Mail Grubuna üye olmak için aşağıdaki kutuya mail adresinizi girin

Google Grupları
Testis Kanseri grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

7 Haziran 2008 Cumartesi

Testis Kanseri Teşhisi Nasıl Konulur?

Bu yazım Amerikan Kanser Derneğinin testis kanseri hakkındaki bir yayınının Türkçe'ye çevirisinden bir parçadır.

Testis Kanserinin Belirtileri

Testis kanseri vakalarının yaklaşık %90’ında, erkekler testisinde bir yumru veya testisin şişmiş yada büyümüş olduğunu hissederler. Bazen yumru ağrı yapabilir, ancak çoğu zaman ağrı yoktur. Testis kanseri bir erkek alt karın bölgesinde veya testis kesesinde ağrı veya ağırlık hissedebilirler.

Nadir olarak memede ağrı veya büyüme hissedilebilir(benim kardeşimde olmuştu). Bunun nedeni belli tip germ hücre tümörünün insan koriyonik gonadotropin (HCG) adı verilen bir hormon salgılayarak meme büyümesine neden olmasıdır. HCG seviyesi kan testleriyle ölçülür. Bu testler bazı testis kanserlerini teşhis, evreleme ve izlemede önemlidir.

Germ hücre tümörleri gibi Leydig hücre tümörleri ve Sertoli hücre tümörleri de testiste yumruya neden olabilir. Tümör tipi ancak mikroskop altında incelenerek tespit edilebilir. Ancak Leydig hücre tümörleri androjen(erkek seks hormonları) veya östrojen(kadın seks hormonları) üretebilir. Bu hormonlar doğru teşhise yararlı olacak belirtilere neden olurlar. Meme büyümesi veya cinsel istekte azalma östrojen üreten tümörlerin bir belirtisidir. Androjen üreten tümörler erkeklerde kesin belirtilere neden olmazlar. Erkek çocuklarda anormal sayılacak erken yaşlarda vücutta ve yüzde kıllanmaya neden olur.

Testis kanseri diğer organlara yayılmış olsa bile sadece 4 erkekten birinde belirtiler görülüyor. Alt sırt bölgesindeki ağrı kanserin karın bölgesindeki lenf nodlarına yayıldığını gösterebilir. Eğer kanser akciğere yayıldıysa, nefes darlığı, göğüs ağrısı veya öksürüğe neden olabilir. Bazen hasta kan bile öksürebilir. Bazen karın bölgesindeki ağrı büyümüş lenf nodlarından veya karaciğer metastazdan kaynaklanabilir. Eğer kanser beyine yayıldıysa baş ağrılarına neden olabilir. Bu testis kanserinin genel yayılım şekli değildir.

Kanser dışı birçok durum da kansere benzer belirtilere neden olabilir( testis zedelenmesi veya iltihabı gibi). Testisin iltihaplanması, orşit diye bilinir, ağrılı şişliğe neden olur. Epididimit (epididimin iltihaplanması) da ağrıya ve şişliğe neden olur. Bunların ikisi de viral yada bakteriyel enfeksiyonlardan kaynaklanabilir. Kabakulak virüsü 5 erkekten 1’inde orşite neden olur.

Yukarıda sayılan belirtilere sahipseniz gecikmeden doktora görünün. Ne kadar erken giderseniz o kadar doğru teşhis konur ve o kadar kısa zamanda tedaviniz başlayarak daha etkili bir tedavi şansınız olur.

Tıbbi Geçmiş ve Fiziksel Muayene

Doktor öncelikle tıbbi geçmişinizi araştırır, risk faktörleri taşıyıp taşımadığınızı ve belirtileri sorar. Fiziksel muayenede doktor, testisleri şişkinlik veya hassasiyet için elle kontrol eder ve herhangi bir kitlenin varlığını, yerini ve boyutunu araştırır. Doktor aynı zamanda karın(abdomen) arka bölgesindeki lenf nodlarında(retroperitoneal lenf nodları) herhangi bir şişme olup olmadığını kanserin karın(abdomen) arka bölgesine yayılıp yayılmadığını bulmak için kontrol eder.

Ultrason

Ultrason kitlenin katı(solid) ya da içi sıvıyla dolu olduğunu bulmaya yardımcı olur. Bu tetkikte iç organların görüntülerini çıkarmak için ses dalgaları kullanılır. Transduser (okuyucu benzeri alet) ses dalgaları yayar ve organlardan gelen yankıları toplar. Bilgisayarda bu yankılar görüntüye dönüşür. Çoğu tümörün yankısı normal dokulardan farklıdır. Bu ekodaki farklılıklar bazı benin(iyi huylu) ve malin(kötü huylu) tip tümörleri ayırmaya da yardımcı olur.

