis, salam, sucuk gibi işlenmiş etleri beslenmenizden çıkarın. Alkol içiyorsanız günde en fazla 1 veya 2 kadehle sınırlayın. Düzenli spor yapmayı da unutmayın. İyi bir beslenme ve egzersiz, sizin sağlıklı kiloda kalmanızı ve daha enerjik hissetmenizi sağlar.<br /><br /><span style="FONT-WEIGHT: bold">Dinlenme, Yorgunluk, İş ve Egzersiz</span><br /><br />Yorgunluk kanser tedavisi görenlerde çok sık görülen belirtilerden birisidir. Bu sırdana bir yorgunluk değildir. Kemik yorgunluğudur ve dinlenmeyle iyileşmez. Yorgunluk tedaviden uzun süre sonra da devam eder. Fiziksel aktiviteden kaçınmaya neden olur.<br />Bununla beraber egzersiz yorgunluğunuzun azalmasına yardımcı olabilir. Çalışmalar gösteriyor ki kişisel ihtiyaçlarınıza göre düzenlenmiş bir egzersiz programını takip ederseniz, fiziksel ve duygusal olarak daha iyi hissedersiniz ve daha kolay mücadele edersiniz. Tedaviniz sırasında hastaysanız ve dinlenmeniz gerekirse, zindeliğinizin ve kas gücünüzün azalması normaldir. Fİziksel terapi gücünüzü kazanmanıza ve yorgunlukla, bununla birlikte çok yorgun hissetmekle birlikte gelişen depresyonun giderilmesinde yardımcı olabilir.<br />Herhangi bir fiziksel aktivite sizin durumunuza uyabilir. Hiç spor yapmamış yaşlı bir insan, haftada 3 kez tenis oynayan 20 yaşında biriyle aynı şekilde spor yapamaz. Birkaç yıldır egzersiz yapmıyorsanız kısa yürüyüşler apmayı düşünebilirsiniz.<br />Egzersiz planlarınızı yapmaya başlamadan önce doktorunuzla konuşun. Daha sonra egzersizde size arkadaşlık edecek birini bulun. Yeni bir egzersiz programına başlarken yanınızda ailenizin veya arkadaşlarınızın olması size destek olacaktır.<br />Eğer çok yorgun hissediyorsanız, aktivite ve dinlenme zamanlarını ayarlamalısınız. Gerektiğinde dinlenmeniz normaldir. Bazı insanlar için kendilerine dinlenmek için izin vermeleri zordur.<br />Egzersiz hem fiziksel hem de duygusal sağlığınızı iyileştirebilir.</p><ul><li>Kardiyovasküler(kalp ve dolaşım) sisteminizi iyileştirir. </li><li>Kaslarınızı sıkılaştırır.</li><li>Yorgunluğu azaltır.</li><li>Endişe ve depresyonu azaltır.</li><li>Genel olarak daha mutlu hissettirir.</li><li>Kendiniz hakkında daha iyi hissettirir.</li></ul><p>Uzun dönemde egzersiz, bazı kanserlerden korunmada rol oynuyor. Amerikan Kanser Derneğinin kalvuzunda kanseri önlemek için bir yetişkinin en az 1 fiziksel aktiviteyi haftanın 5 yada daha fazla günü en az 30 dakika yapması öneriliyor. Çocuklar ve gençler haftanın 5 günü günde en az 60 dakikalık enerjik fiziksel aktivite yapmaları için özendiriliyor.</p><p><strong>Peki ya duygusal sağlığınız?</strong></p><p>Tedaviniz bittiğinde kendinizi duygularla bunalmış halde bulabilirsiniz. Bu birçok insana oluyor. Tedavi süresi boyunca kendinizi sadece bu konuya odaklayabilirsiniz.</p><p>Şimdi kendi ölüm ihtimalinizi veya kanserinizin ailenize, arkadaşlarınıza ve kariyerinize etkilerini düşünüyor olabilirsiniz. Ayrıca beraber olduğunuz kişiyle ilişkinizi yeniden değerlendirmeye başlayabilirsiniz. Bazı beklenmedik konular da sizi endişelendirebilir. Mesela, sağlığınıza kavuştuktan sonra doktorunuzu daha az görürsünüz ve bu bazılarında endişeye neden olabilir. </p><p>Bu zaman duygusal ve sosyal destek almanızı gerektiren doğru bir zamandır. Size güven ve güç verecek kişilere ihtiyacınız olabilir. Bunlar aile, arkadaşlar olabilir. </p><p>(Yazının bu kısmında Amerika'da bulunan destek gruplarından bahsediyor. Bunları Türkçe'ye çevirmedim. Maalesef Türkiye'de böyle destek grupları yok. Kanser dernekleri var, ama böyle bir çalışma yaptıklarına tanık olmadım. Biz 3-3,5 ay boyunca hastaneye gittik geldik, fakat bir tane kanser derneğinin bir üyesiyle karşılaşmadık. Bence bu konularda çok eksiğimiz var. </p><p>Kardeşimin hastalığı boyunca Amerika'daki bir internet sitesinin forumuna katıldım. Forumu kuranlar testis kanseri hastalığı geçirmiş kimseler. Hem tıbbi konularda hem de duygusal açıdan diğer testis kanseri hastalarına destek olmaya çalışıyorlar. İlgilenenler için adresi şöyle: <a href="http://www.tc-cancer.com/forum/index.php">http://www.tc-cancer.com/forum/index.php</a> )</p>Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-19913941038972679912008-07-25T07:33:00.015+03:002008-12-10T09:26:21.457+02:00Biz Neler Yaşadık?Aslında bunları yazmak konusunda çok düşündüm. Siteyi kurmaya başladığımda yaşadıklarımızı yazmak hedeflerim arasındaydı, ama zaman geçtikçe o kötü günleri hatırlayıp yazıya dökmek çok zor geldi. Birkaç kez yazmaya başlamama rağmen bir türlü yapamadım. Şimdi üzerinden az da olsa zaman geçtiği için kısa kısa yazmaya çalışacağım.<br /><br /><span style="FONT-WEIGHT: bold">1. Kür</span><br /><div style="TEXT-ALIGN: center"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6C3jUbYbdUX0YNUvWiE_C06pfwqxAXiYYXngVR7vRyxJnrQ1LMWiWE6DFQbqLTqAp6Zsm8oJDuP5W1Oc8IaWmKWjXkSyjQTV-2bDHRFfW9wd8kyaBTVqoNDzGYI4iMVMKIIL4LkUkqHxh/s1600-h/IMG_0218.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5226815531181340578" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: pointer; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6C3jUbYbdUX0YNUvWiE_C06pfwqxAXiYYXngVR7vRyxJnrQ1LMWiWE6DFQbqLTqAp6Zsm8oJDuP5W1Oc8IaWmKWjXkSyjQTV-2bDHRFfW9wd8kyaBTVqoNDzGYI4iMVMKIIL4LkUkqHxh/s320/IMG_0218.jpg" border="0" /></a><span style="font-size:85%;">1. Kürün 5. günü</span><br /></div>Çağrı Viyana'dan döndü ve Pazartesi günü birinci küre başladı. Ben daha kemoterapi başlamadan Amerika'da testis kanseri konusunda uzman olan Dr. Einhorn'a bir mail yazmıştım. Bursa'daki doktorların tedavi yöntemi olarak önce RPLND demeleri daha sonra sekreter yanlış yazmış kemoterapi diye değiştirmeleri burdaki doktorlara karşı güvenimizi yıkmıştı. Dr. Einhorn'a Çağrı'nın bütün testlerini, filmlerini elimden geldiğince açıklayarak önerilen tedavinin uygun olup olmadığını sordum. Cevap geldi ancak biraz geç oldu. Cevabı asistan hemşiresi gönderdi ve Çağrı durumundaki bir hastaya kemoterapi vermeyeceklerini, sadece sık yapılacak testlerle izleyeceklerini ve eğer lenf nodlarında bir büyüme olursa o zaman 3 kür BEP uygulayacaklarını yazıyordu. Tabi bu cevap biraz yıkıcı oldu. Hep acaba kardeşim boşuna mı kemoterapi aldı diye düşünmeden edemiyorum. Kardeşimin zaten kemoterapiye başladığını yazarak bu durumda onlar olsa ne yaparlardı diye sordum. Dr. Einhorn'un hemşiresi daha fazla kemoterapi vermeyeceklerini söyledi. Ancak ben aynı soruyu yine testis kanserinde uzmanlaşmış Dr. Nichols Craig'e de sordum. O ise kemoterapiye başlandığı için, doğru olanın 3 kür kemoterapiyi bitirmesi olduğunu söyledi. Tabi ben bu yazışmaları yaparken kardeşim kemoterapiye devam ediyordu.<br />Çağrı ilk gün gayet iyiydi. Hastanede kaldığımız süre boyunca ilaçların böbreklere zarar vermemesi için sürekli su içti. Eve gelene kadar 3 lt içmişti. İlk günü iyi bir şekilde tamamladı. Ama ikinci gün bulantıları başladı. Bulantısı olduğu için su da içemedi. Başta doktorumuz Prof. Dr. Osman Manavoğlu'ydu. İlk hafta çok fazla bulantısı oldu Çağrı'nın. Bulantı için Navoban diye bir ilaç alıyordu ama hiçbir işe yaramadı. İlk hafta Pazartesi'den Cuma'ya hergün hastanedeydik. Çağrı ilk 3 günden sonra çok bitkin düştü. Sürekli uyudu. Arada uyandırıp yemek yedirdik. Bulandığı için su içemiyordu ama sıvı olarak başka şeyler içirmeye çalıştık. Komposto, ayran, taze meyve suyu, limonata... Beşinci günün sonunda saçlarını kestik. Daha çok dökülmeye başlamamıştı ama morali fazla bozulmasın diye kesti.<br /><div style="TEXT-ALIGN: center"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjfg6Ofb-fQ6P2V6uWPPUGoEiFZBaiO5WEIHvaxbEdHWuYTEE66rviFFPkswOUNSN9QzOhbXusvcLBmyR1CPlBaDlu0D-EoaoALTk7WVNA-bUAgU1x0oNDCwRL2h3mJlSLB-WG7YuSELb4p/s1600-h/IMG_0225.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5226820098097337922" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: pointer; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjfg6Ofb-fQ6P2V6uWPPUGoEiFZBaiO5WEIHvaxbEdHWuYTEE66rviFFPkswOUNSN9QzOhbXusvcLBmyR1CPlBaDlu0D-EoaoALTk7WVNA-bUAgU1x0oNDCwRL2h3mJlSLB-WG7YuSELb4p/s320/IMG_0225.jpg" border="0" /></a><span style="font-size:85%;">Başlarda çok korktuğumuz için evde maskelerle geziyorduk.<br /><br /></span></div>İkinci hafta muayeneye gittiğimizde doktoru Antalya'ya gitmişti ve yerine Doç. Dr. Ender Kurt'a muayene oldu Çağrı. O güne kadar Çağrı hep yattı. İyi olduğu zamanlar bile pek kalkmadı yataktan. Bilgisayarla bile uğraşmadı. Ender Bey'e muayene olduktan sonra morali yerine geldi. İlaç alıp eve gittiğimizde hemen bilgisayarın başına oturdu. Onu öyle görünce biz de çok sevindik. Ender Bey gerçekten insanlarla iyi iletişim kurabilen bir insan. Hastalarıyla çok yakından ilgileniyor. Ben ilk hafta Amerika'daki testis kanseriyle ilgili bir internet sitesinin forumuna üye olmuştum. Çağrı'nın bulantılarından bahsettim forumdakilere. Bulantılar için iyi gelen ilaçların isimlerini söylediler. Ender Bey hemen yazdı. Emend adlı ilacı 2. küre başlarken kullanırsın dedi. Kytril'i Navoban yerine kullandı ve bulantıları çok hafifledi. İkinci hafta sadece Pazartesi günü bleomycin aldı. Diğer günler evdeydi. Bulantıları ve yorgunluk hali giderek azaldı. 3. hafta da Osman Manavoğlu gelmemişti ve biz yine Ender Kurt'a gittik. Beyaz kan hücresi biraz düşük çıktı. Bir sonraki kürde bir aksama olmasın diye Ender Bey iğne verdi. O hafta artık doktorumuzu değiştirmeye karar verdik.<br /><br /><span style="FONT-WEIGHT: bold">2. Kür</span><br /><br />2. küre başlarken Emend'i (bulantı ilacı) kullanmaya başladı. Zaten içinde 3 tablet vardı ve tedavinin ilk 3 gününde kullanılacaktı. Bulantısını epey hafifletti. Yan etki olarak kabızlık yaptı ama kabızlık ikinci haftanın başında geçti. Birinci küre göre daha fazla su içti. İlaçların böbreklere zarar vermesini önlemek için günde 4 lt sıvı alıyordu. İkinci kür birinci küre göre çok daha rahat geçti. Yine 3. günde kendini daha yorgun hissetmeye başladı ve daha çok uyudu ama ilk küre göre daha iyiydi, hem moral olarak hem de sağlık.<br /><br /><div style="TEXT-ALIGN: center"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiGyIjGhm5_5TjHuw4TkgiTH1f1uAZOEIXl0hlhrTnrDstFyj5e02-fLvKqJNLWWKkfKAM8nCMmGkiwEFezAjtP1cwOmn1rHf670Euq5AV3yFnS6bJnUrWwrEvBFihSJ8iZkaj400kIsQ1n/s1600-h/IMG_0564.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5228005911812117282" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: pointer; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiGyIjGhm5_5TjHuw4TkgiTH1f1uAZOEIXl0hlhrTnrDstFyj5e02-fLvKqJNLWWKkfKAM8nCMmGkiwEFezAjtP1cwOmn1rHf670Euq5AV3yFnS6bJnUrWwrEvBFihSJ8iZkaj400kIsQ1n/s320/IMG_0564.JPG" border="0" /></a><span style="font-size:85%;">2. kürün 6.günü<br />Kent Ormanına temiz hava alması için gitmiştik<br /><br /></span></div>2. kürün 3. haftası yapılan kan testinde beyaz kan hücresi sayısı az çıktı ve doktor buna bağlı olarak son kürü bir hafta erteledi. Beyaz kan hücresi sayısı düştüğü zamanlar evde olağanüstü temizlik önlemleri alıyorduk. Özellikle o hafta taze sebze meyve yedirmedik. Meyveleri kabuklarını soyarak sularını çıkardık. Diğer zamanlarda da sebze yedireceği zaman annem bütün sebzeleri birkaç saat öncesinden sirkeli suda bekleterek yedirdi. Tedavi olurken hastalanmaması için çok dikkat etti.<br /><br /><span style="FONT-WEIGHT: bold">3. Kür</span><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgeusIeTeziYzSBD3xmUTW735Absr6D3GORYEOC17sn7nLszDoR9K47WurNdcDTQsLODiqWFKB1FUVsJMT-8WxknSIQ9jWLHcX2ZFPOUK3zdINw7MkRAF2ysiXqKrx8qbUiFXthKaK6ATE6/s1600-h/IMG_0722.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5228036646575151570" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: pointer; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgeusIeTeziYzSBD3xmUTW735Absr6D3GORYEOC17sn7nLszDoR9K47WurNdcDTQsLODiqWFKB1FUVsJMT-8WxknSIQ9jWLHcX2ZFPOUK3zdINw7MkRAF2ysiXqKrx8qbUiFXthKaK6ATE6/s320/IMG_0722.JPG" border="0" /></a><br />3. kür Çağrı için çok zor oldu. İlk günden itibaren çok yorgunluk hissetti. Hastaneye ben gitmedim ama annem ilaç alırken hep uyuduğunu söyledi. Vücudunda kızarıklıklar şeklinde alerjiler oluştu. Cilt doktoruna gitti. Cilt doktoru alerjiler için bir ilaç verdi. Verdiği ilaç da hep uyuttu. Daha kötü oldu. Fazla uykusunun ilacın yan etkisi olduğunu anlayınca, doktoru o ilacı bıraktırdı.<br />İkinci hafta biraz daha iyiydi. 3. hafta Pazartesi günü ilacı alıp eve geldiğinde ateşi çıkmaya başladı. Annem hemen doktorunu aradı. Doktor hemen kan tahlili yaptırmamızı, vücudunda bir enfeksiyon olabileceğini söyledi. Yakındaki Rentıp'a gidip kan tahlili yaptırdık. Herşey normaldi. Bleomycin bazı hastalarda ateş yükselmesi şeklinde yan etki yaparmış. Doktor da bundan kaynaklanmış olabileceğini söyledi. Çok şükür başka ciddi bir problem olmadan tedaviyi tamamladı.<br />Tedavi boyunca Çağrı kendini iyi hissettiğinde açık havada kahvaltıya gittik. Bazen akşamları ormana yürüyüşe gittik. Tedavi süresince yapılacak egzersizin iyi geldiğini okumuştum ama Çağrı bir iki turdan sonra aşırı yoruluyordu. Zaten spor yapmayı pek sevmez. Annem tedavi süresince Çağrı'yı çok iyi beslediği için 12 kilo aldı. Şimdi de vermeye çalışıyor.<br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5NUDVXu4E6EwcHiFZBilnKCvYcInPX-08Ilkbiru72yGQBu2TwJDSNj51V2BP2f_0JywYVk31WRuVGThl6Mf51G3f8V5f2wrxRrnnVPd-OMXTBu6zvDR21xIwVZl0ANMyI4JjcWEyMtlJ/s1600-h/IMG_0649.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5228028312353230626" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: pointer; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5NUDVXu4E6EwcHiFZBilnKCvYcInPX-08Ilkbiru72yGQBu2TwJDSNj51V2BP2f_0JywYVk31WRuVGThl6Mf51G3f8V5f2wrxRrnnVPd-OMXTBu6zvDR21xIwVZl0ANMyI4JjcWEyMtlJ/s320/IMG_0649.JPG" border="0" /></a><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjONkNwPZf_o7e70HQyIIHfPrdEnT5N30lBQDgA4HyE6hCB8OGDi87eqi_z0KyQr31Ug2RQlQ6a4FNt_H15WdwqONG-IXm7WtifVnQY9v-IU1-o3JK663Lxwy_-tRKi6Qir3sDztzbBXB7g/s1600-h/IMG_0667_2.