Bu test kolaydır ve radyasyon yaymaz. Bu nedenledir ki anne karnındaki bebeğin takibi için sıklıkla kullanılır. Ultrason seansında yatağa uzanıyorsunuz ve görevli kişi transduser denilen aleti vücudunuzun hangi bölgesinin incelenmesi gerekiyorsa o bölgenin üzerinde gezdiriyor. Genellikle deri bir jelle yağlanıyor. Yankıların görüntüsü benin durumları(hidrosel, varikosel gibi) solid tümörlerden ayırıyor. Eğer kitle katıysa(solid), kanser olabilir ve doktor bu durumda ek testler ya da kitlenin çıkarılması için hemen ameliyat önerebilir.

Kan Testleri

Bazı kan testleri testis tümörü teşhisinde yardımcı olabilir. Çoğu testis kanserleri belli proteinleri yüksek miktarda salgılayabilir, alfa-fetoprotein (AFP) ve insan koriyonik gonadotropin (HCG). Bu proteinler (tümör belirteçleri olarak bilinir) çok önemlidir çünkü bunların kanda varlığı testis tümörünün varlığına işaret eder. Tümör laktat dehidrogenez (LDH) denilen bir enzimin de yükselmesine neden olabilir. Ancak LDH kanser dışında nedenlere bağlı olarak da yükselebilir.

Nonseminomlarda sıklıkla AFP ve HCG seviyeleri yükselir. Seminomlarda bazen HCG yükselir ama hiçbir zaman AFP yükselmez. Yüksek LDH seviyesi çoğunlukla (ama her zaman değil) birçok hastalığın işaretidir. Sertoli ve Leydig hücre tümörleri bu maddeleri salgılamazlar. Bu proteinler tümör çok küçükse salgılanmayabilir. Bu testler aynı zamanda ne kadar kanserin bulunduğunu tahmin etmede, terapiye cevabı değerlendirmede ve tümörün geri gelmediğinden emin olmakta kullanılır.

Ameliyat

Eğer doktor ultrasonda solid tümör görürse, bunun hemen alınmasını tavsiye eder. Cerrah tümörün tamamını testis ve spermatik kordla birlikte çıkarır. Spermatik kord testis kanserinin vücudun diğer bölgelerine yayılımı için yol olan kan ve lenf damarlarını içerir. Kanser hücrelerinin yayılmasını önlemek için bu damarlar ameliyatın başında bağlanır. Kasıktan yapılan bir kesiyle ameliyat gerçekleşir. Bu ameliyata radikal inguinal orşiektomi denir.

Kesilen bütün örnek bir patoloğun(hastalığın laboratuarda yapılan teşhisinde uzmanlaşmış doktor) mikroskop altında dokuyu incelemesi için laboratuara gönderilir. Eğer kanser hücreleri varsa patolog tipini ve yayılımını belirten bir rapor hazırlar.

Çok nadir durumlarda, testis kanserinin teşhisi kesin değilse doktor, ameliyattan önce testisten biyopsi yapabilir. Bu ameliyat esnasında olur. Bu ameliyat sırasında cerrah kasıktan bir kesi açar ve spermatik kordu kesmeden testisi skrotumdan geriye çeker. Eğer şüpheli doku varsa bir parça örnek alınır ve hemen patolog inceler. Kanser bulunursa spermatik kord kesilir. Eğer doku kanserli değilse, genellikle testis skrotuma yerleştirilir. Tedavi sadece kitlenin çıkarılmasıyla ya da gerekli ilaçlarla yapılır. Kanser teşhisi konulduysa kanserin ne kadar ilerlediğini görmek için doktorunuz sizden bazı görüntüleme testleri yaptırmanızı isteyecektir.

Görüntüleme Testleri

Göğüs filmi

Bu test göğsünüzün x ışınıyla çekilen, her yerde çektirebileceğiniz basit bir filmidir. Bu test kanserin akciğerlerinize veya mediasten olarak da bilinen göğüs bölgesindeki lenf nodlarına yayılıp yayılmadığını anlamak için istenir. Eğer göğüs filminiz normalse büyük ihtimalle kanser akciğerinize yayılmamıştır. Ancak çoğu doktor kanserin göğse yayılıp yayılmadığını anlamak için bilgisayarlı tomografinin daha kesin sonuç vereceğini düşünüyor.

Bilgisayarlı Tomografi(BT)


Bilgisayarlı tomografi x-ışınıyla vücudunuzun detaylı bir görüntüsünü çıkarır. Geleneksel x-ışını filmi gibi tek bir fotoğrafınızı değil BT tarayıcısı vücudunuzun üzerinde hareket ederek birçok kesitin görüntüsünü çıkarır. Daha sonra bir bilgisayar yardımıyla bu görüntüler birleştirilir ve vücudunuzun kesit resimleri ortaya çıkar.

Bir BT görüntüsü

BT kanserin evrelemesinde kullanılır. Kanserin akciğere, karaciğere veya başka organlara yayılıp yayılmadığını göstermede faydalı olur. Metastatik kanserin mevcut olabileceği lenf nodlarını ve uzak organları gösterir.