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5228029275802445282" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: pointer; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjONkNwPZf_o7e70HQyIIHfPrdEnT5N30lBQDgA4HyE6hCB8OGDi87eqi_z0KyQr31Ug2RQlQ6a4FNt_H15WdwqONG-IXm7WtifVnQY9v-IU1-o3JK663Lxwy_-tRKi6Qir3sDztzbBXB7g/s320/IMG_0667_2.JPG" border="0" /></a><br /><br />12 Mayıs'ta son kez ilaç aldı, 26 Mayıs'ta da tomografi çekildi. Tomografiler temiz çıktı. Kan testleri de iyi çıktı. Resmen hastalıktan kurtulmuş oldu. Herhalde ilaç bitiminden bir ay kadar sonra saçları çıkmaya başladı. Şimdi baya bi saçı oldu ama hala çıkmaya devam ediyor. Tabi dökülen sadece saçı değildi, vücudunun büyük bir kısmındaki tüyler döküldü. Son kürde kaşları ve kirpikleri de iyice seyrekleşti. Şimdi maşallah bütün kıllar geri geldi.<br /><br /><div style="TEXT-ALIGN: center"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDr8lOaAdLgWHoTvYaKXpxcyabVFBZjlbn6Ynsi4DmEtmyEwwF71dfrV2hIemNqWztnXWF-peHNUmemZowZdpeMy2t2_EeWoeydImxdmArNuw3AE7DWiyIHbCuwY5q__HPUb1kquHiFNO3/s1600-h/IMG_0779.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5229084620006640290" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: pointer; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDr8lOaAdLgWHoTvYaKXpxcyabVFBZjlbn6Ynsi4DmEtmyEwwF71dfrV2hIemNqWztnXWF-peHNUmemZowZdpeMy2t2_EeWoeydImxdmArNuw3AE7DWiyIHbCuwY5q__HPUb1kquHiFNO3/s320/IMG_0779.JPG" border="0" /></a><span style="font-size:85%;">Kardeşim Deniz'le Çağrı</span><br /></div><br /><div style="TEXT-ALIGN: center"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvm54b0a9ld3VWyZNWxYtagvebRb4u2Q639kS9f6nF15o-taGoiT6C5L8CjTV3strLCC5g-bO3QCrCcUXYR_PmNG4pH9q11Lzjeo6SQ6w5wDtPFlls3pEEwXQwATXlMJYqYooeH_7FNGa1/s1600-h/IMG_0745.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5228037694328205202" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: pointer; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvm54b0a9ld3VWyZNWxYtagvebRb4u2Q639kS9f6nF15o-taGoiT6C5L8CjTV3strLCC5g-bO3QCrCcUXYR_PmNG4pH9q11Lzjeo6SQ6w5wDtPFlls3pEEwXQwATXlMJYqYooeH_7FNGa1/s320/IMG_0745.JPG" border="0" /></a><span style="font-size:85%;">Tedavi bitiminde<br /><br /></span><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj4fe15jp2qTsT_wC8oJDuPbfVo3fvyjga2YU6K1qHYwPFKxM41mGJBboPVMlqobv1L4XxLDsC29wLXuiBFtZeq6dJNfh9ZEKXfGEaFCOVRncB8jHk5XqMXkEthrpS-En6Fq61Nhn3a-i0_/s1600-h/IMG_0743.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5229085911211461586" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: pointer; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj4fe15jp2qTsT_wC8oJDuPbfVo3fvyjga2YU6K1qHYwPFKxM41mGJBboPVMlqobv1L4XxLDsC29wLXuiBFtZeq6dJNfh9ZEKXfGEaFCOVRncB8jHk5XqMXkEthrpS-En6Fq61Nhn3a-i0_/s320/IMG_0743.JPG" border="0" /></a><span style="font-size:85%;"><br /></span></div><br /><div style="TEXT-ALIGN: center"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgzvjf6deHZZCjnNqG31nit3yEHY_TkDFwkbyYUPq_GEm5VTOvC73FN0-kjJ0EbJg0K7DGeM3anu4bUgeL_upJhh_9dZAONJrLniHNxknJARrikUnCwp98xPC8d8_hDObagabBF40P-2HN0/s1600-h/IMG_0773.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5228038866382619794" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: pointer; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgzvjf6deHZZCjnNqG31nit3yEHY_TkDFwkbyYUPq_GEm5VTOvC73FN0-kjJ0EbJg0K7DGeM3anu4bUgeL_upJhh_9dZAONJrLniHNxknJARrikUnCwp98xPC8d8_hDObagabBF40P-2HN0/s320/IMG_0773.JPG" border="0" /></a><span style="font-size:85%;">Fatma Abla Çağrı'nın tedaviyi bitirmesini kutlamak için pikniğe götürdüğünde</span> </div>Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com27tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-77677894996731497422008-07-17T10:16:00.005+03:002008-09-26T09:31:16.310+03:00Testis Kanseri Tedavisinden Sonra Ne Olacak?<em>Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır. </em><br /><br />Tedaviyi tamamlamak hem stresli hem de heyecanlı olabilir. Tedavinin bitimiyle rahatlayacaksınız, ancak kanserin geri gelmesinden endişe etmemeniz de zor olacaktır. Kanser hastalığı geçirmiş kişilerde görülen ortak bir endişedir bu.<br />İyileşme sürecindeki güveninizin geri gelmesi ve korkularınızdan kurtulmanız bir süre alabilir. Kanseri tekrar etmeyen kişiler bile belirsizlikle yaşamayı öğrenmek zorundalar.<br /><br /><strong>Takip</strong><br /><br />Takip, başka hiçbir kanserde testis kanserinde olduğu kadar önemli değildir. Doktorunuz hangi testleri ne kadar sıklıkta yaptırmanız gerektiğini açıklayacaktır. Tekrar etmeleri mümkün olduğuca erken yakalamak için kandaki belli protein belirteçlerin (alfa-fetoprotein (AFP), insan koriyonik gonadotropin (HCG) ve laktat dehidrogenez (LDH)) seviyelerini ölçmek için sık sık kan testleri yaptırmanız gerekecek. Ayrıca, kanserin tekrar etmesini, metastazı veya yeni bir tümörü yakalamak için sık sık akciğer filmleri, BT filmleri ve diğer görüntüleme testleri yaptırmanız gerekecek. Birkaç yıldan sonra bu testler ve filmler daha seyrek yapılacak. Almış olduğunuz tedaviye göre, tedavinin olası komplikasyonları için özel bir takip planına gerek olabilir.<br />Takip planınızdaki bütün testleri, filmleri ve muayeneleri dikkatlice takip etmeniz gerekir. Yeni veya tekrarlayan belirtileri hemen doktorunuza bildirin. Bir testisinde kanser gelişmiş erkeklerin diğer testisinde kanser gelişme riski %3’tür. Bu genellikle yeni bir kanserdir, öncekinden metastaz değildir. 30 yıl kadar sonra da olsa kanserin tekrar etme riski vardır.<br />Testis kanseri veya tedavisi erkeği kısır yapabilir. Tedaviden önce, ileride çocuk sahibi olmayı düşünen erkekler spermlerini bir sperm bankasında depolamayı düşünebilirler. Ancak bu hastalık, düşük sperm sayısına neden olabilir. Bu da iyi örnek toplanmasını zorlaştırır. Bazı durumlarda, bir testis duruyorsa, doğurganlık geçici veya kalıcı olarak tedaviden sonra geri döner. Mesela, doğurganlık kemoterapi tedavisinden 2 yıl sonra geri gelir. Menideki sperm sayısı çok düşük de olsa çocuk sahibi olmak için birçok seçenek vardır. Bunlardan birisi vitro döllenmedir. Bu yöntemde, eşinizden alınan yumurta, sizden alınan sperm hücresiyle laboratuarda döllenir ve eşinizin rahmine yerleştirilir. Tedaviye başlamadan önce kısırlıkla ilgili tüm endişenizi doktorunuzla paylaşın.<br />Hemen hemen bütün kanser tedavilerinin yan etkileri vardır. Bazıları birkaç haftadan birkaç aya kadar sürerken bazıları kalıcı olabilir. Sizi rahatsız eden tüm yan etkileri doktorunuza bildirin ki sizi rahatlatmak için çözüm üretebilsin.<br />Ayrıca bir sağlık sigortanızın olması da çok önemli. Hiç kimse kanserin geri geleceğini düşünmek istemez, ancak bu bir olasılıktır. Böyle bir durum ortaya çıktığında endişelenmeyi isteyeceğiniz en son şey tedavi masraflarını nasıl ödeyeceğinizdir.<br /><br /><strong>Yeni Bir Doktora Muayene Olmak </strong><br /><strong><br /></strong>Teşhisinizin ve tedavinizin herhangi bir kısmında yeni bir doktora muayene olabilirsiniz. Sizin doktorunuz taşınmış ya da emekli olmuş olabilir ya da siz herhangi bir sebepten dolayı doktorunuzu değiştirmiş olabilirsiniz. Yeni doktora teşhisiniz ve tedaviniz hakkında detaylı bilgi vermeniz çok önemlidir. Aşağıda sayılan belgeleri yanınızda bulundurmanız yararlı olacaktır:<br />· Biyopsi veya ameliyat patoloji raporunun kopyası<br />· Ameliyat olduysanız ameliyat raporunun kopyası<br />· Hastanede yattıysanız, bununla ilgili belgelerin kopyası<br />· Bazı ilaçların uzun dönem yan etkileri olduğundan dolayı, kullandığınız ilaçların (özellikle kemoterapi ilaçları) listesi, ilaç dozları ve ne zaman kullandığınızÇiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-48978787599158907562008-07-17T10:13:00.002+03:002008-09-26T09:30:56.467+03:00Testis Kanseri Hakkında Doktorunuza Neler Sormalısınız?<em>Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır.</em><br /><br />Kanserle ve tedaviyle mücadele ederken size dürüst ve anlaşılır açıklamalarda bulunacak doktor ve hemşirelere ihtiyaç duyabilirsiniz. Ne kadar saçma görünürse görünsün, aklınıza gelebilecek her soruyu rahatça sorabilmelisiniz. Aşağıda sorabileceğiniz bazı sorulara yer verilmiştir:<br />· Ne tür testis kanseri hastasıyım?<br />· Kanser başladığı yerden başka bir yere yayıldı mı?<br />· Kanserimin evresi ne? Benim durumum için kanserimin evresi ne anlama geliyor?<br />· Hangi tedavi seçeneklerim var?<br />· Kaç tane retroperitoneal lenf nodu disesiyonu ameliyatı yaptınız?<br />· Eğer siz tedavi olsaydınız, hangi seçeneği seçerdiniz?<br />· Kanserim hakkında elde ettiğiniz bilgilere göre tedavi olma şansım nedir?<br />· Tedavimin riskleri ve olası yan etkileri nelerdir?<br />· Tedaviden sonra iyileşmem ne kadar sürer?<br />· Tedaviden ne kadar süre sonra çalışmaya başlayabilirim?<br />· Tedaviden ne kadar süre sonra seks yapabilirim?<br />· Kanserin tekrar etme riski nedir?<br />· Kısır kalma ihtimalim ne kadardır? Sperm bankasını düşünmelimiyim?<br />· Tedavi seçeneklerinden kanserin tekrar etme ihtimalini diğerlerinden daha fazla düşüren seçenek var mı?<br />· Tedaviye başlamadan önce ikinci bir görüş almama gerek var mı? İkinci görüş benim için ne zaman faydalı olur?<br />Kuşkusuz kendi durumunuzla ilgili başka sorularınız olacaktır. Aklınıza gelen soruları muayenelerde hatırlamak için bir kağıda yazabilirsiniz. Doktorlar gibi hemşireler de sorularınızı cevaplayabilirler.Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-63777142792157342812008-07-17T10:05:00.005+03:002008-09-26T09:30:31.713+03:00Lance Armstrong’un Hikayesi<em>Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır.</em><br /><br />Testis kanseri tedavisinde ne kadar ilerlediğimizi Lance Armstrong kadar iyi kimse gösteremez. Bu uluslar arası tanınmış bisiklet yarışçısı 1996 yılında enerjisinin düştüğünü hissetmeye başladı, öksürüğünden kan geliyordu ve testisinde ağrı vardı. Beynine ve akciğerlerine kadar vücuduna yayılmış testis kanseriyle teşhis oldu.<br />Testisi alındıktan sonra cisplatin, etoposide ve ifosfamide (bisiklet sporcusu olduğu için bleomycinin akciğerlere zarar verme olasılığından dolayı bleomycin yerine ifosfamide kullanıldı). Ayrıca beynindeki 2 metastazın çıkarılması için ameliyat oldu (denge ve koordinasyonu etkileyebileceği enişesiyle beyne radyasyon verilmedi). Lance tedavisini o yıl tamamladı ve 1998’de tekrar yarışıyordu. 1999’da, bazılarının en zorlu yarış olduğunu düşündüğü ‘Tour de France’ yarışını kazandı. 1999 ve 2005 yılları arasında bu yarışı üst üste 7 kez kazanıp rekor kırdı. Ayrıca kanser tedavisi ve sonucuyla baş etmeye yardım etmek için Lance Armstrong Vakfı’nı kurdu. Daha fazla bilgiyi kendi internet sitesinde bulabilirsiniz. <a href="http://www.laf.org/">http://www.laf.org/</a>Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-28188584263400965542008-07-09T15:24:00.013+03:002008-09-26T09:30:09.040+03:00Evre Evre Tedavi Seçenekleri<span style="FONT-WEIGHT: bold"><em>Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır.</em> </span><br /><span style="FONT-WEIGHT: bold"></span><br /><span style="FONT-WEIGHT: bold"></span><br /><span style="FONT-WEIGHT: bold"></span><br /><span style="FONT-WEIGHT: bold">Evre I Germ Hücre Tümörleri<br /><br /></span><span style="FONT-WEIGHT: bold">Evre I seminomlar</span> genellikle testisin ve spermatik kordun ameliyatla çıkarılmasını (radikal inguinal(kasıksal) orşiektomi) takiben bölgesel lenf nodlarını(kasıksal ve retroperitoneal(karın zarı ardı) lenf nodları) hedefleyen radyasyonla tedavi edilir. Seminomlar radyasyona çok duyarlı oldukları için yaklaşık 10-15 tedavi olacak şekilde düşük dozlar kullanılabilir. Evre I seminomların %95’inden fazlası bu şekilde tedavi edilebilir.<br />BT(bilgisayarlı tomografi) taraması sonucunda lenf nodlarına yayılım görülmediği halde doktorunuz radyoterapiyi tavsiye edebilir. Bunun nedeni, bu tip testis kanserlerinin %20’sinin lenf nodlarına yayıldığı halde görüntüleme testlerinde (BT gibi) görünmemesidir. Radyoterapi bu gizli metastazları yok etmede genellikle başarılıdır.<br />Radyoterapi kadar iyi çalışan bir başka seçenek ise ameliyattan sonra carboplatin ilacını içeren tek doz kemoterapi vermektir.<br />Evre I seminom tip testis kanserlerinin tedavisindeki bir diğer yaklaşım ise radyoterapi veya kemoterapi vermeden hastaları birkaç yıl boyunca yakından takip etmektir. Bunun için birkaç ayda bir kan testleri ve görüntüleme testleri (akciğer filmi ve BT gibi) yaptırılması gerekir. Eğer bu testlerde kanserin testis dışına yayıldığı görülmezse herhangi bir ek tedavi verilmez. Bu yaklaşım eğer orijinal testis kanseri 6cm’den büyük değilse ve kanser lenf damarlarına ya da kan damarlarına yayılmadıysa, hemen verilen radyoterapi kadar etkilidir.<br />Doktorun tedavi etmemeye karar vermesi tümörün büyüklüğüne ve yakındaki kan damarlarına yayılıp yayılmadığına bağlıdır.<br />Tümör büyükse veya kan damarlarına yayıldıysa doktor radyoterapi veya kemoterapi önerebilir.<br /><br /><span style="FONT-WEIGHT: bold">Evre I nonseminom</span> germ hücre kanserleri de yüksek oranda (%98) tedavi edilebilir. Fakat standart tedavi seminomlardan farklıdır. Seminomlar gibi birincil tedavi ameliyatla testisin tümörle birlikte çıkarılmasıdır(radikal inguinal orşiektomi). Daha sonra tedavi seçenekleri evreye bağlıdır.<br /><span style="FONT-WEIGHT: bold">Evre IA</span> için 2 seçenek vardır:<br />1. Retroperitoneal lenf nodu diseksiyonu(RPLND). Bu yöntemle çok yüksek tedavi oranları elde edilmesiyle birlikte ciddi bir ameliyat olmasından dolayı komplikasyonları ve normal boşalma yeteneğini kaybetme riski vardır.<br />2. Yıllarca dikkatle yapılacak doktor muayeneleri ve testler. Bu gözlem olarak adlandırılır. Gözlemin avantajı, kemoterapinin ya da ameliyatın yan etkilerini yaşamamaktır. Dezavantajı ise doktor muayenelerini çok sık yaptırmak ve birçok test yaptırmak ve film çektirmektir. İlk 2 yıl boyunca doktor ziyaretleri ve kan testleri 1-2 ayda bir olmakta, BT ise 2-4 ayda bir olmakta. Dikkatli izleme olmazsa kanser geri gelebilir ve tedavi edilemeyecek kadar büyüyebilir.<br />Şimdiye kadar bu durum doktor ziyaretlerini ve takiplerini planlandığı gibi yapan erkeklerde görülmemiştir. Çoğu tekrar etme (10 kişiden 8’i) teşhis konulduktan sonraki ilk bir yıl içinde olur, diğerleri ise ikinci yılda oluşur. Tekrar eden hastalık genel olarak kemoterapiyle tedavi edilir.<br /><span style="FONT-WEIGHT: bold">Evre IB</span> (T2, T3 veya T4) için 3 seçenek mevcut:<br />1. Retroperitoneal lenf nodu diseksiyonu<br />2. Gözlem (yıllarca yapılacak sık doktor muayenesi ve testler)<br />3. 2 kür kemoterapi. Bu seçenekte yüksek tedavi oranı mevcuttur, ancak kemoterapi yan etkilerinin dezavantajı (çoğunlukla kısa dönem yan etkiler, 2 kür uzun dönem yan etkilere daha az neden olur) vardır.<br /><span style="FONT-WEIGHT: bold">Evre IS</span> için<br />Eğer tümör evresi IS ise, testis/tümör çıkarıldıktan sonra bile tümör belirteçleri(AFP veya HCG gibi) hala yüksektir. Bu durumda 3 veya 4 kür tam doz kemoterapi önerilir.<br />Doktorlar kanserin tekrar edebileceğini tümörün belli özelliklerine göre bilirler. Bu özellikler kan testlerine ve tümörün mikroskop altında nasıl göründüğüne dayanır. Eğer bu özellikler mevcutsa, doktorlar gözlem seçeneğini pek tavsiye etmezler.<br /><br /><span style="FONT-WEIGHT: bold">Evre II Germ Hücre Tümörleri<br /><br />Evre II seminomlar </span>retroperitoneal lenf nodlarının büyüklüğüne göre farklı tedavi edilirler.<br />IIa ve IIb evrelerinde, lenf nodları 5 cm’den büyük değildir(hacimli olmayan evre II olarak da isimlendirilir). Bu evreler testisin çıkarıldığı ameliyatla (radikal inguinal orşiektomi) ve ardından retroperitoneal lenf nodlarına radyasyon verilerek tedavi edilir. Genellikle evre II seminomlara, evre I seminomlara verilen rasyasyon dozundan daha fazla doz verilir. Önceleri, göğüs orta kesimindeki lenf nodları radyasyonla tedavi edilirdi, ancak günümüzde bu yöntem tavsiye edilmemektedir.<br />Evre IIc’de lenf nodları 5 cm’den büyüktür (bu evre bazen hacimli evre II olarak adlandırılır). Evre IIc seminomlar radikal inguinal orşiektomiyi takiben 3 kür BEP (cisplatin, etoposide ve bleomycin) veya 4 kür EP (etoposide ve cisplatin) kemoterapiyle tedavi edilir. Evre IIc seminom için genellikle radyoterapi kullanılmaz.<br /><br /><span style="FONT-WEIGHT: bold">Evre II nonseminom</span> germ hücre tümörlerinin tedavisi tümör belirteçlerine ve retroperitoneal lenf nodlarına bağlıdır. Bütün hastalar testisin tümörle birlikte çıkarılacağı radikal inguinal orşiektomi ameliyatını olurlar. Ameliyattan sonra 2 temel seçenek vardır:<br /><span style="FONT-WEIGHT: bold">1. Retroperitoneal lenf nodu diseksiyonunu (RPLND) </span>takiben, eğer çıkarılan lenf nodlarında kanser varsa kemoterapi verilir. Bu seçenek genellikle tümör belirteçleri, testisin tümörle birlikte çıkarılmasından sonra hala yüksekse veya BT filminde büyük lenf nodları görüldüyse uygulanmaz.<br /><span style="FONT-WEIGHT: bold">2. Kemoterapi.</span> Bazen doktor hastaya direk kemoterapiyi önerebilir (RPLND ameliyatını yaptırmadan). Bu daha çok BT sonucunda retroperitoneal lenf nodları çok büyük görülürse veya testis tümörle birlikte çıkarıldıktan sonra hala tümör belirteçleri yüksekse tavsiye edilir. Önerilen kemoterapi rejimleri 4 kür EP (etoposide ve cisplatin) veya 3 veya 4 kür BEP (cisplatin, etoposide ve bleomycin) olur.<br />Kemoterapiden sonra, retroperitondaki lenf nodlarının durumunu görmek için BT tekrar çekilir. Eğer hala büyükse ameliyatla çıkarılır.<br />Tümör belirteçleri orşiektomiden sonra hala yüksekse, ilkin kemoterapi uygulanır. Daha sonra BT veya PET sonuçlarına göre lenf nodlarının ameliyatla çıkarılması düşünülür.<br /><br /><span style="FONT-WEIGHT: bold">Evre III Germ Hücre Tümörleri<br /><br /></span>Evre III germ hücre tümörleri (seminomlar ve nonseminomlar) orşiektomiyi takiben kemoterapiyle tedavi edilir. Temel rejimler evre II testis kanserleri için kullanılanla aynıdır (genellikle cisplatin, etoposide ve bleomycin). Bu tedavi %70’in üzerinde başarı oranına sahiptir.<br />Kemoterapi tamamlandıktan sonra doktorlar kalan kanser olup olmadığına bakarlar. Bazen birkaç tümör kalır. Bunlar daha çok akciğerde ve retroperitoneal lenf nodlarındadır. Bu tümörler genellikle ameliyatla çıkarılır ve tedavi tamamlanır. Kanseri beyne metastaz yapmış hastalar genellikle kemoterapiyle birlikte beyni hedefleyen radyoterapi alırlar. Ayrıca beyin tümörünün ameliyatla alınması da bir başka seçenektir.<br />Eğer tümör belirteçleri çok yüksekse standart kemoterapi tedavisi başarılı olmayabilir ve daha agresif tedaviyi amaçlayan klinik deneyler en iyi seçim olabilir.<br />İlk kemoterapi ilaçlarıyla tedavi edilemeyenler diğer ilaçlarla tedavi edilir. Bazen doktor, normal kemoterapi işe yaramazsa, kök hücre naklini önerebilir.<br /><br /><span style="FONT-WEIGHT: bold">Tekrarlayan Germ Hücre Tümörleri<br /><br /></span>Eğer tedaviyle kanser yok olur ve daha sonra geri gelirse buna kanserin tekrarlaması(relaps) denir. Tekrarlayan germ hücre tümörlerinin tedavisi başlangıç evresine ve tedavisine dayanır. Eğer tekrarlayan tümör küçükse (ve eğer önceden sadece orşiektomiyle tedavi edilmişse), retroperitoneal lenf nodunda tekrarlayan kanser ameliyatla (RPLND) tedavi edilir. Ameliyatın sonucuna göre, kemoterapi tavsiye edilebilir.<br />Eğer retroperitoneal lenf nodunda tekrarlayan kanser çok fazlaysa veya başka bir yerde ortaya çkarsa genellikle kemoterapi tavsiye edilir. Takiben ameliyat gerekebilir.<br />Eğer hasta BEP kemoterapisiyle tedavi edildikten sonra kanser tekrar ortaya çıkarsa ya da BEP tedavisi işe yaramıyorsa farklı ilaçlarla tedavi edilir (ifosfamide, cisplatin ve etoposide, paclitaxel veya vinblastine).<br />Kemoterapiyle tedavi edilen testis kanseri geri geldiğinde yapılacak tedavi doktorların istediği kadar etkili değildir. Bu yüzden, kemoterapiden sonra tekrar ortaya çıkan kanserlerin tedavisinde, yüksek doz kemoterapiyi takiben otolog (aynı canlıdan alınan) kan kök hücre nakli gerekebilir. Bu seçenek standart kemoterapiye kıyasla daha iyi bir seçenektir.<br />Genel olarak, eğer kemoterapi tedavisi işe yaramıyorsa, tekrarlayan testis kanserlerini tedavide uzmanlaşmış merkezlerden ikinci bir görüş almak muhtemelen en güvenilir yoldur.<br /><br /><span style="FONT-WEIGHT: bold">Sertoli Hücre ve Leydig Hücre Tümörleri<br /><br /></span>Radikal inguinal (kasıksal) orşiektomi genellikle Sertoli hücre tümörü ve Leydig hücre tümörü için önerilir. Radyoterapi ve kemoterapi bu nadir görülen testis kanserlerinde genellikle etkili değildir. Eğer doktor, tümörün testis dışına metastaz (yayıldığını) olduğundan şüphelenirse retroperitoneal lenf nodlarını ameliyatla çıkarabilir.<br /><br /><span style="FONT-WEIGHT: bold">Daha Fazla Tedavi Bilgisi<br /><br /></span>Daha detaylı tedavi seçenekleri için Ulusal Kapsamlı Kanser Ağı<span style="COLOR: rgb(102,0,204)"> </span><span style="COLOR: rgb(153,51,153)">(</span><a style="COLOR: rgb(153,51,153)" href="http://www.nccn.org/">NCCN</a><span style="COLOR: rgb(153,51,153)"><span style="COLOR: rgb(102,0,204)">)</span> </span>ve Ulusal Kanser Enstitüsü <span style="COLOR: rgb(153,51,153)">(</span><a style="COLOR: rgb(153,51,153)" href="http://www.cancer.gov/">NCI</a><span style="COLOR: rgb(153,51,153)">)</span> iyi birer bilgi kaynağıdır.<br />NCCN, önde gelen 19 ulusal kanser merkezinin uzmanlarından oluşur ve doktorların hastaları tedavi ederken izlemeleri gereken kanser tedavi kılavuzu hazırlar. Bu bilgiler <a style="COLOR: rgb(153,51,153)" href="http://www.nccn.org/professionals/physician_gls/PDF/testicular.pdf">NCCN internet sayfasında</a><span style="COLOR: rgb(153,51,153)"> </span>mevcuttur. (Daha sonra bunların Türkçe çevirisini yapacağım.)Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com22tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-7859131332136196822008-07-02T09:24:00.004+03:002008-09-26T09:29:45.509+03:00Testis Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?<p><em>Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır.</em> </p><p><strong><br /></strong></p><?xml:namespace prefix = o /><o:p></o:p><p>Burada verilen bilgiler Amerikan Kanser Derneğinin bilgilendirme bölümünde çalışan doktor ve hemşirelerin görüşlerini temsil etmektedir. Tıbbi yayınlardan edindikleri bilgilere ve aynı zamanda kendi profesyonel deneyimlerine dayanmaktadır.</p><p>Bu kısımdaki tedavi bilgisi resmi bir plan değildir ve doktorlarınızın verdikleri kararların yerin geçmesi veya yargılanması için bir tıbbi tavsiye niteliği taşımaz. Sizin ve ailenizin doktorunuzla birlikte vereceğiniz kararda daha bilgili olmanız için hazırlanmıştır.</p><p>Doktorunuz burada belirtilen genel tedavi seçeneklerinden farklı bir yöntem teklif ettiğinde farklı nedenleri olabilir. Tedavi seçenekleriniz konusunda doktorunuza sorular sormada tereddüt etmeyin. </p><p>Yakın zamanda testis kanseri tedavisinde önemli gelişmeler yaşandı. Ameliyat yiöntemleri iyileştirildi ve doktorlar artık farklı tip testis kanserlerini tedavi etmede kemoterapiyi ve radyoterapiyi kullanmanın en iyi yollarını biliyorlar. </p><p>Kanser teşhis edilip aşaması belirlendiğinde, doktorlar sizinle tedavi seçeneklerini konuşacaklardır. (bu yazıyı Amerikan Kanser Derneğinin yayınından çevirdiğim için Amerika’da tedaviyi seçme yöntemi böyle. Ama Türkiye’de değil maalesef. Kardeşimde gördüğüm kadarıyla, kanserin aşamasını belirlemek için yapılan testler ve filmler farklı disiplinlerdeki doktorlardan oluşan bir konseye sunuluyor. Konseyde patolog, ürolog, radyolog, onkolog oluyor. Konsey nasıl bir tedavi yönteminin izleneceğine karar veriyor ve size sadece sonucu söylüyor. Bu durumda da isterseniz tedaviyi kabul etmeyebilirsiniz ama alternatiflerinizin ne olduğunu bilmiyorsunuz. Eğer hastalığınız konusunda fazla araştırma yapmadıysanız sadece doktorunuzun size önerdiği tedavi yöntemini duyuyorsunuz. Bence böyle bir durumda size tedavi yönteminiz söylenmeden önce mümkün olduğunca araştırma yapın. Bulabildiğiniz her şeyi okuyun ve doktorun karşısına biraz bilgili gidin ki doktorunuzun dediklerini anlayabilin ve alternatif tedavi yöntemleri konusunda konuşabilin.) Tedavi planınızı seçerken kanserin tipi ve genel sağlık durumunuzu da dikkate almalısınız. İkinci bir seçenek aramak iyi olabilir.</p><p>Nerede tedavi edildiğiniz de önemli. Daha önce bir çok testis kanseri tedavi etmiş bir hastanede tedavi olursanız en iyi tedaviyi alma şansınız daha yüksek olur. </p><p>Testis kanserini tedavi etmek için 3 ana yöntem var: Bunlar; ameliyat, radyasyon terapisi ve kemoterapi.</p><p><b>Ameliyat<o:p></o:p></b></p><p>‘Testis kanseri teşhisi nasıl konur?’ isimli bölümde belirtildiği gibi kanerli testisin(ya da testislerin) çıkarılmasıdır. Kasıktan kesi yapılarak testis, testis kesesi(skrotum) içerisinden çıkarılır. Testisin karın bölgesine bağlandığı spermatik korda doğru bir kesi yapılır. Bu prosedür radikal inguinal(kasığa ait) orşiektomi olarak adlandırılır. Cerrah, kanser hücrelerinin ameliyat yarasına ya da kan akışına yayılmaması için özel önlemler alır. Testis kanserinin tüm evreleri ameliyatla tedavi edilir. </p><p>Kanserin tipine ve aşamasına göre, karın(abdomen) arka bölgesindeki bazı lenf nodları(düğümleri) aynı ameliyatta veya ikinci bir ameliyatta çıkarılabilir. Bu retroperitoneal lenf nodu diseksiyonu (RPLND) olarak adlandırılır ve büyük bir ameliyat olabilir. Lenf nodlarını çıkarmak için genellikle büyük bir kesi yapılır. Hastaların yaklaşık %5-10’u ameliyattan sonra geçici komplikasyonlar yaşar; dışkılama güçlüğü ve ameliyat yarası enfeksiyonları gibi. Bu, uzun ve zor bir ameliyattır. Bu ameliyatı sık sık yapan bir cerrah tarafından yapılması gerekir. Deneyim önemlidir. </p><p>Bazı durumlarda cerrah, karın bölgesinde ufak bir kesi yaparak laparoskopu (büyük bir kesi ve yara izi yapmadan, doktorun karın bölgesinde ameliyat yapmasını sağlayan dar ışıklı boru) kullanıp lenf nodlarını çıkarabilir. Laparoskopik ameliyat hasta için çok kolaylık sağladığı halde doktorlar olası kanserli lenf nodlarının hepsinin çıkarılmasındaki verimi ve güvenirliği konusunda emin değil. </p><p>Laparoskopik cerrahide hasta uyutulduktan sonra çevrilir. Karında küçük delikler açılır. Ameliyat süresince cerrahın elleri hastanın vücuduna girmez. Açılan deliklerden birine bir video kamera ve diğerlerine uzun aletler yerler yerleştirilir. Cerrah karın içini televizyon monitöründen seyreder. Uzun aletleri kullanarak aort ve alt toplardamarlar (büyük kan damarları) etrafındaki lenf nodları açılan deliklerden birinden çıkarılabilir. Ameliyat sonunda bu küçük delikler kapatılır ve hasta uyandırılır. Hastalar standart açık ameliyata göre bu ameliyatta daha çabuk iyileşirler ve ameliyattan kısa süre sonra yürümeye başlarlar. Hastanede yatış süresi 2-4 gün arasında değişir. Genellikle daha az ağrı olur ve hasta daha çabuk yemeye başlar. Bu ameliyat eğer cerrah bu yöntemde çok deneyimliyse yapılmalıdır.