Bilgisayarlı tomografiden önce 1-2 lt kadar kontrast boyalı su içmeniz gerekebilir. Bu bağırsağı belirgin hale getirir ve belli yerlerdeki tümörlerin gözden kaçmamasını sağlar. Ayrıca farklı bir kontrast boyarmadde enjekte edilebilmesi için damar yolu açtırmanız gerekebilir. Bu, vücudunuzdaki bazı yapıların daha belirgin hale gelmesini sağlar.

Enjeksiyon bazen ateş(saatler veya bazen günler süren kızarıklık ve sıcaklık hissi) yapabilir. Çok az insan boyarmaddeye karşı alerji gösterebilir. Çok nadir olarak, nefes darlığı ve düşük kan basıncı gibi ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Alerjik reaksiyonları önlemek ve tedavi etmek için ilaç verilebilir. Tomografi çektirmeden önce doktorunuza, varsa tomografi boyarmadde alerjinizi veya kabuklu deniz ürünlerine karşı olan alerjinizi bildirin.

Bilgisayarlı tomografi normal x-ışını filmlerinden daha uzun sürer ve masada daha uzun süre hareketsiz kalmanız gerekebilir. Ancak bütün diğer bilgisayarlı aletler gibi giderek hızlı hale geliyorlar ve bu süre giderek azalıyor. Ayrıca filminiz çekilirken halkanın içindeyken bir miktar hapsedilmiş hissine kapılabilirsiniz.

Bilgisayarlı tomografi bazen metastaz şüphesi olan bölgeden biyopsi yapmak için biyopsi iğnesine rehber olmak için kullanılır. Bu işlemde hasta BT masasında yatarken radyolog biyopsi iğnesini görülen kitleye doğru yaklaştırır. BT filmleri doktor iğnenin kitlenin içinde olduğuna emin olana kadar çekilir. İnce iğne biyopsi örneği(küçük parça doku) veya doku iğne biyopsi örneği(yaklaşık 1,5cm boyunda ve 0,5 cm çağında silindirik doku) çıkarılır ve mikroskop altında incelenir.

Manyetik rezonans görüntüleme


Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) yönteminde x ışınları yerine radyo dalgaları ve güçlü mıknatıslar kullanılır. Radyo dalgalarının yaydığı enerji doku ve hastalıklı bölge tarafından emilip değişik ritimlerde geri verilir. Bir bilgisayar dokudan geri verilen belli ritimdeki radyo dalgalarını vücudun detaylı resmine dönüştürür. Bu yöntemle BT’de olduğu gibi sadece vücudun yatay kesitleri değil vücut uzunluğuna paralel kesitlerinin de görüntüleri oluşturulur. BT’deki gibi kontrast materyal enjekte edilebilir ama bu sık uygulanmaz.

MRG özellikle beynin ve omuriliğin incelenmesinde faydalıdır. Manyetik rezonans görüntüleme yöntemi BT’ye göre daha rahatsız edicidir. Öncelikle daha uzun sürer, sıklıkla bir saat kadar. Ayrıca kapalı bir tüpün içine girmek zorundasınız, ki bu kapalı yer korkusu olan insanları çok rahatsız eder. Makine çalışırken gümbürtüler çıkarır, bu da rahatsız edici olabilir.

Lenfanjiyografi

Diğer tekniklerdeki ilerlemeler sayesinde lenfanjiyografi tekniği günümüzde çok nadir olarak yapılmaktadır. Çoğu doktor bunun yerine BT’yi tercih etmektedir. Lenfanjiyografi için özel bir boyarmadde ayaktan veya bacaktan lenf damarlarına enjekte edilir. Boyarmadde lenf nodlarında dolaşır. Lenf nodlarına yayılım olup olmadığına bakmak için özel bir monitörde lenf sisteminin x-ışınıyla filmleri çekilir. Lenf nodları enfeksiyonla savaşan beyaz kan hücrelerinin toplu olduğu, küçük, fasulye şekilli nodüllerdir. Büyümüş lenf nodları kanserin lenf nodlarına yayıldığını gösterebileceği gibi vücudun bir enfeksiyonla savaştığını da gösterebilir.

BT görüntüleme yöntemi lenf nodlarını incelemek için lenfanjiyografiye göre daha sık kullanılmaktadır. Ancak bu yöntem bazen erken evre nonseminomlarda kemoterapi ya da radyoterapi öncesinde kullanılmaktadır.

Pozitron emisyon tomografi (PET)

Bir PET görüntüsü

Pozitron emisyon tomografide radyoaktif işaretli glukoz(şeker) hastaya damardan verilir. Kanserli dokular normal dokulara göre şekeri daha hızlı aldıkları için radyoaktif maddeyi de alırlar. Bir tarayıcı radyoaktif birikimleri işaretler. Bu test toplanmış küçük kanser hücrelerini işaretleyebilir. Bazen büyümüş lenf nodlarını kemoterapi sonrasında kontrol etmek için kullanılır. Kalan kitlede fibröz doku mu aktif tümör mü olduğunu ayırt etmede PET yararlı olabilir. Genellikle PET BT ile beraber kullanılır. Bu BT’de görülen anormalliklerin kanser olup olmadıklarını ayırt etmede faydalı olur.