</p><p>Retroperiton lenf nodlarının çıkarılması için yapılan ameliyatta, yakın bölgedeki ejakülasyonu(boşalmayı) kontrol eden sinirler zarar görebilir. Eğer sinirler zarar görürse, boşalma sırasında sperm vücut dışına çıkmaz ve mesanede kalır. Bu geriye boşalma olarak bilinir. RPLND ameliyatı iktidarsızlığa neden olmaz. Retroperiton lenf nodu diseksiyonundan sonra erkek normal cinsel fonksiyonlarını devam ettirir ve ereksiyon olur. Geriye boşalma çocuk sahibi olmada sıkıntılara yol açabilir. Cerrahlar, normal boşalma fonksiyonlarını korumak için, deneyimli ellerde çok daha yüksek başarı oranları olan sinir ayırımlı retroperiton lenf nodu ameliyatı geliştirdiler.</p><p>Bazı hastalarda, hastalıklı testis çıkarıldıktan sonra retroperiton lenf nodu ameliyatı yapılmayabilir. Ancak hastalar sık yapılacak testler ve tomografilerle yakından takip edilir. <span style="font-size:0;"></span>Eğer iki testis de çıkarıldıysa, sperm hücreleri üretilemez ve erkek kısır olur. Aynı zamanda testosteron hormonu üretmez. Bu durumda testosteron hormonunu iğne, bant ya da jel formunda dışardan takviye etmesi gerekir. Haplar genellikle güvenilir testosteron kaynakları değildir.</p><p>Testis kanseri, hastaların yaşı itibariyle, çoğunlukla aile kurmaya çalışan erkekleri ya da çocuk sahibi olmayı amaçlayan erkekleri etkiler. Bu erkekler doktorlarıyla sinir ayırımlı ameliyatı konuşmaya gereksinim duyabilirler. Bununla birlikte sperm bankasını (tedaviden önce alınan spermler dondurulur ve saklanır) düşünebilirler. Testis kanseri olan erkeklerde normalden az sayıda sperm sayısına sık rastlanır. Bu da sperm örneği toplamayı zor hale getirir.</p><p>Genellikle testis kanseri hastaları genç olduğu için görüntülerinin değiştiğine dair endişeleri olur. Bekar olup kız arkadaşlarının nasıl tepki vereceğinden endişe duyabilirler, ya da sporcu olup soyunma odasında bir testisinin eksik olmasından utanabilirler. Ameliyatta testisin üstündeki kordon da alındığı için ameliyat olunan kısımda bir boşluk hissi duyabilirler. </p><p>Doğal bir görünüm için skrotuma(testis kesesi) yerleştirilen protez kullanabilirler. İçinde saline (tuzlu su) olan protezin boyutu diğer testisle uyum sağlayacak şekilde ayarlanır. Normal testis gibi görünebilir. Ameliyattan sonra yara izi olabilir, ancak bu kasıktaki kılla saklanır. Bazı erkekler protez isterken bazıları istemez. Ameliyatı düşünmeden önce doktorunuzla istekleriniz hakkında konuşmalısınız. Daha önce testis protezi ameliyatı olmuş biriyle konuşmak ve tecrübelerini öğrenmek de yararlı olabilir.</p><p>Bir testisi kaybetmek erkeğin ereksiyon olmasında ve cinsel yaşamında herhangi bir etkisi yoktur. İki testisi de alınan erkekler de yeterli testosteron aldıkları sürece normal cinsel yaşamlarını sürdürebilirler.</p><p><b>Radyasyon Terapisi (Radyoterapi)<o:p></o:p></b></p><p>Radyoterapide yüksek enerji ışınları (gama ışınları veya x-ışınları gibi) veya partiküller (elektronlar, protonlar veya nötronlar), kanser hücrelerini yok etmek ya da büyümesini yavaşlatmak için kullanılır. Testis kanserinde radyasyon, kısaca, lenf nodlarına yayılmış kanser hücrelerini öldürmek için kullanılır.</p><p>Radyoterapi, testis kanseri tedavisinde vücut dışında bir aletten dikkatlice odaklanmış radyasyon ışınıyla yapılır. Bu harici ışın radyasyonu olarak bilinir. Bu yöntemin ana zorluğu radyasyon kanserli hücreleri yok ederken yakındaki sağlıklı dokuyu da yok edebilir. Nadir olmakla birlikte, güneş yanığı şeklinde oluşan deri reaksiyonları yaşanmakta. Bunlar zaman içinde kaybolur. Diğer olası yan etkiler; yorgunluk, bulantı veya ishaldir.</p><p>Yan etkilerin riskini azaltmak için doktorlar size gereken dozu dikkatlice ayarlar ve ışınları mümkün olduğunca doğru şekilde hedefe denk getirmeye çalışır. Genellikle, testis kanseri tedavisi için kullanılan dozlar diğer tip kanserler için gerekenden daha düşüktür. Diğer testisin doğurganlığını korumak için özel koruyucu aletler diğer testisin üzerine yerleştirilir.</p><p>Genel olarak, radyoterapi seminom tip testis kanseri hastalarına uygulanır ve nonseminomda iyi etki ettiği görülmez. Seminom tipte bazen orşiektomiden(testisin çıkarıldığı ameliyat) sonra karın bölgesinin arkasındaki lenf nodlarına radyoterapi uygulanır. Bunun amacı lenf nodlarında olabilecek çok küçük, görünmeyen kanser hücrelerini öldürmektir. Radyoterapi aynı zamanda lenf nodlarına yayılmış olduğu bilinen(BT ve PET filmlerindeki değişimlere dayanarak) az miktardaki seminomun tedavisinde de kullanılabilir.</p><p><b>Kemoterapi (Kimyasal tedavi)<o:p></o:p></b></p><p>Kemoterapi kanseri tedavi etmek için ilaç kullanılması demektir. İlaçlar hap şeklinde olup yutulabilir, veya damara ya da kasa iğne ile verilebilir. Testis kanserini tedavi etmek için ilaçlar genellikle damara verilir. Kemoterapi sistemik bir tedavidir. Bu, ilaçların kanser hücrelerini yok etmek için kan akışına karışması ve tüm vücudu dolaşması demektir. Kemoterapi ana tümörden ayrılıp kan akışında dolaşarak lenf nodlarına veya uzak organlara giden kanser hücrelerini yok etmede etkili bir yöntemdir. Kemoterapi daha çok, kanser testis dışına yayıldıysa uygulanır. Testisteki kanseri tedavi etmek için uygulanmaz.</p><p>Çoğu kemoterapi tipleri kanser hücrelerini doğrudan öldürür. 2 veya daha fazla ilaç kullanmak tek ilaç kullanmaktan daha etkilidir. Testis kanserini tedavi etmek için kullanılan temel ilaçlar şunlardır; cisplatin(sisplatin diye okunur), vinblastine, bleomycin(bleomisin diye okunur), cyclophosphamide(sayklofosfamid diye okunur), etoposide(etoposid diye okunur), paclitaxel ve ifosfamide. Bu ilaçlar çeşitli kombinasyonlarda kullanılır. Başlangıç tedavisi için kullanılan rejimler; cisplatin, etoposide v belomycin (BEP olarak adlandırılır) veya cisplatin ve etoposide (EP olarak adlandırılır). Bazı doktorlar yüksek riskli hastalar için daha yoğun rejim uygulanması gerektiğine inanıyorlar. Farklı kemoterapi ilaç kombinasyonları, hatta kök hücre nakli önerilebilir.</p><p>Kemoterapide kullanılan ilaçlar vücudun normal, sağlıklı hücrelerini de etkileyebilir, bu da yan etkilere neden olur. Kan üreten kemik iliği hücreleri, saç folikül hücreleri ve sindirim yollarını kaplayan tabaka hücreleri gibi hızlı büyüyen hücreler kemoterapiye duyarlıdır. Olası erken ve akut(ani ve şiddetli) yan etkiler şunlardır:</p><p style="MARGIN-LEFT: 36pt; TEXT-INDENT: -18pt"><span style="font-family:Symbol;"><span style="font-size:0;">·<span style="FONT: 7pt 'Times New Roman'; font-size-adjust: none; font-stretch: normal"> </span></span></span>Bulantı ve kusma</p><p style="MARGIN-LEFT: 36pt; TEXT-INDENT: -18pt"><span style="font-family:Symbol;"><span style="font-size:0;">·<span style="FONT: 7pt 'Times New Roman'; font-size-adjust: none; font-stretch: normal"> </span></span></span>İştah kaybı</p><p style="MARGIN-LEFT: 36pt; TEXT-INDENT: -18pt"><span style="font-family:Symbol;"><span style="font-size:0;">·<span style="FONT: 7pt 'Times New Roman'; font-size-adjust: none; font-stretch: normal"> </span></span></span>Geçici saç dökülmesi</p><p style="MARGIN-LEFT: 36pt; TEXT-INDENT: -18pt"><span style="font-family:Symbol;"><span style="font-size:0;">·<span style="FONT: 7pt 'Times New Roman'; font-size-adjust: none; font-stretch: normal"> </span></span></span>Ağız yaraları</p><p style="MARGIN-LEFT: 36pt; TEXT-INDENT: -18pt"><span style="font-family:Symbol;"><span style="font-size:0;">·<span style="FONT: 7pt 'Times New Roman'; font-size-adjust: none; font-stretch: normal"> </span></span></span>Artan enfeksiyon riski (beyaz kan hücre sayısının düşüşüne bağlı olarak)</p><p style="MARGIN-LEFT: 36pt; TEXT-INDENT: -18pt"><span style="font-family:Symbol;"><span style="font-size:0;">·<span style="FONT: 7pt 'Times New Roman'; font-size-adjust: none; font-stretch: normal"> </span></span></span>Kanama veya morluk (düşük trombosit sayısına bağlı olarak)</p><p style="MARGIN-LEFT: 36pt; TEXT-INDENT: -18pt"><span style="font-family:Symbol;"><span style="font-size:0;">·<span style="FONT: 7pt 'Times New Roman'; font-size-adjust: none; font-stretch: normal"> </span></span></span>Yorgunluk (düşük kırmızı kan hücre sayısına bağlı olarak)</p><p style="MARGIN-LEFT: 36pt; TEXT-INDENT: -18pt"><span style="font-family:Symbol;"><span style="font-size:0;">·<span style="FONT: 7pt 'Times New Roman'; font-size-adjust: none; font-stretch: normal"> </span></span></span>İshal veya kabızlık</p><p>Yan etkiler görüldüğünde doktorunuz sizi rahatlatmak için gereken önlemleri alacaktır. Mesela bulantı ve kusmayı önlemek ve kontrol etmek için çok iyi ilaçlar bulunmakta.</p><p><b>Kemoterapinin Uzun Dönem Yan Etkileri<o:p></o:p></b></p><p>Testis kanserini tedavi etmek için kullanılan ilaçlardan bazıları uzun dönem yan etkilere neden olabilir. Cisplatin böbreklere zarar verebilir, küçük kan hücrelerine zarar vererek düşük sıcaklıklara karşı hassasiyet oluşabilir, sinirlere zarar vererek hissizliğe, karıncalanmaya neden olabilir; duyma kaybına yol açabilir. Bleomycin akciğerlere zarar vererek nefes darlığına ve fiziksel aktivitede sorun yaşanmasına neden olabilir. İkinci bir kanser (etoposide’e bağlı olarak lösemi) gelişmesi çok ciddi ancak neyse ki çok nadir bir yan etkidir. Kemoterapiyle tedavi edilen hastaların %1’inden daha azında görülür. Testis kanseri için kemoterapi almış hastaların ileriki yaşamlarında kalp problemleri yaşama riski daha yüksektir. Birçok araştırma kemoterapi tedavisinin belli süre sonrasında, tedaviye ihtiyaç duyulan yüksek kolesterol seviyesine neden olduğunu ortaya koymaktadır.</p><p><b>Kök Hücre Nakli<o:p></o:p></b></p><p>İlerlemiş germ hücre(üreme hücresi) kanserlerinde tedavinin ilk aşaması olarak yüksek doz kemoterapi kombinasyonunun kök hücre nakliyle beraber kullanılmasının yararlı olup olmadığı konusunda güncel araştırmalar yapılmakta. Şu anda daha çok kemoterapiyle tedavi edildikten sonra tekrarlayan testis kanserlerinde kök hücre nakli uygulanmakta. Geçmişte kemik iliği kullanılıyordu, ancak şimdi daha az kullanılıyor. Bu tedavide özel bir makine kullanılarak kan oluşturan kök hücreler kandan toplanır. Bu kök hücreler, hasta yüksek doz kemoterapi alırken dondurulur. Kemoterapinin dozu çok yüksek olduğu için kemoterapi hastanın kemik iliğindeki kök hücreleri yok eder. Bunun sonucunda hasta, enfeksiyonla savaşan beyaz kan hücrelerini, trombositleri ve vücuda oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerini üretemez hale gelir. Kemoterapiden sonra dondurulmuş kök hücreler hastaya verilerek bu ölümcül problemlerin üstesinden gelinir. Bu tedavi doktorların testis kanseri hastalarına çok yüksek dozlarda kemoterapi vererek tedavi etme şansını yükseltiyor.</p>Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-4418002521703923622008-07-02T08:44:00.019+03:002008-09-26T09:29:21.506+03:00Testis Kanseri Nasıl Evrelenir?<p><em>Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır.</em> </p><p></p><p>Evreleme kanserin ne kadar yayıldığını gösteren bir aşamadır. Testis kanserini teşhiste kullanılan testlerin yanı sıra görüntüleme testleri de evreleme aşamasında kullanılır.</p><p>Kanserin evrelenmesi tedavi planının kararında ve hastalığın gelişimi, süresi ve sonucu hakkındaki tahminde(prognoz) çok önemlidir. Eğer testis kanseriyseniz kanserin nasıl evrelendiğini öğrenmek için sorular sorabilirsiniz. Evreleme aşamasını ne kadar iyi bilirseniz kendi tedavi planınıza karar verirken o kadar aktif rol alabilirsiniz.</p><p><b>TNM Evreleme Sistemi<?xml:namespace prefix = o /><o:p></o:p></b></p><p>Kanserin tanımlanması ve yayılımını özetlemek için bir evreleme standardı geliştirilmiştir. Testis kanseri TNM sistemini kullanarak evrelendirilir. Bu sistem Amerikan Kanser Komitesi (AJCC) tarafından geliştirilmiştir.</p><p>Testis kanserinin evrelendirilmesi 4 temel bilgiyi içerir:</p><p><span style="font-size:0;"></span><span style="FONT-WEIGHT: bold">T </span>birincil tümörün testis etrafındaki dokulara ne kadar yayıldığını gösterir.</p><p><span style="font-size:0;"></span><b>N </b>kanserin bölgesel lanf nodlarına ne kadar yayıldığını gösterir.</p><p><span style="font-size:0;"></span><span style="FONT-WEIGHT: bold">M </span>kanserin metastaz(bölgesel olmayan lenf nodlarına ya da diğer organlara yayılması) yapıp yapmadığını gösterir.</p><p><span style="font-size:0;"></span><span style="FONT-WEIGHT: bold">S</span> sadece testis kanseri için kullanılan özel bir sınıflandırmadır. Bazı testis kanserleri tarafından üretilen belli proteinlerin(tümör belirteçleri) serum seviyelerini gösterir.</p><p>T, N, M ve S’den sonra gelen harf ya da rakamlar daha detaylı bilgi vermek için kullanılır. 0’dan 4’e kadar olan rakamlar artan şiddeti anlatır. T’den sonra gelen ‘is’ in situyu belirtir; tümörün bir yerde olduğunu ve daha derin dokulara geçmediğini gösterir. T, N, M veya S’den sonra gelen X harfi, bilgi olmadığı için ‘belirtilmemiş’ anlamını taşır.</p><p style="FONT-WEIGHT: bold">Primer Tümör (T)</p><p><span style="font-size:0;"></span>TX: Primer tümör değerlendirilemiyor.</p><p><span style="font-size:0;"></span>T0: Primer tümör bulgusu yok.</p><p><span style="font-size:0;"></span>Tis: Karsinoma in situ (yayılmamış kanser hücreleri)</p><p><span style="font-size:0;"></span>T1: Tümör testise ve spermin son olgunlaşması için gittiği, testis yanındaki dar tübüllere(epididim) yayılmamış. Kanser, tümörün yakınındaki kan ve lenf damarlarına yayılmamış. Kanser, testisi saran katmanın iç kısmına(tunika albuginea) yayılmış olabilir, ama testisi saran dış katmana(tunika vaginalis) yayılım yok. </p><p>T2: T1’e benzer, ancak kanser kan damarlarına, lenf damarlarına veya tunika vaginalise yayılmıştır.</p><p>T3: Tümör spermatik korda(kan damarlarını, lenf damarları, sinirleri ve vas deferansı içerir) yayılmıştır.</p><p>T4: Tümör testisin dışını saran deriye(skrotum) yayılmıştır.</p><p style="FONT-WEIGHT: bold">Bölgesel lenf nodları(düğümleri) (N)</p><p>NX: Bölgesel lenf nodları değerlendirilemiyor.</p><p>N0: Bölgesel lenf nodlarında metastaz(yayılma) yok.</p><p>N1: En büyük boyutu 2 cm veya daha az tek lenf nodu veya hiçbirinin en büyük boyutu 2 cm’den büyük olmayan birden çok lenf nodu metastazı</p><p>N2: 2 cm’den büyük en az bir lenf nodu metastazı, ancak hiçbirinin boyutu 5cm’den büyük değil.</p><p>N3: 5cm’den büyük en az bir lenf nodu metastazı.</p><p>Eğer lenf nodları ameliyat sırasında çıkarılmışsa biraz daha farklı bir sınıflandırma yapılır:</p><p>pNX: Bölgesel lenf nodları değerlendirilemiyor</p><p>pN0: Bölgesel lenf nodlarında metastaz yok</p><p>pN1: En büyük boyutu 2cm veya daha küçük 5 veya daha az sayıda, hiçbirinin en büyük boyutu 2cm’den fazla olmayan lenf nodu metastazı(yayılımı)</p><p>pN2: En büyük boyutu 2cm’den büyük ancak 5cm’den küçük veya hiçbiri 5cm’den büyük olmayan 5 adetten fazla sayıda lenf nodu metastazı, veya tümörün lenf nodu dışına uzanım gösterdiğine dair bulgu olması</p><p>pN3: En büyük boyutu 5cm’den büyük lenf nodu metastazı</p><p style="FONT-WEIGHT: bold">Uzak metastaz (M)</p><p>MX: Uzak metastaz değerlendirilemiyor</p><p>M0: Uzak metastaz(tümör dışındaki lenf düğümlerine veya diğer organlara, akciğer gibi, yayılım) yok</p><p>M1: Uzak metastaz var</p><p><span style="font-size:0;"></span>M1a: Tümör uzak lenf düğümlerine veya akciğere metastaz yapmış</p><p><span style="font-size:0;"></span>M1b: Tümör organlara, karaciğer, beyin, kemik ve diğerleri gibi, metastaz yapmış</p><p></p><p></p><p></p><p></p><i><o:p></o:p></i><p></p><p style="FONT-WEIGHT: bold">Serum tümör belirteçleri (S)</p><table class="MsoTableGrid" style="BORDER-RIGHT: medium none; BORDER-TOP: medium none; MARGIN-LEFT: 14.4pt; BORDER-LEFT: medium none; BORDER-BOTTOM: medium none; BORDER-COLLAPSE: collapse" cellspacing="0" cellpadding="0" border="1"><tbody><tr><td style="BORDER-RIGHT: windowtext 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: windowtext 1pt solid; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: windowtext 1pt solid; WIDTH: 36pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: windowtext 1pt solid" valign="top" width="48"><p><o:p></o:p></p><br /></td><td style="BORDER-RIGHT: windowtext 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: windowtext 1pt solid; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 126pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: windowtext 1pt solid" valign="top" width="168"><p>LDH (U/litre)<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: windowtext 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: windowtext 1pt solid; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: windowtext 1pt solid" valign="top" width="120"><p>HCG (mIU/ml)<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: windowtext 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: windowtext 1pt solid; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: windowtext 1pt solid" valign="top" width="120"><p>AFP(ng/ml)<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: 1pt solid; WIDTH: 36pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="48"><p>Sx<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 126pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="168"><p>Tümör belirteçleri elde yok veya çalışılmamış.<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p><o:p></o:p></p><br /></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p><o:p></o:p></p><br /></td></tr><tr><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: 1pt solid; WIDTH: 36pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="48"><p>S0<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 126pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="168"><p>Normal<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>Normal<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>Normal<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: 1pt solid; WIDTH: 36pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="48"><p>S1<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 126pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="168"><p><1,5></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p><5,000<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p><1,000<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: 1pt solid; WIDTH: 36pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="48"><p>S2<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 126pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="168"><p>1,5-10 x Normal<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>5,000 – 50,000<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>1,000 – 10,000<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: 1pt solid; WIDTH: 36pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="48"><p>S3<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 126pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="168"><p>>10 x Normal<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>>50,000<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>>10,000<o:p></o:p></p></td></tr></tbody></table><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt"><i>Not: Normal değerler laboratuarlar arasında değişebilmektedir. Kendi aralığınız için doktorunuza danışın.<o:p></o:p></i></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt"><i>LDH= laktat dehidrogenez (ünite/litre = U/l)<o:p></o:p></i></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt"><i>HCG= insan koriyonik gonadotropin (mili-uluslar arası ünite/mililitre = mIU/ml)<o:p></o:p></i></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt"><i>AFP= alfa-fetoprotein (nanogram/mililitre = n/ml)<o:p></o:p></i></p><p>TNM evreleme sistemini kullanırken, tümörün, lenf nodlarının ve serum belirteçlerinin tanımları evre gruplandırılması denilen bir proseste birleştirilir ve Roma rakamlarıyla belirtilir.</p><p style="FONT-WEIGHT: bold">EVRE GRUPLANDIRILMASI</p><table class="MsoTableGrid" style="BORDER-RIGHT: medium none; BORDER-TOP: medium none; MARGIN-LEFT: 5.4pt; BORDER-LEFT: medium none; BORDER-BOTTOM: medium none; BORDER-COLLAPSE: collapse" cellspacing="0" cellpadding="0" border="1"><tbody><tr><td style="BORDER-RIGHT: windowtext 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: windowtext 1pt solid; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: windowtext 1pt solid; WIDTH: 81pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: windowtext 1pt solid" valign="top" width="108"><p>Evre<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: windowtext 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: windowtext 1pt solid; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 99pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: windowtext 1pt solid" valign="top" width="132"><p>T<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: windowtext 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: windowtext 1pt solid; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: windowtext 1pt solid" valign="top" width="120"><p>N<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: windowtext 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: windowtext 1pt solid; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 45pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: windowtext 1pt solid" valign="top" width="60"><p>M<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: windowtext 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: windowtext 1pt solid; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: windowtext 1pt solid" valign="top" width="120"><p>S<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: 1pt solid; WIDTH: 81pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="108"><p>Evre 0<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 99pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="132"><p>Tis (in situ)<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>N0<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 45pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="60"><p>M0<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>S0<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: 1pt solid; WIDTH: 81pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="108"><p>Evre I<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 99pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="132"><p>T1-4<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>N0<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 45pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="60"><p>M0<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>SX<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: 1pt solid; WIDTH: 81pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="108"><p style="TEXT-ALIGN: right" align="right">Evre IA<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 99pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="132"><p>T1<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>N0<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 45pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="60"><p>M0<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>S0<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: 1pt solid; WIDTH: 81pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="108"><p style="TEXT-ALIGN: right" align="right">Evre IB<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 99pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="132"><p>T2-T4<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>N0<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 45pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="60"><p>M0<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>S0<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: 1pt solid; WIDTH: 81pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="108"><p style="TEXT-ALIGN: right" align="right">Evre IS<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 99pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="132"><p>Herhangi bir T<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>N0<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 45pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="60"><p>M0<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>S1-3<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: 1pt solid; WIDTH: 81pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="108"><p>Evre II<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 99pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="132"><p>Herhangi bir T<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>N1-3<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 45pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="60"><p>M0<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>SX<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: 1pt solid; WIDTH: 81pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="108"><p style="TEXT-ALIGN: right" align="right">Evre IIA<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 99pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="132"><p>Herhangi bir T<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>N1<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 45pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="60"><p>M0<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>S0-1<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: 1pt solid; WIDTH: 81pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="108"><p style="TEXT-ALIGN: right" align="right">Evre IIB<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 99pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="132"><p>Herhangi bir T<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>N2<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 45pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="60"><p>M0<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>S0-1<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: 1pt solid; WIDTH: 81pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="108"><p style="TEXT-ALIGN: right" align="right">Evre IIC<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 99pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="132"><p>Herhangi bir T<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>N3<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 45pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="60"><p>M0<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>S0-1<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: 1pt solid; WIDTH: 81pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="108"><p>Evre III<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 99pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="132"><p>Herhangi bir T<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>Herhangi bir N<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 45pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="60"><p>M1<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>SX<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: 1pt solid; WIDTH: 81pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="108"><p style="TEXT-ALIGN: right" align="right">Evre IIIA<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 99pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="132"><p>Herhangi bir T<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>Herhangi bir N<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 45pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="60"><p>M1a<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>S0-1<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: 1pt solid; WIDTH: 81pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="108"><p style="TEXT-ALIGN: right" align="right"><o:p></o:p></p><br /></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 99pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="132"><p>Herhangi bir T<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>Herhangi bir N<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 45pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="60"><p>M1a<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>S1<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: 1pt solid; WIDTH: 81pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="108"><p style="TEXT-ALIGN: right" align="right">Evre IIIB<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 99pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="132"><p>Herhangi bir T<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>N1-3<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 45pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="60"><p>M0<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>S2<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: 1pt solid; WIDTH: 81pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="108"><p style="TEXT-ALIGN: right" align="right"><o:p></o:p></p><br /></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 99pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="132"><p>Herhangi bir T<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>Herhangi bir N<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 45pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="60"><p>M1a<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>S2<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: 1pt solid; WIDTH: 81pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="108"><p style="TEXT-ALIGN: right" align="right">Evre IIIC<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 99pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="132"><p>Herhangi bir T<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>N1-3<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 45pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="60"><p>M0<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>S3<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: 1pt solid; WIDTH: 81pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="108"><p><o:p></o:p></p><br /></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 99pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="132"><p>Herhangi bir T<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>Herhangi bir N<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 45pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="60"><p>M1a<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>S3<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: 1pt solid; WIDTH: 81pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="108"><p><o:p></o:p></p><br /></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 99pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="132"><p>Herhangi bir T<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>Herhangi bir N<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 45pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="60"><p>M1b<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 90pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="120"><p>Herhangi bir S<o:p></o:p></p></td></tr></tbody></table><p>TNM sisteminin bir başka uygulamasıysa ilerlemiş hastalık için kanseri düşük, orta ve zayıf Outlook olarak sınıflandırmaktadır. Yüksek riskli gruptaki hastalara bazı doktorlar daha agresif kemoterapi rejimleri uygulamaktadır.</p><table class="MsoTableGrid" style="BORDER-RIGHT: medium none; BORDER-TOP: medium none; MARGIN-LEFT: 5.4pt; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 624px; BORDER-BOTTOM: medium none; BORDER-COLLAPSE: collapse; HEIGHT: 390px" cellspacing="0" cellpadding="0" border="1"><tbody><tr><td style="BORDER-RIGHT: windowtext 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: windowtext 1pt solid; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: windowtext 1pt solid; WIDTH: 80.15pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: windowtext 1pt solid" valign="top" width="107"><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">Risk Durumu<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: windowtext 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: windowtext 1pt solid; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 144.85pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: windowtext 1pt solid" valign="top" width="193"><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">Nonseminom<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: windowtext 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: windowtext 1pt solid; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 56.85pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: windowtext 1pt solid" valign="top" width="76"><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">Evre<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: windowtext 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: windowtext 1pt solid; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 141.15pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: windowtext 1pt solid" valign="top" width="188"><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">Seminom<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: windowtext 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: windowtext 1pt solid; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 67.15pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: windowtext 1pt solid" valign="top" width="90"><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">Evre<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="PADDING-RIGHT: 5.4pt; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; WIDTH: 80.15pt; BORDER-TOP-STYLE: none; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-RIGHT-STYLE: solid; BORDER-LEFT-STYLE: solid; BORDER-BOTTOM-STYLE: solid" valign="top" width="107"><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">İyi görünüm<o:p></o:p></p></td><td style="PADDING-RIGHT: 5.4pt; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; WIDTH: 144.85pt; BORDER-TOP-STYLE: none; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-RIGHT-STYLE: solid; BORDER-LEFT-STYLE: none; BORDER-BOTTOM-STYLE: solid" valign="top" width="193"><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">Akciğer dışı yayılım<span dir="rtl"></span><span lang="AR-SA" dir="rtl"><span dir="rtl"></span>٭</span><span dir="ltr"></span><span dir="ltr"></span> yok<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">İyi belirteç seviyeleri<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">AFP <> </p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">HCG <> </p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">LDH <></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 56.85pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="76"><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">IS (S1)<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">IIA (S1)<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">IIB (S1)<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">IIC (S1)<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">IIIA<o:p></o:p></p></td><td style="PADDING-RIGHT: 5.4pt; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; WIDTH: 141.15pt; BORDER-TOP-STYLE: none; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-RIGHT-STYLE: solid; BORDER-LEFT-STYLE: none; BORDER-BOTTOM-STYLE: solid" valign="top" width="188"><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">Akciğer dışı yayılım<span dir="rtl"></span><span lang="AR-SA" dir="rtl"><span dir="rtl"></span>٭</span><span dir="ltr"></span><span dir="ltr"></span> yok<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">AFP normal<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">HCG ve LDH herhangi bir seviyede olabilir<o:p></o:p></p></td><td style="PADDING-RIGHT: 5.4pt; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; WIDTH: 67.15pt; BORDER-TOP-STYLE: none; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-RIGHT-STYLE: solid; BORDER-LEFT-STYLE: none; BORDER-BOTTOM-STYLE: solid" valign="top" width="90"><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">IIC<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">IIIA<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">IIIB<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">IIIC<o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="PADDING-RIGHT: 5.4pt; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; WIDTH: 80.15pt; BORDER-TOP-STYLE: none; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-RIGHT-STYLE: solid; BORDER-LEFT-STYLE: solid" valign="top" width="107"><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">Orta görünüm<o:p></o:p></p></td><td style="PADDING-RIGHT: 5.4pt; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; WIDTH: 144.85pt; BORDER-TOP-STYLE: none; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-RIGHT-STYLE: solid; BORDER-LEFT-STYLE: none; BORDER-BOTTOM-STYLE: solid" valign="top" width="193"><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">Akciğer dışı yayılım<span dir="rtl"></span><span lang="AR-SA" dir="rtl"><span dir="rtl"></span>٭</span><span dir="ltr"></span><span dir="ltr"></span> yok<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">Orta belirteç seviyeleri<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">AFP 1,000 - 10,000<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">HCG 5,000 – 50,000<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">LDH 1,5 – 10<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 56.85pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="76"><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">IS (S2)<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">IIC (S2)<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">IIIB<o:p></o:p></p></td><td style="PADDING-RIGHT: 5.4pt; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; WIDTH: 141.15pt; BORDER-TOP-STYLE: none; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-RIGHT-STYLE: solid; BORDER-LEFT-STYLE: none; BORDER-BOTTOM-STYLE: solid" valign="top" width="188"><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">Akciğer dışı yayılım<span dir="rtl"></span><span lang="AR-SA" dir="rtl"><span dir="rtl"></span>٭</span><span dir="ltr"></span><span dir="ltr"></span> yok<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">AFP normal<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">HCG ve LDH herhangi bir seviyede olabilir<o:p></o:p></p></td><td style="PADDING-RIGHT: 5.4pt; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; WIDTH: 67.15pt; BORDER-TOP-STYLE: none; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-RIGHT-STYLE: solid; BORDER-LEFT-STYLE: none; BORDER-BOTTOM-STYLE: solid" valign="top" width="90"><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">IIIC akciğer yayılımsız<span dir="rtl"></span><span lang="AR-SA" dir="rtl"><span dir="rtl"></span>٭</span><o:p></o:p></p></td></tr><tr><td style="PADDING-RIGHT: 5.4pt; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; WIDTH: 80.15pt; BORDER-TOP-STYLE: none; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-RIGHT-STYLE: solid; BORDER-LEFT-STYLE: solid" valign="top" width="107"><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">Zayıf<span style="font-size:0;"> </span>görünüm<o:p></o:p></p></td><td style="PADDING-RIGHT: 5.4pt; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; WIDTH: 144.85pt; BORDER-TOP-STYLE: none; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-RIGHT-STYLE: solid; BORDER-LEFT-STYLE: none; BORDER-BOTTOM-STYLE: solid" valign="top" width="193"><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">Akciğer dışı yayılım<span dir="rtl"></span><span lang="AR-SA" dir="rtl"><span dir="rtl"></span>٭</span><span dir="ltr"></span><span dir="ltr"></span> yok<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">Yüksek belirteçler<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">AFP>10,000<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">HCG>50,000<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">LDH>10<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt"><o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 56.85pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="76"><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">IS (S3)<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">IIC (S3)<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">IIA<span style="font-size:0;"> </span>IIIC<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 141.15pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="188"><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">Hiçbir zaman<o:p></o:p></p><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">(seminom hiçbir zaman zayıf görünüm olarak sınıflandırılmaz)<o:p></o:p></p></td><td style="BORDER-RIGHT: 1pt solid; PADDING-RIGHT: 5.4pt; BORDER-TOP: medium none; PADDING-LEFT: 5.4pt; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: medium none; WIDTH: 67.15pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: 1pt solid" valign="top" width="90"><p style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt"><o:p></o:p></p><br /></td></tr></tbody></table><p><span lang="AR-SA" dir="rtl">٭</span><i>Beyin, karaciğer gibi akciğer dışındaki yayılım genellikle daha zayıf bir görünümü ifade eder. AFP= alfa fetoprotein; HCG= insan koriyonik gonadotropin; LDH= laktat dehidrogenez; <> büyüktür demek<o:p></o:p></i></p><p>İyi görünüme sahip hastaların 5 yıllık sağ kalım oranları %91, orta görünüme sahip olanların %79, ve zayıf görünüme sahip olanların %48’dir. Bu sağ kalım oranları 10 yıldan daha uzun süre önce tedavi edilmiş insanlardan belirlenen oranlardır. Bugün sağ kalım oranları daha yüksektir.</p><p><b>Tekrar etmiş hastalık<o:p></o:p></b></p><p>Tekrar etmiş hastalık kanserin tedavi edildikten sonra tekrar gelişmesi demektir. Testis kanseri testiste(eğer ameliyatla alınmadıysa) veya vücudun diğer bir parçasında tekrar edebilir.</p>Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-32100371126871757262008-06-07T09:35:00.008+03:002008-12-10T09:26:22.498+02:00Testis Kanseri Teşhisi Nasıl Konulur?<p><em>Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır.</em> </p><p><b>Testis Kanserinin Belirtileri<?xml:namespace prefix = o /><o:p></o:p></b></p><p>Testis kanseri vakalarının yaklaşık %90’ında, erkekler testisinde bir yumru veya testisin şişmiş yada büyümüş olduğunu hissederler. Bazen yumru ağrı yapabilir, ancak çoğu zaman ağrı yoktur. Testis kanseri bir erkek alt karın bölgesinde veya testis kesesinde ağrı veya ağırlık hissedebilirler.</p><p>Nadir olarak memede ağrı veya büyüme hissedilebilir(benim kardeşimde olmuştu). Bunun nedeni belli tip germ hücre tümörünün insan koriyonik gonadotropin (HCG) adı verilen bir hormon salgılayarak meme büyümesine neden olmasıdır. HCG seviyesi kan testleriyle ölçülür. Bu testler bazı testis kanserlerini teşhis, evreleme ve izlemede önemlidir.</p><p>Germ hücre tümörleri gibi Leydig hücre tümörleri ve Sertoli hücre tümörleri de testiste yumruya neden olabilir. Tümör tipi ancak mikroskop altında incelenerek tespit edilebilir. Ancak Leydig hücre tümörleri androjen(erkek seks hormonları) veya östrojen(kadın seks hormonları) üretebilir. Bu hormonlar doğru teşhise yararlı olacak belirtilere neden olurlar. Meme büyümesi veya cinsel istekte azalma östrojen üreten tümörlerin bir belirtisidir. Androjen üreten tümörler erkeklerde kesin belirtilere neden olmazlar. Erkek çocuklarda anormal sayılacak erken yaşlarda vücutta ve yüzde kıllanmaya neden olur.</p><p>Testis kanseri diğer organlara yayılmış olsa bile sadece 4 erkekten birinde belirtiler görülüyor. Alt sırt bölgesindeki ağrı kanserin karın bölgesindeki lenf nodlarına yayıldığını gösterebilir. Eğer kanser akciğere yayıldıysa, nefes darlığı, göğüs ağrısı veya öksürüğe neden olabilir. Bazen hasta kan bile öksürebilir. Bazen karın bölgesindeki ağrı büyümüş lenf nodlarından veya karaciğer metastazdan kaynaklanabilir. Eğer kanser beyine yayıldıysa baş ağrılarına neden olabilir. Bu testis kanserinin genel yayılım şekli değildir.</p><p>Kanser dışı birçok durum da kansere benzer belirtilere neden olabilir( testis zedelenmesi veya iltihabı gibi). Testisin iltihaplanması, orşit diye bilinir, ağrılı şişliğe neden olur. Epididimit (epididimin iltihaplanması) da ağrıya ve şişliğe neden olur. Bunların ikisi de viral yada bakteriyel enfeksiyonlardan kaynaklanabilir. Kabakulak virüsü 5 erkekten 1’inde orşite neden olur.</p><p>Yukarıda sayılan belirtilere sahipseniz gecikmeden doktora görünün. Ne kadar erken giderseniz o kadar doğru teşhis konur ve o kadar kısa zamanda tedaviniz başlayarak daha etkili bir tedavi şansınız olur. </p><p><b>Tıbbi Geçmiş ve Fiziksel Muayene<o:p></o:p></b></p><p>Doktor öncelikle tıbbi geçmişinizi araştırır, risk faktörleri taşıyıp taşımadığınızı ve belirtileri sorar. Fiziksel muayenede doktor, testisleri şişkinlik veya hassasiyet için elle kontrol eder ve herhangi bir kitlenin varlığını, yerini ve boyutunu araştırır. Doktor aynı zamanda karın(abdomen) arka bölgesindeki lenf nodlarında(retroperitoneal lenf nodları) herhangi bir şişme olup olmadığını kanserin karın(abdomen) arka bölgesine yayılıp yayılmadığını bulmak için kontrol eder.</p><p><b>Ultrason</b></p><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjS0E42RLd2zsYHfOl35R-PYU3MnpKKu3Nt1wKRLuYEqot6rGj84srO4zYMTJtOUxNdxGKol953IRZ6ZJ_rQO_ieCl_iRKPmZcYauztwDN8yAog56lYWPKl3z8JvVhxZwNuvhzpreM736eJ/s1600-h/ultrason.bmp"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5209025607288830434" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: pointer; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjS0E42RLd2zsYHfOl35R-PYU3MnpKKu3Nt1wKRLuYEqot6rGj84srO4zYMTJtOUxNdxGKol953IRZ6ZJ_rQO_ieCl_iRKPmZcYauztwDN8yAog56lYWPKl3z8JvVhxZwNuvhzpreM736eJ/s320/ultrason.bmp" border="0" /></a> <p>Ultrason kitlenin katı(solid) ya da içi sıvıyla dolu olduğunu bulmaya yardımcı olur. Bu tetkikte iç organların görüntülerini çıkarmak için ses dalgaları kullanılır. Transduser (okuyucu benzeri alet) ses dalgaları yayar ve organlardan gelen yankıları toplar. Bilgisayarda bu yankılar görüntüye dönüşür. Çoğu tümörün yankısı normal dokulardan farklıdır. Bu ekodaki farklılıklar bazı benin(iyi huylu) ve malin(kötü huylu) tip tümörleri ayırmaya da yardımcı olur.</p><p>Bu test kolaydır ve radyasyon yaymaz. Bu nedenledir ki anne karnındaki bebeğin takibi için sıklıkla kullanılır. Ultrason seansında yatağa uzanıyorsunuz ve görevli kişi transduser denilen aleti vücudunuzun hangi bölgesinin incelenmesi gerekiyorsa o bölgenin üzerinde gezdiriyor. Genellikle deri bir jelle yağlanıyor. Yankıların görüntüsü benin durumları(hidrosel, varikosel gibi) solid tümörlerden ayırıyor. Eğer kitle katıysa(solid), kanser olabilir ve doktor bu durumda ek testler ya da kitlenin çıkarılması için hemen ameliyat önerebilir.</p><p><b>Kan Testleri<o:p></o:p></b></p><p>Bazı kan testleri testis tümörü teşhisinde yardımcı olabilir. Çoğu testis kanserleri belli proteinleri yüksek miktarda salgılayabilir, alfa-fetoprotein (AFP) ve insan koriyonik gonadotropin (HCG). Bu proteinler (tümör belirteçleri olarak bilinir) çok önemlidir çünkü bunların kanda varlığı testis tümörünün varlığına işaret eder. Tümör laktat dehidrogenez (LDH) denilen bir enzimin de yükselmesine neden olabilir. Ancak LDH kanser dışında nedenlere bağlı olarak da yükselebilir.</p><p>Nonseminomlarda sıklıkla AFP ve HCG seviyeleri yükselir. Seminomlarda bazen HCG yükselir ama hiçbir zaman AFP yükselmez. Yüksek LDH seviyesi çoğunlukla (ama her zaman değil) birçok hastalığın işaretidir. Sertoli ve Leydig hücre tümörleri bu maddeleri salgılamazlar. Bu proteinler tümör çok küçükse salgılanmayabilir. Bu testler aynı zamanda ne kadar kanserin bulunduğunu tahmin etmede, terapiye cevabı değerlendirmede ve tümörün geri gelmediğinden emin olmakta kullanılır. </p><p><b>Ameliyat<o:p></o:p></b></p><p>Eğer doktor ultrasonda solid tümör görürse, bunun hemen alınmasını tavsiye eder. Cerrah tümörün tamamını testis ve spermatik kordla birlikte çıkarır. Spermatik kord testis kanserinin vücudun diğer bölgelerine yayılımı için yol olan kan ve lenf damarlarını içerir. Kanser hücrelerinin yayılmasını önlemek için bu damarlar ameliyatın başında bağlanır. Kasıktan yapılan bir kesiyle ameliyat gerçekleşir. Bu ameliyata radikal inguinal orşiektomi denir.</p><p>Kesilen bütün örnek bir patoloğun(hastalığın laboratuarda yapılan teşhisinde uzmanlaşmış doktor) mikroskop altında dokuyu incelemesi için laboratuara gönderilir. Eğer kanser hücreleri varsa patolog tipini ve yayılımını belirten bir rapor hazırlar. </p><p>Çok nadir durumlarda, testis kanserinin teşhisi kesin değilse doktor, ameliyattan önce testisten biyopsi yapabilir. Bu ameliyat esnasında olur. Bu ameliyat sırasında cerrah kasıktan bir kesi açar ve spermatik kordu kesmeden testisi skrotumdan geriye çeker. Eğer şüpheli doku varsa bir parça örnek alınır ve hemen patolog inceler. Kanser bulunursa spermatik kord kesilir. Eğer doku kanserli değilse, genellikle testis skrotuma yerleştirilir. Tedavi sadece kitlenin çıkarılmasıyla ya da gerekli ilaçlarla yapılır. Kanser teşhisi konulduysa kanserin ne kadar ilerlediğini görmek için doktorunuz sizden bazı görüntüleme testleri yaptırmanızı isteyecektir.</p><p><b>Görüntüleme Testleri<o:p></o:p></b></p><p><b>Göğüs filmi<o:p></o:p></b></p><p>Bu test göğsünüzün x ışınıyla çekilen, her yerde çektirebileceğiniz basit bir filmidir. Bu test kanserin akciğerlerinize veya mediasten olarak da bilinen göğüs bölgesindeki lenf nodlarına yayılıp yayılmadığını anlamak için istenir. Eğer göğüs filminiz normalse büyük ihtimalle kanser akciğerinize yayılmamıştır. Ancak çoğu doktor kanserin göğse yayılıp yayılmadığını anlamak için bilgisayarlı tomografinin daha kesin sonuç vereceğini düşünüyor.</p><p><b>Bilgisayarlı Tomografi(BT)</b></p><p><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtC1lJY6Edf8hyphenhyphenJ97kI4sP-KfpQu8E094AGND32hMY9Nqc-J60cVMRzqacRKtiEHkOIW_c6qZHClRImkbpd_nx3aj5Blj2WbtOEZ22A_nOf7fSl2lsvDP1AmImsZdOLc6HIYOAScX8izJJ/s1600-h/tomografi.bmp"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5209026520298325554" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: pointer; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtC1lJY6Edf8hyphenhyphenJ97kI4sP-KfpQu8E094AGND32hMY9Nqc-J60cVMRzqacRKtiEHkOIW_c6qZHClRImkbpd_nx3aj5Blj2WbtOEZ22A_nOf7fSl2lsvDP1AmImsZdOLc6HIYOAScX8izJJ/s320/tomografi.bmp" border="0" /></a><br /><b><o:p></o:p></b></p><p>Bilgisayarlı tomografi x-ışınıyla vücudunuzun detaylı bir görüntüsünü çıkarır. Geleneksel x-ışını filmi gibi tek bir fotoğrafınızı değil BT tarayıcısı vücudunuzun üzerinde hareket ederek birçok kesitin görüntüsünü çıkarır. Daha sonra bir bilgisayar yardımıyla bu görüntüler birleştirilir ve vücudunuzun kesit resimleri ortaya çıkar.</p><p><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgauUquWdtxrhyphenhyphenDISV8poK-b-s92WmAGBhecoWEn_9aGE1xA8iUAc-ui65Csz2pv7xH9OFYvjVGpqdcjkjKwKXB7kAWwlNlo3bANQpZuN2w2CabJgy3EdpaLNxq5G5lhiJDSsj4AmTF5Z38/s1600-h/BT.bmp"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5221264096277218002" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: pointer; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgauUquWdtxrhyphenhyphenDISV8poK-b-s92WmAGBhecoWEn_9aGE1xA8iUAc-ui65Csz2pv7xH9OFYvjVGpqdcjkjKwKXB7kAWwlNlo3bANQpZuN2w2CabJgy3EdpaLNxq5G5lhiJDSsj4AmTF5Z38/s320/BT.bmp" border="0" /></a></p><p style="TEXT-ALIGN: center"><span style="font-size:85%;">Bir BT görüntüsü</span><br /></p><p>BT kanserin evrelemesinde kullanılır. Kanserin akciğere, karaciğere veya başka organlara yayılıp yayılmadığını göstermede faydalı olur. Metastatik kanserin mevcut olabileceği lenf nodlarını ve uzak organları gösterir.</p><p>Bilgisayarlı tomografiden önce 1-2 lt kadar kontrast boyalı su içmeniz gerekebilir. Bu bağırsağı<span style="color:red;"> </span>belirgin hale getirir ve belli yerlerdeki tümörlerin gözden kaçmamasını sağlar. Ayrıca farklı bir kontrast boyarmadde enjekte edilebilmesi için damar yolu açtırmanız gerekebilir. Bu, vücudunuzdaki bazı yapıların daha belirgin hale gelmesini sağlar.</p><p>Enjeksiyon bazen ateş(saatler veya bazen günler süren kızarıklık ve sıcaklık hissi) yapabilir. Çok az insan boyarmaddeye karşı alerji gösterebilir. Çok nadir olarak, nefes darlığı ve düşük kan basıncı gibi ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Alerjik reaksiyonları önlemek ve tedavi etmek için ilaç verilebilir. Tomografi çektirmeden önce doktorunuza, varsa tomografi boyarmadde alerjinizi veya kabuklu deniz ürünlerine karşı olan alerjinizi bildirin.</p><p>Bilgisayarlı tomografi normal x-ışını filmlerinden daha uzun sürer ve masada daha uzun süre hareketsiz kalmanız gerekebilir. Ancak bütün diğer bilgisayarlı aletler gibi giderek hızlı hale geliyorlar ve bu süre giderek azalıyor. Ayrıca filminiz çekilirken halkanın içindeyken bir miktar hapsedilmiş hissine kapılabilirsiniz.</p><p>Bilgisayarlı tomografi bazen metastaz şüphesi olan bölgeden biyopsi yapmak için biyopsi iğnesine rehber olmak için kullanılır. Bu işlemde hasta BT masasında yatarken radyolog biyopsi iğnesini görülen kitleye doğru yaklaştırır. BT filmleri doktor iğnenin kitlenin içinde olduğuna emin olana kadar çekilir. İnce iğne biyopsi örneği(küçük parça doku) veya doku iğne biyopsi örneği(yaklaşık 1,5cm boyunda ve 0,5 cm çağında silindirik doku) çıkarılır ve mikroskop altında incelenir.</p><p><b>Manyetik rezonans görüntüleme</b></p><p><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmgfojymiUPBCNFKptGKDulXNqjHdut53JpFdLcPbD56q0HEZoBHytBFyp-mL0lMXS1WxSgeM1j02AeaRiZZZfOHMtX-ZSOSAm9GOHfTPxE9pMuqh-kcL2UQbbDywhARw0VfRcBJuCl1uj/s1600-h/MR.bmp"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5209027509465200210" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: pointer; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmgfojymiUPBCNFKptGKDulXNqjHdut53JpFdLcPbD56q0HEZoBHytBFyp-mL0lMXS1WxSgeM1j02AeaRiZZZfOHMtX-ZSOSAm9GOHfTPxE9pMuqh-kcL2UQbbDywhARw0VfRcBJuCl1uj/s320/MR.bmp" border="0" /></a><br /><b><o:p></o:p></b></p><p>Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) yönteminde x ışınları yerine radyo dalgaları ve güçlü mıknatıslar kullanılır. Radyo dalgalarının yaydığı enerji doku ve hastalıklı bölge tarafından emilip değişik ritimlerde geri verilir. Bir bilgisayar dokudan geri verilen belli ritimdeki radyo dalgalarını vücudun detaylı resmine dönüştürür. Bu yöntemle BT’de olduğu gibi sadece vücudun yatay kesitleri değil vücut uzunluğuna paralel kesitlerinin de görüntüleri oluşturulur. BT’deki gibi kontrast materyal enjekte edilebilir ama bu sık uygulanmaz.</p><p>MRG özellikle beynin ve omuriliğin incelenmesinde faydalıdır. Manyetik rezonans görüntüleme yöntemi BT’ye göre daha rahatsız edicidir. Öncelikle daha uzun sürer, sıklıkla bir saat kadar. Ayrıca kapalı bir tüpün içine girmek zorundasınız, ki bu kapalı yer korkusu olan insanları çok rahatsız eder. Makine çalışırken gümbürtüler çıkarır, bu da rahatsız edici olabilir. </p><p><b>Lenfanjiyografi<o:p></o:p></b></p><p>Diğer tekniklerdeki ilerlemeler sayesinde lenfanjiyografi tekniği günümüzde çok nadir olarak yapılmaktadır. Çoğu doktor bunun yerine BT’yi tercih etmektedir. Lenfanjiyografi için özel bir boyarmadde ayaktan veya bacaktan lenf damarlarına enjekte edilir. Boyarmadde lenf nodlarında dolaşır. Lenf nodlarına yayılım olup olmadığına bakmak için özel bir monitörde lenf sisteminin x-ışınıyla filmleri çekilir. Lenf nodları enfeksiyonla savaşan beyaz kan hücrelerinin toplu olduğu, küçük, fasulye şekilli nodüllerdir. Büyümüş lenf nodları kanserin lenf nodlarına yayıldığını gösterebileceği gibi vücudun bir enfeksiyonla savaştığını da gösterebilir.</p><p>BT görüntüleme yöntemi lenf nodlarını incelemek için lenfanjiyografiye göre daha sık kullanılmaktadır. Ancak bu yöntem bazen erken evre nonseminomlarda kemoterapi ya da radyoterapi öncesinde kullanılmaktadır.</p><p><b>Pozitron emisyon tomografi (PET)</b></p><div style="TEXT-ALIGN: center"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEih7JgP6ofzF3YsIrFum4wTWgjgw6-WYliqSjqXhDfUYApTQgJoHkjUo5r7Ur4ME-HDHlL7KgHT7YoH6oAhyphenhyphenXmKl0MFzIzho627vFktKCreEMLyQWKhkrceUhz9sUORBZSPyA_AJ2X-bdGD/s1600-h/pet.bmp"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5209026855774644450" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: pointer; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEih7JgP6ofzF3YsIrFum4wTWgjgw6-WYliqSjqXhDfUYApTQgJoHkjUo5r7Ur4ME-HDHlL7KgHT7YoH6oAhyphenhyphenXmKl0MFzIzho627vFktKCreEMLyQWKhkrceUhz9sUORBZSPyA_AJ2X-bdGD/s320/pet.bmp" border="0" /></a> <span style="font-size:85%;">Bir PET görüntüsü</span><br /></div><p><b><o:p></o:p></b></p><p>Pozitron emisyon tomografide radyoaktif işaretli glukoz(şeker) hastaya damardan verilir. Kanserli dokular normal dokulara göre şekeri daha hızlı aldıkları için radyoaktif maddeyi de alırlar. Bir tarayıcı radyoaktif birikimleri işaretler. Bu test toplanmış küçük kanser hücrelerini işaretleyebilir. Bazen büyümüş lenf nodlarını kemoterapi sonrasında kontrol etmek için kullanılır. Kalan kitlede fibröz doku mu aktif tümör mü olduğunu ayırt etmede PET yararlı olabilir. Genellikle PET BT ile beraber kullanılır. Bu BT’de görülen anormalliklerin kanser olup olmadıklarını ayırt etmede faydalı olur.</p>Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-43973626323315058122008-05-27T09:34:00.003+03:002008-09-26T09:27:48.873+03:00Testis Kanseri Erken Bulunabilir mi?<p><em>Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır.<br /><?xml:namespace prefix = o /><o:p></o:p></em></p><p>Çoğu testis kanseri erken safhada bulunabilir. Bazı erkeklerde testis kanseri tıbbi nedenlerini arayacakları belirtiler gösteriyor. Ancak bazı testis kanserleri maalesef çok ileri safhalara kadar belirti vermeyebilir. </p><p>Birçok doktor her erkeğin testislerini muayenesinin aylık fiziksel muayenesinin bir parçası olması gerektiğini düşünüyor. Amerikan Kanser Topluluğu(ACS) kanserle ilişkili kontrollerin bir parçası olması gerektiğini öneriyor. ACS erkekleri testis kanseri hakkında uyanık olmalarını ve testisinde şişlik bulduklarında hemen doktora gitmelerini öneriyor. ACS testis kanseri risk faktörü taşıyan gruplar haricinde düzenli testis muayenesini önermiyor, çünkü bunun kanserden ölüm oranlarını azalttığına dair yeterli çalışma yapılmamıştır.</p><p>Ancak bazı doktorlar testiste bulunan şişliğin erken tedavi için önemli bir fikir olduğunu düşündükleri için ergenlikten sonra her erkeğin aylık testis muayenesini yapmasını öneriyor.</p><p>Aylık kendi kendine muayene yapmak isteyen erkekler bu bölümde testis muayenesinin aşamalarını bulabilir. Eğer testis kanserine yakalanma ihtimalini arttıran belli risk faktörlerine sahipseniz(inmemiş testis, diğer testiste germ hücre tümörü veya aile öyküsü gibi), doktorunuzla konuşmalı ve ciddi bir şekilde aylık kendi kendine muayeneyi düşünmeniz gerekir.</p><p>Testis muayenesi için en iyi zaman banyo sırasında veya sonrasında testis kesesinin(skrotum) gevşediği durumdur.</p><p style="MARGIN-LEFT: 36pt; TEXT-INDENT: -18pt"><span style="font-family:Symbol;"><span style="font-size:0;">·<span style="FONT: 7pt 'Times New Roman'; font-size-adjust: none; font-stretch: normal"> </span></span></span>Penisinizi tutun ve testislerinizi ayrı ayrı muayene edin.</p><p style="MARGIN-LEFT: 36pt; TEXT-INDENT: -18pt"><span style="font-family:Symbol;"><span style="font-size:0;">·<span style="FONT: 7pt 'Times New Roman'; font-size-adjust: none; font-stretch: normal"> </span></span></span>İki elinizle testisinizi başparmağınız ve parmaklarınızın arasına alın ve nazikçe yuvarlayın.</p><p style="MARGIN-LEFT: 36pt; TEXT-INDENT: -18pt"><span style="font-family:Symbol;"><span style="font-size:0;">·<span style="FONT: 7pt 'Times New Roman'; font-size-adjust: none; font-stretch: normal"> </span></span></span>Sert kitleler veya nodüllerin(yumuşak yuvarlak kitleler) olup olmadığını kontrol edin. Boyutunda, şeklinde ve sertliğinde değişim olup oladığını kontrol edin.</p><p>Her normal testiste, testisin üst veya orta dış kısmında epididim adı verilen küçük bir yumrunun olduğunu bilmeniz gerekir. Aynı zamanda normal testiste kan damarları, destek dokular ve spermi ileten kanallar bulunur. Bazı erkekler önce bunları kanserle karıştırabilirler. Endişeniz varsa doktorunuza sorun. Testis kanser dışında birçok nedenden ötürü büyüyebilir. Hidrosel adı verilen, testisin etrafında sıvı birikmesiyle oluşan iyi huylu durum olabilir. Testisteki damarlar genişleyip yumru oluşturabilir. Buna varikosel denir. Tümör değil de bu durumlardan birini yaşadığınıza emin olmak için doktorunuzun sizi muayene etmesi gerekir. Doktor sizden ultrason isteyebilir. Bu tümörü bulmak için kolay ve ağrısız bir yöntemdir.</p><p>Eğer testisinizi kendi kendinize muayene etmeye başlarsanız neyin normal neyin anormal durum olduğunu giderek daha iyi anlayacaksınız. Her zaman hissettiğiniz değişikleri geciktirmeden doktorunuza bildirin.</p>Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-87595911710105237712008-05-27T09:33:00.002+03:002008-09-26T09:27:21.377+03:00Testis Kanseri Önlenebilir mi?<p><em>Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır.<br /><?xml:namespace prefix = o /><o:p></o:p></em></p><p>Bazı bilinen risk faktörleri –inmemiş testis, beyaz ırk, aile öyküsü- önlenemez çünkü bunlar doğuşta mevcuttur. Aynı zamanda testis kanseri olan birçok erkek bilinen risk faktörlerine sahip değil. Bu nedenlerden dolayı şu anda bu hastalığı önlemek mümkün değil. İnmemiş testisi çocuklarda düzelttirmek akıllıca bir davranış olur, ancak uzmanlar inmemiş testisin testis kanseri riskini değiştireceği konusunda hemfikir değiller.</p>Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-79524044332403754862008-05-27T09:29:00.003+03:002008-09-26T09:26:58.180+03:00Testis Kanserine Neyin Neden Olduğunu Biliyor Muyuz?<p><em>Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır.<br /><?xml:namespace prefix = o /><o:p></o:p></em></p><p>Çoğu vakada testis kanserinin esas nedeni bilinmiyor. Ancak bilim adamları bu hastalığın daha önce saydığımız nedenlerle bağlantılı olduğunu buldular. Nedenini öğrenmek için çok sayıda araştırma yapılıyor.</p><p>Geçtiğimiz birkaç yılda araştırmacılar, normal testis hücrelerinin germ hücre tümörlerine dönüşmesine neden olabilecek belli DNA ve kromozom değişiklikleri hakkında birçok bilgi edindiler. Kromozomlar DNA ve proteinlerin büyük molekülleridir ve genetik mirasımızı taşırlar. Her yumurta ve sperm hücresi vücudun diğer hücrelerinin taşıdığı kromozom sayısının yarısını taşırlar. Yumurta ve sperm hücresi birleştiğinde fetüs normal sayıda kromozoma sahip olur, yarısı anneden yarısı babadan gelir. Bu yüzden biz anne-babamıza benzeriz.</p><p>Üreme(germ) hücrelerinin(46 kromozomlu) 23 kromozomlu sperm veya yumurta hücresi oluşturmasına mayoz denir. Testis germ hücre tümörü mayoz sırasında oluşan anormallik nedeniyle oluşabilir. 23 kromozomlu normal sperm hücresi yerine 46 kromozomun hepsi kalır. Genellikle bu kromozomlar kararsız olurlar, şekilce ve sayıca anormal gelişmeye devam ederler(daha çok 69 ile 82 arasında). Testis kanseri hücreleri sıklıkla 12. kromozomun fazladan bir kopyasına sahiptir(izokromozom 12p adı verilir). Bilim adamları mayoz sırasında neyin yanlış gittiğini öğrenmek için bu kromozomun DNA’sını çalışıyorlar.</p><p>Hücre bölünmesini düzenleyen faktörlerdeki ve hücre çevrimindeki değişimleri ve çok sayıda anormal kromozomu insanlarda ve hayvanlarda testis kanseriyle ilişkilendiriyorlar. Testis kanserinin doğru sebebini bulmak için bütün bu değişiklikler üzerinde çalışılıyor.</p>Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5619378574969412136.post-27283035181828632562008-05-26T17:46:00.004+03:002008-09-26T09:26:38.802+03:00Testis Kanserinin Risk Faktörleri Nelerdir?<p><em>Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır.<br /><?xml:namespace prefix = o /><o:p></o:p></em></p><p>Risk faktörü hastalığa yakalanma riskini değiştiriyor. Farklı kanserler için farklı risk faktörleri vardır. Mesela derinin güçlü güneş ışığına maruz kalması deri kanseri için bir risktir. Sigara içmek birçok kanser türü için bir risktir. Ama sıklıkla bir veya hatta birçok risk faktörüne sahip olmak sizin hastalığa yakalanacağınız anlamına gelmez. Aynı şekilde hiç risk faktörüne sahip olmamanız da hastalığa yakalanmayacağınızı göstermez.</p><p>Bilim adamları bir erkeğin testis kanserine yakalanmasına yol açan çok az risk faktörü buldular. Bir erkek bir ya da birden çok risk faktörünü taşısa bile bu risk faktörlerinin kanser gelişimine katkısını anlamak mümkün değil. Ayrıca, birçok testis kanseri teşhisi konmuş erkekte bilinen risk faktörlerinden hiçbirine rastlanmamıştır.</p><p><b>İnmemiş testis:</b> Kriptorşidizm veya inmemiş testis olarak bilinen durum, testis kanseri risk faktörlerinden en önemlilerinden biridir. Testis kanseri vakalarının yaklaşık %10’u inmemiş testis öyküsü olan erkeklerde görülüyor. Normalde testisler fetüsün karın bölgesinde gelişirler ve doğumdan önce skrotuma(testis kesesi) inerler. Ancak erkek çocukların yaklaşık %3’ünde testisler doğumdan önce aşağıya inmezler. Bazen karın içinde kalır. Bazen testis inmeye başlar ancak kasık bölgesinde sıkışır. </p><p>Çoğu zaman, inmemiş testis çocuğun birinci yılında keseye inmeye devam eder. Eğer testis çocuk bir yaşını doldurduğunda inmediyse muhtemelen kendiliğinden aşağı inmeyecektir. Bazen testisi skrotuma getirmek için<span style="font-size:0;"> orşiyopeksi </span>adı verilen bir ameliyat yapılması gerekir.</p><p>İnmemiş testis öyküsü olan bir erkekte testis kanseri gelişme riski yüksektir. Bazı uzmanlar testisi karında kalanların bir parça da olsa aşağıya inmiş olanlara göre daha fazla risk altında olduklarına inanıyorlar. Çoğu kanser vakalarının inmemiş testiste görülmesine rağmen %25’e yakın durumda kanser normal inmiş testiste oluşuyor. </p><p>İnmemiş testis ameliyatının çocukluğun erken evresinde yapılmasının germ hücreli tümör gelişme riskini azaltacağına dair bazı kanıtlar bulunmaktadır. Testis kanseri riskini azaltmak için bu ameliyatın yapılması için en iyi zaman tam belli değil. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki uzmanlar, kanserle bağlantılı olmayan sebeplerden dolayı(kısırlık gibi), bu ameliyatın çocuğun birinci doğum gününden hemen sonra yapılmasını tavsiye ediyorlar. Yakın zamanda yapılmış kapsamlı bir çalışma 12 yaşından sonra bu ameliyatı yaptıranların, daha erken yaşlarda ameliyat olanlara kıyasla testis kanserine yakalanma riskinin arttığını göstermiştir. </p><p><span style="FONT-WEIGHT: bold">Aile öyküsü:</span> Testis kanseri olan bir aile öyküsü riski artıran bir faktördür. Eğer bir erkek testis kanseriyse erkek kardeşlerinde ve oğullarında görülme riski yüksektir. Ancak, testis vakalarının sadece %3’ünün ailesinde testis kanseri öyküsü bulunmuştur. Bu da çoğu erkeğin bu hastalığı çocuklarına taşımadığını gösteriyor.</p><p><span style="FONT-WEIGHT: bold">HIV enfeksiyonu:</span> İnsan bağışık yetmezlik virüsü(HIV) taşıyanlar, özellikle AIDS olanlar yüksek risk grubundadır. Testis kanseri riskini artıran başka bir enfeksiyon bulunmamıştır.</p><p><span style="FONT-WEIGHT: bold">Karsinoma in situ(CIS):</span> Bu durum herhangi bir belirtiye ya da kitleye sebep olmuyor. Testisteki karsinoma in situnun ne kadar sıklıkla testis kanserine dönüştüğü belli değil. Bazı vakalarda karsinoma in situ, kısırlık için yapılan tetkiklerde ya da inmemiş testis için yapılan ameliyatta bulunuyor. Avrupa’daki doktorlar Amerika’dakilere göre karsinoma in situyu taramaya daha fazla eğilimli. Bu belki de Amerika’da teşhisin ve kansere dönüşmesinin neden Avrupa’dan daha az olduğunu açıklıyor.</p><p><span style="FONT-WEIGHT: bold">Diğer testisin kanseri:</span> Testis kanseri öyküsü bir diğer risk faktörüdür. Kanser tedavisi görmüş kişilerin yaklaşık %3-4’ünde diğer testiste de kanser gelişebilir.</p><p><span style="FONT-WEIGHT: bold">Yaş:</span> Testis kanserlerinin %95’i 20 ve 54 yaşları arasında gelişiyor. Fakat bu kanser bebeklerden yaşlı erkeklere kadar her yaştaki erkeği etkilemektedir.</p><p><span style="FONT-WEIGHT: bold">Irk ve etnik köken:</span> Beyaz ırkın testis kanseri riski siyah ırkın riskinin 5 katı, Asyalı Amerikalıların ve Amerika yerlilerininkinin 3 katı kadardır. Bu farkın nedeni bilinmiyor. Dünya çapında ise bu hastalık Amerikalı ve Avrupalı erkeklerde, Afrika ve Asyalı erkeklere göre daha fazla görülüyor.</p><p><span style="FONT-WEIGHT: bold">Vücut ölçüleri:</span> Bazı çalışmalar uzun erkeklerde testis kanseri gelişme riskinin fazla olduğunu bulurken diğer çalışmalar bunu doğrulamıyor.</p>Çiğdem Tangilhttp://www.blogger.com/profile/00752336728187362526noreply@blogger.com0